KOMİSYON KONUŞMASI

SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Bakanım, çok kıymetli Komisyon üyeleri, basınımızın güzide temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının seneidevriyesinde kendisini rahmetle, saygıyla anıyoruz. Onun vefatı sadece Türkiye'de değil tüm Türk dünyasında da büyük bir acı hissiyatı oluşturmuştur. Bu vefatının seneidevriyesinde bir güzel haber Türk dünyasından, Azerbaycan'dan aldık. Bugün Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarına yaptığı işgal, saldırı sonucunda Azerbaycan'ın bir mücadelesi, haklı mücadelesi zaferle sonuçlanmıştır. Karabağ azat olmuştur. Bu manada Azerbaycan'ın sürekli olarak yanında olan Türkiye, yapılan anlaşma metninden de anlaşılacağı üzere hem sahada hem masada Azerbaycan'ın yanında olduğunu hissettirmiştir. Bunun, Azerbaycan'a, Azerbaycan halkına hayırlı olmasını diliyorum.

Değerli arkadaşlar, Sayın Bakanımızın sunumunu dikkatle dinledik. Sayın Bakanımızın anlatımında da fark ettiğimiz Türkiye'de adalet manasında, AK PARTİ döneminde, ciddi bir sistem değişikliğine ulaşılmıştır. Büyük bir yargı teşkilatına sahip olduk ve AK PARTİ döneminde yapılanlara böyle kısaca baktığımızda özetle şunu ifade etmeliyiz ki Adalet Bakanlığının bütçesi -bütçenin tümü üzerinde Adalet Bakanlığına ayrılan bütçe- 2 kat artmıştır ve her yıl da artmaya devam etmektedir. Yine, hâkim ve savcı sayısında, mahkeme sayısında ciddi artışlar ortaya konulmuştur; kadın hâkim ve savcının az olduğundan bahsedilmiştir. Bu konuda yeteri kadar inceleme yapılmadığını, bir bilgi eksikliği olduğunu düşünüyorum. Kadın hâkim ve savcı sayısı yüzde 10'lardan yüzde 36'lara çıkmıştır.

Yine değerli arkadaşlar, etkin bir yargılama için istinaf mahkemeleri hayata geçirilmiştir. Nöbetçi noterlik uygulamasını yine bizim dönemimizde hayata geçirmiş ve başarılı bir uygulama olarak takip etmekteyiz. Alternatif çözüm yöntemlerinden, uyuşmazlık çözüm yöntemlerinden özellikle ara buluculuk ve yine uzlaştırma müessesi gerçekten yargılamalardaki iş yükünü ciddi derecede hafifletmiştir. Seri yargılama usulü, basit yargılama usulüyle de yargı daha hızlı bir şekilde karar vermektedir. "Geç gelen adalet, adalet değildir." anlayışı tarihe mahkûm olmaktadır.

Yine, insan haklarına yönelik olarak da ciddi düzenlemeler yaptık, bunlardan bir tanesi de lekelenmeme hakkıdır. Vatandaşımızın yargıya erişimini kolaylaştırmak anlamında da Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi sayesinde uzakları yakın eyleyen, nakilleri azaltan bir sistem oluşturduk. Kamu Denetçiliği Kurumunu tesis ettik, bireysel başvuru hakkı tanındı, bilirkişilik reformunu düzenledik, kişisel verilerin korunması hususunda, bunu anayasal bir hak olarak düzenledik ve bu konuda bir kanun çıkardık. Kişisel Verileri Koruma Kurulu da ciddi çalışmalar yapmaktadır. Türkiye'nin her bir tarafında modern ve ihtiyaca cevap veren adalet hizmet binalarını kurduk, tesis ettik. Merdiven altlarında yapılan yargılamalardan modern adalet saraylarında yargılama yapılma imkânı oluşturduk. Temel kanunlarımızın birçoğunu yeniledik. Yine İnsan Hakları Tazminat Komisyonu kurduk, Adli Tıp Kurumunu bütün Türkiye'ye yaydık. Bunun gibi sayamayacağımız birçok reformlar yaptık. Özellikle, Yargı Reformu Strateji Belgesi'yle beraber o strateji belgesinin yüzde 50'sini hayata geçirdik. Bunda da, gerek avukatlara gerek yargı camiasına hukuk fakültelerine ciddi düzenlemeler yapıldı. Biz bunda emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, burada yargıya güvenle alakalı olarak eleştirilerde bulunulmuştur. Sayın Bakanımızın açıklamalarını müzakere esnasında yargıya güven endeksi üzerinden bir varsayım ortaya koydunuz. Yani, bunu, şöyle ifade etmek istiyorum: Nasıl bir yargı istiyorsunuz? Türkiye'deki yargı sisteminin geçmişten bugüne çok büyük bir aşama katettiğini görmezlikten gelmemeniz lazım. Yani, şöyle bir yargı mı istiyorsunuz? Geçmişte bu ülkenin Başbakanını... (CHP sıralarından gürültüler) Yargı tarafsız ve bağımsızdır. Yargı bu ülkenin Başbakanını mahkeme salonlarına götürüp bir ifade verdiğinde, savunma verdiğinde bunu bize sormayın... "Sizi buraya tıkayan iradeye sorun." diyen bir yargı mı istiyorsunuz? Yine aynı şekilde hâkim ve savcı atamalarında "Ben ne yapayım onları atamayım da ülkücüleri mi atayayım?" diyen bir Bakanlık mı istiyorsunuz? Aynı şekilde, 12 Eylülde "Bir sağdan, bir soldan." diyerek 17 yaşındaki bir kişinin yaşını büyüterek idam ettiren bir yargı mı istiyorsunuz? Milletin seçtiği Cumhurbaşkanının adli yargı açılış törenine hâkimlerin, savcıların katılmasını eleştiriyorsunuz; 28 Şubatta asker çağırdığında, koşa koşa cübbesiyle darbe brifinglerine giden bir hâkim savcı profili mi istiyorsunuz? Nasıl bir yargı istiyorsunuz? Cumhurbaşkanlığının genel olarak seçildiği bir temayülün oluştuğu bir dönemde 367 garabetine imza atan bir yargı mı istiyorsunuz? Aynı şekilde, internet ortamında toplanan belgelerden bir siyasi partiye kapatma davası açan bir yargı mı istiyorsunuz? (CHP sıralarından gürültüler)

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Dinleyelim sayın milletvekilleri.

SALİH CORA (Trabzon) - Bu ülkenin seçilmiş Başbakanını, bu ülkenin Hükûmetini "suç örgütü lideri" diye iddianame hazırlayan bir yargı mı istiyorsunuz?

Değerli arkadaşlar, bunların her birini Türkiye geçmişte görmüştür ve hepsini yaşamıştır. Dolayısıyla bizim nereden nereye geldiğimizi çok iyi bir şekilde algılamanız gerekiyor, özellikle Anayasa'yı araç olarak kullanarak sistemi değiştirmeyi "suistimalci bir Anayasa yapmak" şeklinde tarif etmeniz büyük bir hezeyandır, gaflettir. Darbe anayasasını değiştirmek...

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Zekeriya Öz kimin savcısıydı, Zekeriya Öz? Hangi dönemde savcılık yaptı?

SALİH CORA (Trabzon) - Milletin iradesiyle değiştirmeyi suistimalci bir yaklaşım olarak değerlendirmenizi doğru bulmuyoruz. Bu Anayasa değişikliği demokratik bir halk oylamasıyla gerçekleşmiştir, demokratik bir yaklaşımdır. Darbe anayasasını değiştirmekten gurur duymanız gerekirken, bunu suistimalci bir yaklaşım olarak ortaya koymanız hukuka bakış açınızı, millî iradeye bakış açınızı çok net bir şekilde ortaya koyuyor.

HSK'nin yapısı üzerinden yargının belirli unsurlara bağlandığı şeklinde bir açıklama yapıyorsunuz; bu, tamamen talihsiz bir açıklamadır, Anayasa'yı okumamaktır, Anayasa'yı bilmemektir. Anayasa'ya göre HSK'nin yapısı güçlendirilmiştir, Anayasa'da HSK'nin çoğunluğu, 7 üyesi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilmektedir. (CHP sıralarından gürültüler)

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Hâkimler her şeyi...

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın vekillerim, dinleyelim lütfen.

SALİH CORA (Trabzon) - Türkiye Büyük Millet Meclisi milletin seçtiği oylarla, milletin tercih ettiği oylarla seçilen milletvekillerinden oluşmaktadır. 7 üyenin Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilmesi kolay bir iş değildir, önemli bir başarıdır. Bu 7 üyeyi sadece AK PARTİ seçmiyor, üçte 2 çoğunlukla seçiliyor, üçte 2 çoğunluk yetmiyorsa beşte 3 çoğunlukla seçiliyor. Şu anda biz Cumhur İttifakı içerisindeyiz. Bu beşte 3 çoğunlukla bile biz şu anda HSK'nin 7 üyesini seçebilme çoğunluğuna sahip değiliz. Bu ne demektir? Daha çoğulcu bir yapı oluşturuldu, daha uzlaştırmacı bir sistem oluşturuldu; onun bunun yargısı değil, milletin yargısına zemin hazırlanmıştır.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Sarayın yargısı, sarayın!

SALİH CORA (Trabzon) - Burada yargı pratikleri üzerinden kötü örneklerle adalet sistemini, adalet kavramını hırpalamaya çalışmanızı esefle kınıyorum. Hiçbir gazeteci, hiç kimse gazetecilik faaliyetinden dolayı, fikrini ifade ettiğinden dolayı cezaevinde değildir. (CHP sıralarından gürültüler)

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Sayın Cora, tamamlayalım lütfen.

SALİH CORA (Trabzon) - Şunu ifade etmek istiyoruz ki bu ülkede gazeteci de, siyasetçi de kim olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hiç kimse suçtan ari değildir, yargıdan münezzeh değildir, layüsel değildir. Dolayısıyla eğer bir suç işlemişse, bölücülük yapmışsa, teröre hizmet etmişse elbette yargı karşısına çıkacaktır, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Değerli arkadaşlar, hassas olduğu iddia edilen konularda, örneğin kadına şiddet ve cinsel istismar suçlarında cinsel saldırı suçlarıyla alakalı ifadelerde, kötü örnekler gösterildi. Bunlarla ilgili olarak AK PARTİ döneminde her zaman çocuğu koruyan, kadını koruyan düzenlemeler yapılmıştır, cezalar artırılmıştır, infaz süreleri kısaltılmamıştır. Bu konudaki hassasiyetimiz üzerinden bize ders vermeye hakkınız ve haddiniz yoktur diyorum.

Bu vesileyle bütçenin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum ve hepinize teşekkür ediyorum.