KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, sayın bürokratlar; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Sayın Bakan, çok şey konuşuldu ama ben size... Yani görevinizle ilgili olarak siz her zaman şunu söylüyorsunuz: "Ben yargıya talimat veremem, yargı bağımsızdır." Fakat bu yargı düzeni içerisinde operasyonel görev yapacak yargıç ve savcılar var, bunu geçen bütçe görüşmesinde de söylemiştim sizlere, çok açık bir biçimde söylüyorum ve bunun sorumlusu sizsiniz birinci derecede.

Bakın, İstanbul'da -daha önce de söylemiştim- 26. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı vardı, ilk önce Selahattin Demirtaş ile Sırrı Süreyya Önder'i mahkûm etti, sonra 37. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı oldu aynı yargı binası içerisinde ve heyet oraya taşındı. Orada birçok dava vardı -Çağdaş Hukukçular Derneği- sonra Sözcü davası oraya düşürüldü, birçok dava orada görüldü -akademisyenler- o heyetle bu işi gördünüz, o heyetle. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Enis Berberoğlu davasından önce Anayasa Mahkemesinin bir üyesi "Ben dosyayı inceleyemem." dedi, süre aldı yani sizlere süre verdi operasyonu yapın diye ve o heyeti Anayasa Mahkemesi kararından önce bu kez 37'den aldınız, 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı yaptınız, o heyeti.

Şimdi, vicdanınıza ve Allah'ınıza güvenerek söyleyin, sizin yargı tarihinizde böyle bir operasyon var mı? Bir yargıç aynı yargı çevresinde ilk önce 26, sonra 37, sonra 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olabilir mi? Vicdanınıza söyleyin, eğer çok başarılıysa istinaf mahkemesine gönderirsiniz, daha da başarılıysa Yargıtay üyesi yaparsınız.

Bakın, dolayısıyla "Ben bu işlerden sorumlu değilim, ben görevimi yapıyorum, Anayasa uyarınca talimat veremem." diyemezsiniz. Bu, talimattır çünkü siz aynı zamanda HSK Başkanısınız ve bu operasyonlara imza atanlar da sizlersiniz aynı zamanda, bunlar operasyonlardır.

Bakın, en son size şunu söyleyeyim: Bugün, Cumhuriyet davasına AİHM karar verdi, Türkiye'yi yaklaşık 130 bin euro mahkûm etti. O iddianameye imza atan savcı HSK üyesi, o kararı veren hâkim Yargıtay üyesi. Dahasını söyleyeyim size, Yargıtay oy birliğiyle bozma kararı verdi, hem de 16.İcra Dairesi yani Yargıtayın Kurma Heyeti, oy birliğiyle verdi. Ne oldu biliyor musunuz? Duruşma 19 kasımda 27. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecekti, 27. Ağır Ceza Mahkemesinin direnme kararı vermeme olasılığı olduğu için tam bir hafta önce 27. Ağır Ceza Mahkemesine başka bir heyet atandı, o heyet 16. Ceza Dairesinin oy birliğiyle verdiği karara karşı direnme kararı verdi.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Tanrıkulu, son bir dakika.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Bitiriyorum.

Türkiye'ye bakın, Sayın Erdoğan sadece Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı değil, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı değil; aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin başsavcısıdır. Onun mahkûm ettiği bir insanın beraat etmesi ve özgürlüğüne kavuşması mümkün değildir. Bu kadar basit ve siz de onun bakanısınız. Bir kez daha düşünün derim.

Teşekkür ediyorum.