RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Şimdi Sayın Başkan, bakın, Sayın Başbakan Yardımcıları da burada. Plan ve Bütçe Komisyonunu itibarsızlaştırıyorsunuz. Bu konu dün de gündeme geldi ve siz dün biliyorsunuz "Çıksın" dediniz, çıktı. Şimdi, bakın başlangıçta bizim eskiden beri rahatsız olduğumuz bir konu var, o da şu: Başlangıçta Sayın Bakanlar konuşmalarını yaparken basın mensubu arkadaşlar geliyor, ondan sonra gidiyorlar. Bundan...

BAŞKAN - Bakın... Sayın Türeli, sizin usulle ilgili konuşmalarda vesairede gitmiyorlar. Hemen gitmiyorlar yani.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir dakika, bir dakika... Yapma... Şimdi bak...

BAŞKAN - Usul tartışmaları açtınız, on beş, yirmi dakika burada...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Usul tartışması beş dakika, on dakika, on beş dakika...

Bak, şimdi, buradaki Plan ve Bütçe Komisyonundaki bütçe tartışmaları görsel medya tarafından izlenmiyor, çıkıyor bu arkadaşlar. Biz, buna ilişkin olarak itirazlarımızı uzun zamandan beri söyledik, olmadı. Ama daha öncesinde artık sonuna kadar gidiyorduk. Şimdi, dün başladı, bugün ikinci yeni bir uygulama başladı. Arkadaşlar, çıkıyor, ondan sonra biz arada Plan ve Bütçe Komisyon üyeleri muhalefetten ve iktidardan konuşuyor, sorular soruluyor, en son cevaplarda tekrar buraya geliyor. Böyle gayriciddi bir şey olmaz. Ya baştan sona kadar kalır ya ilk anda geldi, gider, ondan sonra bir daha gelmez. Şimdi bu olmaz. Sorular bizim burada konuşmalarımız...

BAŞKAN - Sayın Türeli...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir dakika Sayın Başkan, bitirmedim.

...önemsiz mi? Türkiye'nin sorunlarını gündeme getirdik. Bizi seçen insanların taleplerini gündeme getirdik, politikaları eleştirdik. Hiçbiri yok, şimdi bunlar geliyor. Dün de bu konu gündemdeydi. Dün aslında sağduyulu davrandınız, basını dışarıya davet ettiniz. Şimdi de biraz önce gene Sayın Bilgiç önce "Çıksınlar" dedi, ondan sonra geri adım attı. Lütfen tutarlı olun, lütfen... Bunun kabul etmiyoruz.

BAŞKAN - Şimdi Sayın Türeli...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bakın, böyle uygulama size de yakışmıyor, bize de yakışmıyor. Lütfen...

BAŞKAN - Sayın Türeli...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Bakanlar konuştuktan sonra gelebilirler.

BAŞKAN - Sayın Türeli, siz...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Böyle bir yöntem yok.

BAŞKAN - Siz konuştunuz, bakın, bir saniye... Bir açıklama yapabilir miyim.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bizim basın mensubu arkadaşlarla ne problemimiz olabilir.

BAŞKAN - O zaman lütfen...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Basın mensubu arkadaşlarla bizi niye karşı karşıya getiriyorsunuz?

BAŞKAN - Tamam. Tamam mı...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Lütfen, yani bir tutarlılık olsun.

BAŞKAN - Tamam mı şimdi.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Yani Komisyonun itibarını da ayaklar altına alıyorsunuz.

BAŞKAN - Ben şunu söyleyebilir miyim. Bir saniye arkadaşlar ya.

Bakın, şu anda sorular faslında değil miyiz?

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ya, sorular bitti, cevaplar geldi.

ERKAN AKÇAY (Manisa) -Sen orada mısın hâlâ!

İZZET ÇETİN (Ankara) - Cevaba geldik.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Cevaba geldik.

BAŞKAN - Şimdi, bakın, değerli arkadaşlar...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ya, arkadaşlar bu kadar gayriciddi yapmayın, Sayın Başkan.

BAŞKAN - Bakın, burada, basındaki arkadaşlar olsun, yazılı basındaki arkadaşlar olsun soruları takip ediyor.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Etmiyor, etmiyor.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - O zaman devam etsin...

BAŞKAN - Ondan sonra da burada önemli birtakım iddialar, ithamlar...

Yani buradaki arkadaşların bir tanesi çıkarken...

İZZET ÇETİN (Ankara) - Soruları almadılar.

BAŞKAN - ...bana ne diyor biliyor musunuz? "Sayın Başkanım, yeterince malzememiz oluştu." daha şeyde...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bakan Bey'le konuşmasından sonra mı oluşuyor malzeme?

BAŞKAN - Bir saniye... Bir saniye...

Ama ben basının yaklaşımını sergiliyorum size.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Yapmayın!