| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri a) Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı b) Mesleki Yeterlilik Kurumu c) Devlet Personel Başkanlığı d)Sosyal Güvenlik Kurumu e)Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .11.2020 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Bakan Yardımcıları, değerli bürokratlar, basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Şehit yakınlarımız, gazilerimiz, engellilerimiz, muhtaçlarımız, kadın ve çocuklarımız ve elleri öpülesi yaşlılarımıza devletimizin müşfik elini uzatıyorsunuz, çok önemli işler yapıyorsunuz. Öncelikle gayretli çalışmalarınız ve sunumunuz için teşekkür ediyorum.
Bakanlığın 2021 yılı bütçesi bir önceki yıla göre yüzde 18,8 artarak 155 milyar olarak belirlenmiştir. 2021 yılı program bütçesine göre Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının sorumlu olduğu programlar ailenin korunması ve güçlendirilmesi, aktif ve sağlıklı yaşlanma, çocukların korunması ve gelişiminin sağlanması, engellilerin toplumsal hayata katılımı ve özel eğitim, istihdam, kadının güçlenmesi, şehit yakını ve gaziler, sosyal güvenlik, yoksullukla mücadele ve sosyal yardımlaşma olarak belirlenmiştir.
2021 yılında Bakanlık bütçesi içerisindeki payı en fazla olan program yüzde 48,8'le sosyal güvenliktir. 2021 yılı bütçe ödenekleri içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan transferler 2020 yılına göre yüzde 18,7 oranında artırılarak 259,7 milyar liraya yükselmiştir. Sosyal güvenlik kurumlarına ayrılan devlet primi giderleri 54,5 milyar olmuştur. 2021 yılı bütçesinde sosyal harcamalar için ayrılan kaynak miktarı 81,2 milyar Türk lirasına çıkarılmıştır. Bu tutar 2021 yılı bütçesinin yüzde 6'sına denk gelmektedir. 2019 yılında yüzde 17,1 seviyesinde olan sosyal harcamaların gayrisafi yurt içi hasılaya oranının 2020 yılında yüzde 18,4 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir.
Ülkemizde önemli bir sosyal destek ve yardım sistemi bulunmaktadır ve devletimiz büyümeden ve refah artışından elde edilen payı sosyal yardım programları aracılığıyla toplumun ilgili kesimlerine ulaştırmaktadır. Covid-19 salgını sürecinin en başından itibaren dünyada gıpta edilecek şekilde yönetilmesinde de Türkiye'nin güçlü sağlık ve sosyal ve güvenlik altyapısının etkili ve belirleyici olduğu açıktır.
Covid-19 salgınının etkilediği en önemli kesimlerden biri kuşkusuz çalışanlarımızdır. Bu vesileyle bu zorlu süreçte fedakârca hizmet veren sağlık çalışanlarımıza öncelikle teşekkür etmek istiyorum.
Salgın birçok alanda olduğu gibi çalışma hayatında da önemli değişikliklerin yapılmasını gerekli kılmıştır. Bu kapsamda, işten çıkarma yasağı, kısa çalışma ödeneği ve benzeri birçok yasal ve idari düzenleme yapılmış, istihdamı koruyucu ve teşvik edici tedbirler uygulamaya konulmuş ve çalışanlarımızın salgının olumsuz etkilerinden böylece korunması amaçlanmıştır.
Kamu hizmetlerinin geliştirilmesi ve etkin şekilde sunulması için yeterli nicelikte ve nitelikte insan kaynağı büyük önem taşımaktadır. Cumhurbaşkanlığı yıllık programına göre Haziran 2020 itibarıyla kamuda istihdam edilen toplam personel sayısı 4 milyon 767 bin 286'dır; bunun 2 milyon 944 bin 202'si yani yüzde 62'si kadrolu memur ve diğer kamu görevlilerinden oluşmaktadır, 496.982'si yani yüzde 10'u sözleşmeli personel, 1 milyon 220 bin 595'i yani yüzde 26'sı ise işçi statüsünde çalışanlardan oluşmaktadır.
Covid-19 salgınının başlamasıyla 22 Martta Resmî Gazete'de yayımlanan genelgeyle kamu kurumlarında hizmeti aksatmayacak şekilde uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma yöntemleri uygulanmıştır. 29 Mayısta ise yeni bir genelgeyle bazı istisnalarla birlikte normalleşmeye dönülmüş olsa da vakalardaki artış nedeniyle 26 Ağustostan itibaren tekrar uzaktan veya dönüşümlü çalışmaya geçilmiştir. Bu düzenlemeler nedeniyle çalışanlarımızın mali ve sosyal haklarında bir etkilenme olmamıştır.
Esas olan, kamu hizmetlerinin ülkemizin en ücra köşesinde yaşayan vatandaşlarımız dâhil herkesin kaliteli bir şekilde erişebileceği etkinlikte sunulmasıdır. Bu amaçla hem çalışanlarımızın motivasyonunun yükseltilmesi hem de kamu hizmetlerinin verimliliğinin artırılması için kamu kurumlarının insan kaynakları kapasitesinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda kamu çalışanlarının statü, unvan, ücret, işe alma, terfi, disiplin, ödüllendirme ile personel dağılımında dengenin sağlanması gibi kamu personel yönetimine ilişkin süreçlerin gözden geçirilerek rasyonelleştirilmesi ihtiyacı devam etmektedir. Bu tespit yıllık programda da yapılmıştır.
Personel rejimi, kamu görevlerini yerine getirme sürecinde kamu görevlilerinin devletle olan ilişkilerini düzenleyen, kamu yönetiminin önemli unsurlarından birisidir ve kamu görevlilerinin yürüttükleri hizmet ve hitap ettikleri kitle dikkate alındığında toplumsal hayattaki etki alanları ve önemleri de daha iyi anlaşılmaktadır. Bu nedenle kamu çalışanlarının işe girme sürecinden başlayarak çalışırken bağlı oldukları hukuki ve mali statü ile emekliliğe dair düzenlemelerin bütüncül bir yapıda ele alınması sistem bütünlüğü ve etkililik bakımından önem arz etmektedir. Bu süreçte ortaya çıkan geleneksel kamu hizmeti sunum şekilleri ile standart çalışma biçimlerinin yetersiz yapısı da dikkate alınarak kapsamlı bir değerlendirme yapılması yerinde olacaktır.
Kamu çalışanlarımızın en önemli beklentisi kuşkusuz mali ve sosyal haklarında iyileşme yapılmasıdır. Toplumun diğer bazı kesimleri gibi çalışanlarımızın da ertelenen bu yöndeki taleplerinin önümüzdeki süreçte yerine getirilmesini gerekli görüyoruz. Bununla birlikte kamu kurumlarında görev almak için bekleyenlerin, özellikle de üniversite mezunlarının, istihdamını artıracak çalışmaların yapılması da önem arz etmektedir.
Yine önümüzdeki yıllarda hizmetine ihtiyaç duyulan alanların farklılaşmasının da gereği olarak sağlıklı bir eğitim-istihdam ilişkisi kurulması önem arz etmektedir. Örneğin, bu çerçevede Türkiye'nin 2053 vizyonuna uygun bir insan gücü planlamasını yapıyor musunuz? Bu anlamda Millî Eğitim Bakanlığı, YÖK, üniversiteler, ilgili sendika ve benzeri STK'lerle çalışmalarınız oluyor mu? Bunu da soru olarak sormak isterim.
Bu düşüncelerle bütçenin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.