KOMİSYON KONUŞMASI

NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli hazırun; orman teşkilatının çeşitli kademelerinde yirmi yıl görev yapmış bir kişiyim, şeflikten genel müdürlüğe kadar görev yaptım. Bu konuda kısaca bilgi vermek istiyorum. Orman teşkilatı bürokrasisi, oldukça iyi işleyen, gerçekten önemli görevler yapan, çok başarılı hizmetlerde imzası olan bir kuruluştur. Özellikle orman yangınları konusunda dünyada çok başarılı hizmetleri de her zaman ortaya koymuş güçlü bir teşkilattır.

30 Ağustosta kendi ilçem olan Nallıhan'da orman yangını çıktı, üç gün sonra söndürülebildi. O yangında bizzat bulunduğum için bazı gözlemlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Nallıhan'da son dört yıl içinde üç büyük yangın çıktı. Üç büyük yangından sonra bazı eksikliklerin olduğunu da burada söylemek istiyorum. Bizim orada yaşayan insanlarımızın, köylerimizin, özellikle bir tankeri olsaydı bu üçüncü yangının çok daha büyümeden söndürülebileceğine bizzat benim şahit olduğumu belirtmek istiyorum.

Özellikle Nallıhan gibi yerler İç Anadolu'ya geçiş bölgesinde bulunmaktadır. İç Anadolu'ya geçiş bölgesindeki ormanlarda çok daha dikkatli hareket edilmesi gerekirken maalesef, tabi tensil çalışmalarıyla beraber, başarının gerçekten tartışılabilecek bir pozisyonda olduğu yerlerde tabi tensil çalışması yapılmasının da tekrar gözden geçirilmesi gerektiğine ben inanıyorum. Tabi tensil yapılan yerde yangın çıktı. Aslında o tür yerlerde orman sahası, özellikle ağaçlar azaldığı için yangının söndürülmesi gerekirken, büyümemesi gerekirken büyümesi de çok enteresan. Çünkü tabi tensil çalışmalarındaki çıkan atıkların şerit hâlinde bırakılmasının yangını tetiklediğine bizzat şahit oldum. Sıklık bakımının yeterince yapılmadığına da orada şahit oldum. Tabi tensil çalışmalarında gösterilen o hassasiyet sıklık bakımında da gösterilseydi tahmin ediyorum yangın bu kadar büyümezdi diye düşünüyorum. İç Anadolu Bölgesi'nde çok daha ciddi tedbirlerin alınması gerektiğini bu yangınlar da ortaya koymuştur. Küresel ısınmanın yükselmesiyle beraber Akdeniz kuşağındaki yangınların İç Anadolu Bölgesi'ne doğru kaymış olmasının dikkate değer bir olay olduğunu da görmemiz lazım.

Diğer bir taraftan korunan alanların konusunda ormanlık alanlara yeterince korunan alan olarak izin verilmemesi de gerçekten dikkate değer bir konudur. Aslında korunan alanların çoğaltılması gerekir; Türkiye'de yeterli olduğunu ben düşünmüyorum. Orman teşkilatının korunan alanlar konusunda üretim yapma bahanesiyle izin vermemesinin de gerçekten benim dikkatimi çeken bir konu olduğunu söyleyebilirim. Maden konusunda yapılan cömertliğin korunan alanlar konusunda da -izin verilerek- yapılması gerektiğini düşünüyorum.

Diğer taraftan Ankara'ya 40 kilometre mesafede Beynam Ormanı var. Orman Genel Müdürlüğüne bağlı B tipi mesire alanı burası. Bu mesire alanının kurum içindeki bürokrasinin geç işlemesinden dolayı gerçekten üç yıldan bu yana yeterince hizmet görmediğini de hatırlatmak istiyorum.

Diğer bir konu, özellikle Ankara, tarım alanı bakımından Türkiye'nin en geniş alanlarından bir tanesi. Tarım alanı olarak 2'nci sırada olmasına rağmen, sulanabilir arazilerin yeterli olmaması nedeniyle bu konuda Devlet Su İşlerinin özellikle Ankara'da sulama konusundaki desteklerinin artırılmasını temenni ediyorum.

OTURUM BAŞKANI ŞİRİN ÜNAL - Toparlayalım Sayın Vekilim.

NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Bir de özellikle çakışan korunan alanlar var. Salda Gölü hem tabiat parkı hem özel çevre koruma bölgesi olarak yürütülmeye çalışılıyor. İki bakanlık arasında aynı görevlerin yapılmasının da korunan alanlar konusunda sıkıntılara yol açtığını söyleyebilirim. Bu konunun da dikkate alınmasını ve 94 yılından bu yana çıkarılmayan biyolojik çeşitlilik yasasının bir an evvel çıkarılması gerektiğini özellikle ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ederim.