KOMİSYON KONUŞMASI

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.

Kıymetli Bakanım, değerli YÖK Başkanım, çok kıymetli Bakan Yardımcımız, kıymetli bürokratlar, değerli vekillerimiz; ben de hepinizi sevgiyle saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.

Konuşmama başlarken, ruh dünyamızın mimarları olan, bizi manen şekillendiren, yardım ve rehberlikleriyle topluma yararlı bireyler olarak yetiştiren, anne ve babalarımızdan sonra üzerimizde en çok emeği olan, özellikle teröre kurban verdiğimiz öğretmenlerimiz başta olmak üzere, ebediyete irtihal etmiş tüm öğretmen eğitimcilerimizi rahmetle yâd ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemize ve milletimize hizmet etmek amacıyla teşekkül ettirilmiş tüm kurumlarımız çok önemlidir ancak Millî Eğitim Bakanlığımız nesilleri yetiştirme ve medeniyetimizi inşa etme görevini üstlenmiş olması sebebiyle ayrı bir önemi haizdir. Millî Eğitim Bakanlığımız, geleceğimiz ve ülkemizin gerçek sahipleri genç ve gelecek nesillerimizin beden ve ruh sağlığı düzgün, iletişim becerileri yüksek, sorgulayan, düşünen, eleştiren, girişimci ve üretken bireyler olarak yetişmesi gayretiyle çalışmalarını yürütmektedir.

AK PARTİ Hükûmetleriyle 2002'den bu yana eğitim alanındaki yatırım ve çalışmaların olumlu sonuçlarının uluslararası raporlara da yansıdığını görüyoruz. "Neler olumlu, olumlu bir şey var mı?" diye soran arkadaşlarımıza söylüyorum bunları. Birleşmiş Milletler İnsani Gelişme Raporu'na göre ülkemiz insani gelişmişlik seviyesi, gelir, eğitim ve sağlık göstergelerini içeren insani gelişme endeksinde 189 ülke arasında 59'uncu sıraya yükseldi ve ilk defa en yüksek gelişmişlik kategorisinde yer almıştır. İşte biz de bunun için haklı olarak diyoruz ki: "Nereden nereye!"

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepimizin malumu olduğu üzere hükûmetlerimiz 2002'den bu yana Millî Eğitim Bakanlığımıza bütçeden en çok payı ayırdı ve ayırmaya da devam ediyor. Ülkemiz Millî Eğitime yaptığı yatırımların geri dönüşlerini almaya başladığını da hep birlikte görüyoruz. Bakanlığımız AK PARTİ'nin iktidara geldiği 2002 yılından bugüne okullaşmaya, okullarımız arasındaki nitelik farklarının giderilmesine, fırsat ve imkân eşitliğinin sağlanmasına ve okullarımızın sahip olduğu fiziki koşulların iyileştirilmesine azami gayret göstermiştir. Yani baktığımızda, 2002 yılında kaç bin derslik varmış, 2002'den sonra iktidarımız kaç bin derslik yapmış? 2002'ye kadar 343 bin derslik varmış değerli arkadaşlar, biz gelmişiz, 2002'den bu yana 384.254 tane daha derslik ilave etmişiz. Nereden nereye!

CAVİT ARI (Antalya) - Hayırseverler...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hayırsever de bu ülkenin vatandaşı, onlar da vergi veriyorlar.

Bir diğeri de öğretmen atamaları. Arkadaşlarımız atanamayan öğretmenlerimizden çok bahsediyorlar. Atanamayan öğretmenler bizimle beraber başlamadı değerli arkadaşlar. Rakamları veriyorum: Şimdi, değerli arkadaşlar, baktığımızda, AK PARTİ iktidarları döneminde 651.664 öğretmen atamışız.

YILDIRIM KAYA (Ankara) - Kaç bin öğretmen atandı?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, bizden önce ne kadar varmış? 294 bin öğretmen varmış.

Değerli hocamız, değerli arkadaşımız dedi ki: "Siz bunları veriyorsunuz ama, öğretmen atadınız ama sayılara baktığımız zaman öğretmenlerin öğrencileri ne kadar arttı? Onları da bir orantılayın." Evet, ben söylüyorum şimdi: Değerli arkadaşlar, son on yedi yılda örgün eğitimin tüm kademelerinde öğrenci sayısı yükselmesine rağmen -sizin söylediğiniz, evet- ilköğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı 28'den 16'ya düşmüş yani bilgi sahibi olun diye söylüyorum, ortaöğretimde öğretmen başına düşen öğrenci sayısı ise 18'den 11'e düşmüş hocam. Öğrenci sayısı artmış ama öğretmen sayısı da o kadar çok artmış ki öğrenci sayılarımız azalmış.

Evet, değerli arkadaşlar, arkadaşlarımız istatistiksel bilgileri verdiler; işte, okullaşma oranında yaptıklarımız, laboratuvarlar, laboratuvar sayısında, ücretsiz ders kitaplarında, eğitimde fırsat eşitliğinde nereden nereye geldiğimizi arkadaşlarımız anlattı. Önceden fırsat eşitliği var mıydı?

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Vardı.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Az önce Salih kardeşim söyledi; başı kapalı, türbanlı kardeşlerimizin eğitime, okullara alınmadığı, öğretmenlerimizin ders veremediği, okullara giremediği dönemleri de hep birlikte gördük.

Diğer bir arkadaşımız da şunu söyledi, AK PARTİ'yi Batı karşıtı olmakla suçladı bir vekilimiz de.

(Uğultular)

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, müdahale etmeyelim lütfen.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, biz hiç kimsenin karşıtı değiliz arkadaşlar. Ne Batı'nın karşıtıyız ne Doğu'nun karşıtıyız ne güneyin ne kuzeyin. Bizde bölgeselleşme veya kutuplaşma kesinlikle yok. Biz herkesi seviyoruz, yaratılanı Yaradan'dan ötürü seviyoruz ama değerli arkadaşlar, biz yapılanlara karşıyız, Batı'nın yaptıklarına karşıyız. İzzetbegoviç'ten -Allah rahmet eylesin, gani gani rahmet eylesin- örnekler verdiniz, bir yerden buldunuz, okudunuz. Ben de size bir şey söyleyeyim şimdi çok rahmetli İzzetbegoviç'ten: "Bunu hiç unutma evlat, Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır ve bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği, döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruldu." Evet, İzzetbegoviç bunları da söylüyor değerli vekilim.

"Aslına bakarsanız, içinde yaşadığımız mekân ve çağdan dolayı bir katliam beklemiyorduk. Yaşadığımız mekân, Avrupa. İçinde bulunduğumuz çağ, 20'nci yüzyılın sonuydu. Avrupa'nın göbeğinde katliam yaptı Batı."

Evet "Bize saldıranlar Hazreti İsa'nın bütün sözlerini çiğnemişlerdir." diyor değerli İzzetbegoviç. "Benim hoşgörüm Avrupa kaynaklı değil, benim hoşgörüm İslam kaynaklıdır." diyor. Evet "Bizi katlettiler, kadınlarımız ve çocuklarımız da öldürüldü, camilerimiz yakıldı ama biz kadınları ve çocukları öldürmeyeceğiz, kiliseleri yakmayacağız çünkü iman ettiğimiz kitap bunu bize yasaklıyor." Biz kimseye karşı değiliz ama değerli vekilim, Batı'nın yaptıklarına, nerede bir zulüm varsa o zulümlere biz karşıyız; bunu böyle bilmek lazım.

Diğer bir konu, yine bir hatibimiz şöyle söyledi: "İmam-hatipler açtınız da ne oldu? O okuldan çıkanlar ne olacak?" Bakınız, koalisyon hükûmeti değil, tek başına iktidar var on sekiz yıldan beri. Fen lisesi de bizim, sağlık meslek lisesi de bizim, Anadolu lisesi de bizim, ticaret lisesi de bizim, imam-hatip lisesi de bizim; biz okulları ayırt etmiyoruz ama bir ihtiyaç varsa, açık varsa ihtiyacı tamamlamaya çalışıyoruz.

İmam-hatiplerin başarısının nereden nereye geldiğini öğrenmek istiyorsak -çok değerli genel müdürlerimiz burada ve o rakamlara girip de vaktimi kaybetmek istemiyorum- bunlar da öğrenilebilir. Dolayısıyla imam-hatip karşıtlığı yapmanın bir manası yok, imam-hatip de bizim, fen lisesi de bizim, spor lisesi de bizim, sanat liseleri de bizim.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Üniversitelere giriş oranı yüzde 16.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - 4+4+4'le nereye geldik? Değerli arkadaşlar, bakınız, bir yandan diyoruz ki eğitim... Üniversite mezunu arkadaşlarımız işsiz kalıyor, evet, doğru; liseyi bitirenler de işsiz kalıyor, evet, doğru; iş bulamıyorlar, niye?

Değerli arkadaşlar, eğitimdeki 4+4+4 gelene kadar liseyi, 12'nci sınıfı bitiren çocuklarımız anahtarı tutmasını bilmiyorlardı, meslek liselerine gönderemiyorduk; değerli kardeşlerim, çocuklar eğitimde, daha doğrusu pratikte istediğimiz düzeye gelemiyorlardı. 4+4+4'le inşallah bu açığı kapatacağız ve organize sanayi bölgelerinde mesleki teknik liseler açmakla beraber çocuklarımızın eğitim, istihdam ve üretim buluşmasını inşallah yaparak bu açığımızı da gidermeyi düşünüyoruz.

Evet, diğer bir konu, değerli arkadaşlar, "Çocuklarımızın geleceğini, bölgedeki kabadayılığınızla savunma sanayisine para ayırıyorsunuz, eğitime para ayırmıyorsunuz." diyorsunuz. Evet, değerli arkadaşlar, biz kabadayılık yapmıyoruz, öyle bir niyetimiz de yok, Türkiye kabadayılık yapmıyor. Türkiye hakkını yedirmek istemiyor çünkü Türkiye'ye diz çöktürmek isteyenlere Türkiye haddini bildiriyor, Türkiye, artık "Otur." denildiğinde oturan değil, "Gel." denildiğinde gelen değil; Türkiye, artık hakkını her yerde, her platformda, hem masada hem sahada koruyan bir ülke. Buna rağmen, bakınız, savunma sanayisine tabii ki bütçede pay ayırıyoruz ama eğitimi kesinlikle ne yapıyoruz? Eğitimden bir para alıp da savunma sanayisine ayırmıyoruz. Yine, bütçemizde -2002 yılında olduğu gibi- bugüne kadar eğitimdeki en büyük payı millî eğitime, bütçedeki en büyük payı millî eğitime ayırmaya devam ediyoruz.

"Efendim, liyakatli kadrolar yok." Kime göre liyakatli, kime göre liyakatli, çok merak ediyorum. Kime göre liyakatli?

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sayıştay...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Evet, değerli arkadaşlar, bakınız, liyakat dediğiniz zaman, teşekkür ettiğiniz, teşekkür ettiğimiz, takdir ettiğimiz Millî Eğitim Bakanımız var.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sayıştaya teşekkür et, Sayıştaya.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bırakın, bırakın işini yapsın Sayın Bakanımız, liyakatli kadroları atasın ve sonuçlarını hep birlikte, inşallah hep beraber görelim diyorum. (CHP ve HDP sıralarından gürültüler)

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Evet, sakin olun arkadaşlar...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bazı arkadaşlarımız şunu söylediler: "2002'ye keşke geri dönsek." Valla, ben sizin yerinizde olsam, bunu burada söylediniz ya, halkın, seçmenin karşısında da "Biz iktidar olursak Türkiye'yi 2002'ye geri götüreceğiz." deyin, biz de teşekkür edelim. Buradan ben teşekkür ediyorum size, bu söylemlerinize devam edin, biz ancak bunlara teşekkür ederiz değerli arkadaşlar.

Değerli arkadaşlar, şimdi, Sayın Bakanım, öğretmen atamalarında, KPSS sınavına girdi, belli bir puanı aldı, daha sonra... Burada defaatle arkadaşlarımız söylüyorlar, ben de öğrenme bakımından sizden bilgi sahibi olmak istiyorum. "Dayısı olan, ağası olan, ağabeyi olan öğretmen oluyor, 50 puan alan öğretmen oluyor, 90 puan alan öğretmen olmuyor." diye, arkadaşlarımız bizleri burada itham altında bıraktılar, ben de bir Millî Eğitim Bakanı olarak sizden öğretmenlerin nasıl atandığı konusunda bilgi sahibi olmak istiyorum.

Evet, değerli arkadaşlar, biz, hiçbir eğitim kurumumuzu, hiçbir okulumuzu siyasetin arka bahçesi olarak görmedik, bundan sonra da görmeyeceğiz. Değerli arkadaşlar, evet, biz nesillerimizi geleceğimiz için yetiştirmeye çalışıyoruz, geleceğimiz teminat altında olsun diye söylüyoruz. Biz böyle siyaset yapıyoruz, böyle iktidarız. Evet, biz seçimler için değil, nesiller için siyaset yapıyoruz, bunu böyle bilin.

Evet, değerli arkadaşlar, ben, Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum. 2021 yılı Millî Eğitim Bakanlığımızın bütçesinin hayırlı olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyorum. Rabb'im her kuruşunu bereketlendirsin inşallah. Daha nice bütçelere... Arkadaşımızın biri " Yüz seksen yıl daha kalsanız." dedi. Ya, yüz seksen yıl biz göremeyiz ama daha uzun süre kalacağız gibi düşünüyorum.

Çok teşekkür ediyorum, sağ olun. Hayırlı olsun.