| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI (Bütçe + Kesin Hesap + Sayıştay Raporu) Yükseköğretim Kurulu (Özel Bütçe), (Bütçe + Kesin Hesap + Sayıştay Raporu) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (Özel Bütçe),(Bütçe + Kesin Hesap + Sayıştay Raporu) Yükseköğretim Kalite Kurulu(Özel Bütçe), (Bütçe + Kesin Hesap + Sayıştay Raporu) Üniversiteler (Özel Bütçe), (127 Bütçe + 127 Kesin Hesap + 95 Sayıştay Raporu) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 03 .11.2020 |
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Öncelikle, görüşmekte olduğumuz bütçenin vatanımıza, milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
İzmir'de yaşanan depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Asil milletimizin başı sağ olsun.
Sayın Başkanım, Millî Eğitim Komisyonu üyesi olmam hasebiyle burada biraz önceki bir konuya kısaca değinmek istedim iki dakika, söz verdiğiniz için de çok teşekkür ediyorum. Daha önce Mecliste yaptığım konuşmalarda da Komisyonda da sürekli söyledim, hep söyledik: AK PARTİ iktidarlarıyla birlikte, bütçenin çoğu ayrıldı. Tatmin etmiyor maalesef birilerini, bütçe de tatmin etmiyor, yatırımlar tatmin etmiyor. Öğretmen sayımız 90'lı yıllarda 270 binlerdeyken 1 milyon 100 binleri buldu. Ki öğrenci başına düşen öğretmen sayımızda muazzam gelişmeler oldu, bunlar yetmiyor. Dersliklerde aynı rakamlara ulaştık, çok büyük rakamlara ulaştık, bunlar da yetmiyor. Bu rakamları ayrı ayrı vermenin de çok anlamlı olduğunu artık düşünmüyorum, ne söylerseniz söyleyin sonuçta birilerinin de söyleyecek bir şeyleri var.
Burada, yükseköğrenimle alakalı bir konuyu kısaca arz edeceğim. Eğitimde fırsat eşitliği diye bir tabir vardı, bu her zaman en çok duyduğumuz şeydi. Siyasete başlamadan önce de sürekli herkes söylerdi. "Eğitimde fırsat eşitliği." İşte, her ile açılan üniversite, yükseköğrenimde de fırsat eşitliğini sağlamıştır. Bunun sürekli eleştirilmesi, bazı üniversitelerimizdeki eğitim kalitesinin düşüklüğünden bahsedilerek küçük illerimizin özellikle rencide edilmesini ben buradan kınıyorum. Buralarda tabii ki elli, altmış, yetmiş yıllık köklü üniversitelerimiz gibi on yıl, on beş yıl önce kurulan üniversitelerimizin de akademik kadrolarını onların ölçüşünde oluşturmaları mümkün değil. Onlar da bu çalışmaların, bu gayretin içerisinde. Aslolan "Biz buraya siyaset kurumu olarak nasıl destek veririz? Bu üniversitelerimizi nasıl destekleriz, buralardaki eğitim kalitesinin artması için neler yapabiliriz?" olması gerekirken, bunları konuşmamız gerekirken, her ile üniversite açma başarısını göstermiş bir iktidarı sürekli buradan vurmanın da çok doğru olmadığını, bunun bir haksızlık olduğunu düşünüyorum. Çünkü ilimin bazı ilçelerinde öyle lokal noktalar var ki 400-500 öğrenci çevre ilçelerden geliyor, o küçük ilçemizdeki yüksekokulda okuyor. Benden en büyük talepleri ne biliyor musunuz? Oraya bir tane yurt yapılması. Allah nasip ederse bu yıl Millî Eğitim Bakanlığında Sayın Bakanım inşallah o noktayı Bakan Yardımcımız da koydu, o yurdu vereceğiz. Amasya Taşova ilçesi çevre ilçeler Tokat'ın ve Ordu'nun bazı ilçelerinden gelen bir jenerasyon var; oraya geliyor, orada eğitim alıyor. Oradaki öğrenciler yurt olmadığı için kayıt yaptıramıyorlar ve yükseköğrenime gitmiyorlar. Bırakın, müsaade edin de küçük ilçelerde de gerektiğinde küçük yerlerde de akademik bir eğitim olsun. İki kelime fazla okuyarak, iki kelam fazla öğrenerek insanlarımız hayatta yerlerini alsın. Biz herkesten çok üst düzey bir akademik başarı beklemiyoruz. Açık olalım, bundan otuz kırk sene önce de Türkiye'de 5 tane üniversite vardı değerli arkadaşlar, 6'ncısından kimse bahsetmiyordu. Herkes o üniversiteye evladını göndermek için mücadele ediyordu. Cavit Bey, öyle değil mi?
CAVİT ARI (Antalya) - Kalite vardı, kalite...
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - O 5 tane üniversite bütün hepimizin amacı, çocuklarımız oraya gitsin. Hepimiz burada, hangimiz falanca üniversite... İsmini vermeyeyim, burada polemik olur, filanca üniversiteden mezun olan arkadaşlarımız onu büyük bir gururla söylüyor: "Ben şura mezunuyum." diyor, onu bir fark olarak ortaya koyuyor. Ben o 5 üniversitenin birinden mezun olmadığım için o havayı atamıyorum arkadaşlar. (CHP sıralarından gülüşmeler)
Gülecek bir şey yok bunda sayın vekil, şey oynamıyor.
Biz yükseköğrenimi yaygınlaştıralım, insanlarımız yükseköğrenimini de belli branşlarda alsınlar, iktisadi hayatın içerisine, kamu hayatının içerisine bilgiyle beceriyle donanmış olarak gitsinler. Eğitimin oradaki kalitesini yükseltmekten birlikte bahsedelim, onu kabul ediyorum ama "Siz böyle bir başarı elde ettiniz, ben bunu sulandıracağım." diye söylemek maalesef, eğitim adına en son konuşulacak bile değil, konuşulmayacak şey.
Ben bütçemizin hayırlı olmasını tekrar temenni ediyor, herkese saygılarımı sunuyorum.