KOMİSYON KONUŞMASI

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Sayın Meclis Başkanım, Sayın Komisyon Başkanım, kıymetli milletvekillerim ve değerli bürokratlar; bugün görüşmekte olduğumuz Türkiye Büyük Millet Meclisi, Sayıştay ve Kamu Denetçiliği Kurumunun bütçelerinin şimdiden hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Kuruluş ve kurtuluş mücadelemizin karargâhı Türkiye Büyük Millet Meclisi ve 2020 yılında 100'üncü yılını idrak ettik. Salgın şartlarına rağmen 100'üncü yılı etkinliklerini büyük bir gayretle, heyecanla yürüten Sayın Başkanımızın şahsında tüm Meclis çalışanlarına ben buradan şükranlarımı sunuyorum.

Birinci Meclisin kurucusu, ilk başkanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm Meclis Başkanlarımıza ve milletvekillerine ve Meclis personeline de buradan şükranlarımı iletiyor ve saygıyla yâd ediyorum her birini.

Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin yegâne beşiği Türkiye Büyük Millet Meclisi. Söz konusu hem ülke içindeki, hem ülke dışındaki, hem bölgedeki refah söz konusu olduğunda, millî beka söz konusu olduğunda, millî menfaatler söz konusu olduğunda siyasi farklılık gözetmeksizin yek vücut olmayı başarmış bir Meclis. Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmayı da -özellikle son yıllarda AK PARTİ hükûmetlerinin icraatlarıyla da- başarmış bir Meclis. Türkiye Büyük Millet Meclisi millî iradenin merkezî, "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir." ilkesinin tecelligâhı, "Ya istiklal ya ölüm." diyerek İstiklal Harbi'nin bizzat yönetilen karargâhı. "Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım." meydan okumasıyla, istiklale sahip çıkan bir milletin evidir burası. Aziz Türk milletinin coğrafyamızdaki son sığınağı Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Meclistir. Bu vesileyle de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'mızı, cumhuriyetimizin kuruluşunun 97'nci yılını da buradan tebrik ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır.

1920'den bu yana aziz milletimizin gür sesini çıkaran bir Meclisin mensubuyuz ve İstiklal Harbi'nin yönetilmesiyle beraber "gazi" unvanını da almış bir Meclis. 27 Mayıs, 12 Eylül, 12 Mart, 28 Şubat ve 27 Nisanda da ne yazık ki tarihin karanlık koridorlarına da tanıklık etmiş bir Meclis burada. En ağır güne de 15 Temmuzda benim de içinde bulunduğum bir grup milletvekili arkadaşımızla birlikte burada bizzat şahit olduk. O gece Meclise ilk gelen milletvekillerinden biriyim. Ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti'nin millî bütçesinden alınan uçaklarla o gece Meclis bombalandı, helikopterlerle tarandı. Aziz Türk milleti ve milletvekilleri o asil kanında bulunan cesaret ve yiğitliğiyle o gece hem milletin emanetine sahip çıktı hem de sokaklarda, caddelerde, Genelkurmayda, Kızılay'da milletimiz emanetine sahip çıktı. Meclisimiz terörle mücadele konusunda hem ulusal hem uluslararası alanda da kararlılığını sürdürecektir.

Az önce bir milletvekilimizin kullandığı bir ifadeyle ilgili duygularımı da burada paylaşmak istiyorum. "Devlet bizi gadre uğrattı, sizi uğratmadı mı?" dedi. Devlet gadre uğratmaz, zaman zaman yöneticiler gadre uğratır ama devlet gadre uğratmaz. Biz 28 Şubatta, 12 Eylülde, akabindeki işte, e-muhtıralarla evet, gadre uğramış olabiliriz ama biz asla ve asla, haşa, ihanet etmeyi bırakın devletimize, tek cümle kötü söz söyletmeyiz, söyletmedik de. Bakın, 12 Eylülde Mustafa Pehlivanoğlu idama gitti ve idama giderken söylediği iki cümleyi burada size ifade etmek istiyorum, idama giden bir gencin cümlesi bu: "Mustafalar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır, zafer her zaman Allah'a inananlarındır." İdama giderken dahi devletinin bekası için mücadele eden dava erlerinin mensuplarıyız biz. Bu dava ölmedi, Allah davası, milliyetçilik davası ölmedi, bugün AK PARTİ-MHP Cumhur İttifakı'yla da yaşıyor, yaşamaya da devam edecek. Bunu da burada not düşmek istiyorum.

Ayrıca, hiçbir milletvekilinin bir diğer milletvekiline üstünlüğü yoktur. Hepimiz seçimiz bölgelerimize göre binlerce oy alarak geldik. Hiçbir milletvekili diğer milletvekiline parmak sallayamaz, hiçbir milletvekili diğer milletvekilini tahkir edemez, istihzayı konuşma üslubu edinemez, istihza bir konuşma yöntemi ve üslubu değildir. Bunu da burada notlarıma geçirmek istiyorum.

Ayrıca, bugün burada Kamu Denetçiliği Kurumunun da bütçesini görüşüyoruz. Kamu Denetçiliği Kurumunu kurma çabaları 90'lı yıllarda başlamış olmakla birlikte, 2010 yılında Anayasa'nın 74'üncü maddesinde dilekçe hakkıyla birlikte artık Kamu Denetçiliği Kurumu bir anayasal kurum hâline geldi ve 2012 yılında kuruldu. Burada birkaç rakamı vermem lazım size, özellikle bunu ifade etmem lazım ama ondan önce şunu söyleyeyim: Tabii, biz dünyadan örneklerini alıyoruz falan, dünya örneklerini söylüyoruz ama bu milletin bu coğrafyalarda bulunduğu tarih kadar kadimdir ombudsmanlık kurumu bu coğrafyada. Kadilkudat, Divan-ı Hümayun, Divan-ı Mezalim, kazasker, kadıasker, muhtesip gibi kurul ve görevliler halkın yakınmalarını, dileklerini, sorunlarını çözüme tarih boyunca kavuşturmuştur. Ombudsmanlık Kurumu böyle bir medeniyetin üzerine inşa olan bir kurumdur.

Şimdi, dünyadan bir iki örnek vereceğim, bir iki rakam okuyacağım: Mesela, dünyada ombudsmanlık kurumunun en büyük problemi nitelikli başvuru problemi, bunun dünya ortalaması ne yazık ki yüzde 3 ila 20 arasında. 13 Ekim 2020 itibarıyla Türkiye'de başvuru oranı yüzde 84,87. Sayın Başkanım benim rakamım güncel değilse daha sonra konuşmasında beni düzeltebilir, 13 Ekim 2020 itibarıyla söylüyorum. Bu da büyük sevinç verici bir oran Türkiye'deki ombudsmanlık mekanizması açısından. Diğer yandan, tavsiye kararlarına uyum oranında yine 2013 yılında yüzde 20 iken 2020 yılında yüzde 80'e ulaşmış. Bu da son derece sevindirici bir uygulama.

Bununla birlikte, Sayıştayın da bugün bütçesini görüşüyoruz. Özellikle, Sayıştayın uluslararası denetim mekanizmalarına, denetim standartlarına uygun planlama yapması sevindirici. Az önce, Sayın Başkanın sunumunda... Bunun dijital platformlarda yapılıyor olması ve teknolojinin takip ediliyor olması da aslında hepimizin iftihar edeceği bir şey. Sayıştay, hem kamu yönetiminin saydamlığına hem de hesap verilebilirliğine katkı sağlayan bir kurum. Bununla birlikte, özellikle, yerel yönetimlerin, kamu kurumlarının, özel bütçeli kurumların ve döner sermaye işletmelerinin denetlenmesinde, şeffaf bir şekilde denetlenmesinde Sayıştayın varlığı ve bize sunduğu raporlar son derece kıymetli.

Sözlerime son verirken, bu akşam idrak edeceğimiz, Mevlit Kandili'mizin tüm İslam âlemine ve inananlara bereketli, hayırlı olmasını diliyorum. Yarın idrak edeceğimiz, cumhuriyetimizin 97'nci kuruluş yıl dönümünde de Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet payidar olacağı dileklerimi iletiyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.