| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 27 .10.2020 |
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Sayın Başkan, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız, Komisyonumuzun saygıdeğer üyeleri, kıymetli milletvekilleri, Sayın Strateji ve Bütçe Başkanımız, Sayın Bakan Yardımcımız, çok değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin 3'üncü bütçesi olan 2021 yılı merkezî yönetim bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Bu anlamda emeği geçen herkese de teşekkür ediyorum. Yine, geçirdiği beyin kanaması sonucu vefat eden 21'inci ve 23'üncü Dönem Kırıkkale Milletvekilimiz, geçmiş dönem Sağlık Bakanımız Profesör Doktor Osman Durmuş'a da Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.
Sözlerime başlamadan, millî menfaatlerimizi ve egemenlik haklarımızı koruma adına gösterdiği kararlılık, Covid-19 salgınına karşı gıpta edilen başarılı mücadele ile aynı zamanda etkili ve sonuç alıcı terör mücadelesi için başta Sayın Cumhurbaşkanımıza ve çok değerli kabinesine de burada teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, yaklaşık olarak 7'nci bütçe dönemidir Türkiye Büyük Millet Meclisinde geçiriyorum ama şöyle: Özellikle, geçen sene ve bu seneki kadar gerçekten, muhalefetin bir şey üretmeden ama bütçeyi sürekli eleştirdiğine de ilk kez şahit oluyorum. Dolayısıyla şunu arz etmek istiyorum: Demin, sayın milletvekilimizin, hani, birçok sözü vardı ama özellikle "güven bunalımı", "tek adam"... Dolayısıyla dünyanın hiçbir yerinde, bizim açımızdan, ne bir "tek adam"lılık var ne de bir saray var. Yani burada her önüne gelen milletvekilimiz, özellikle tek bir klişe cümle söyler: Ya "tek adam" ya "sarayı". Artık, bunlar, tabii, modası geçen, çok klasik şeyler oldu.
Şunu özellikle muhalefetten gerçekten istirham ediyoruz: Eğer bizim getirmiş olduğumuz bütçe kanununu ve bütçeyi beğenmiyorlarsa bunun yerine bir bütçe sunumunu yapsınlar burada. "Ya, biz şu, şu, şu maddelerde... Veya sizin özellikle AR-GE'ye, Eğitime, Tarıma, Adalete, Çevre ve Şehirciliğe, diğer bakanlıkların bütününe yapmış olduğunuz bu ayrımları kabul etmiyoruz ama bizim de şöyle, şöyle bir teklifimiz var." Ama mikrofonu alan her sayın milletvekilimiz burada Hükûmeti topa tutmaya çalışıyor. Bu hiçbir şey getirmiyor. Sonuçta her milletvekili, özellikle dışarıdan gelen arkadaşlarımız burada oturuyor, konuşuyor ama sonuçta sadece tutanaklara geçen sözleri, cümleleri oluyor. Bunun yerine, siz, Türkiye Büyük Millet Meclisine milletvekili olarak geldiniz. Eğer hakikaten bazı şeyleri önemsiyorsanız bizim getirdiğimiz tekliflerin yerine sizin de yeni bir teklif getirmeniz lazım.
Ben, özellikle, sabah, bana göre devlet adamı olan Sayın Yılmaz'ın bir cümlesini çok yadırgadım; burada gerçekten yakışık bulmadığımı belirtmek istiyorum ve bu cümlesini de hakikaten düzeltmesini istiyorum. Çok yakışıksız bir şekilde "Öğreneceksiniz." cümlesini doğru bulmadığımı burada Sayın Yılmaz'a özellikle belirtmek istiyorum.
Bu vesileyle, 2020 bütçesi, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçişimizin ardından hazırlanan 3'üncü bütçe olma özelliğini taşıyan ve büyük ekonomiler derinden etkilenirken OPEC ve Avrupa Birliğinin ortalamalarından pozitif ayrışarak güçlü bir şekilde toparlanmaya çalışan Türkiye'nin gerçekten son yıllarda değişikliğe de neden olan güzel bir bütçesidir. 2021 yılı bütçesi küresel ekonominin içinde bulunduğu konjonktürel süreç ve pandemi dönemi dikkate alınarak değerlendirilmesi gereken hususi bir bütçedir.
Küresel ekonomiye bakıldığında, 2008 küresel finans krizinin ardından toparlanan ancak düşük yatırım, ticaret ve verimlilik kaynaklı sorunlar nedeniyle kriz öncesi büyüme ortalamasının altında kalan dünya ekonomisi, 2018 yılının ikinci yarısından itibaren artan ekonomik, siyasi ve jeopolitik belirsizliklerin etkisiyle ivme kaybetmiştir.
ABD ve Çin arasındaki ticaret gerilimleri, başta Almanya olmak üzere, avro bölgesinin yaygın zayıf performansı ve "brexit"e ilişkin belirsizlikler, küresel ekonominin göreli yavaş büyümesine yol açmıştır. Ayrıca, gelişmekte olan ülkelerdeki makroekonomik dengesizlikler, Çin'deki sıkı kredi politikalarıyla azalan yatırımlar, gelişmiş ülkelerdeki parasal normalleşme ve azalan küresel talep nedeniyle 2019 yılında dünya büyümesi, küresel finans krizi ardından gözlenen en zayıf seviyede gerçekleşmiştir. Bu duruma tepki olarak Amerika Merkez Bankası, Avrupa Merkez Bankası başta olmaz üzere, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin merkez bankaları para politikalarında daha gevşek yaklaşımlara yönelmişlerdir. Böylece, 2019 yılının sonunda ve 2020 yılının hemen başında piyasalarda görece iyimser bir görünüm gözlenmiştir.
Covid-19 etkisinin, 2020 yılının başında küresel salgına dönüşmesiyle dünya ekonomisi tarihî bir bunalım sürecine girmiştir. Arz ve talep şokunun oluşmasıyla birlikte, öncelikle riskli varlıklardan çıkış ve güvenli limanlara yönelim gözlenmiştir. Sermaye akımları gelişmekte olan ülkeler aleyhine bozulurken bahse konu ülke para birimleri değer kaybetmiş, hızla düşen taleple birlikte petrol fiyatları tarihî, düşük seviyelere gerilemiş, buna mukabil altın ve gümüş fiyatları yükselmiştir.
Devletlerin olağanüstü teşvikleri sayesinde, küresel ekonominin daha keskin daralmasının önüne geçilmiştir. Bunların başında hane halkına ve firmalara destek paketleri ve genişlemeci para politikası uygulamaları gelmektedir. Salgın sonrası küresel ekonomi, 2008-2009 yıllarıyla kıyaslandığında daha zayıf bir görünüm sergilerken ülkelerin neredeyse tamamında çeyreklik bazda keskin daralmalar kaydedilmiştir.
2019 yılında yüzde 2,8 oranında büyüyen ve salgın öncesi dönemindeki IMF tahminlerine göre, yüzde 3,4 oranında büyümesi beklenen küresel ekonominin, 2020 yılında yüzde 4,4 oranında daralması öngörülmektedir. Dünya Ticaret Örgütü 2020 yılında küresel mal, ticaret hacminin yüzde 9,2 daralacağını tahmin etmektedir. Uluslararası Para Fonu son tahminlerinde 2019'da yıllık yüzde 1 büyüyen dünya ticaret hacminin, 2020 yılında yüzde 10,4 küçülmesi beklenmektedir. 2020 yılında avro alanının yüzde 8,3 oranında daralması öngörülmektedir. Bölgenin önde gelen ekonomilerinden olan Almanya'nın aynı dönemde yüzde 6, Birleşik Krallık'ın yüzde 9,8, Fransa'nın yüzde 9,8, İspanya'nın yüzde 12,8, İtalya'nın yüzde 10,6 oranlarında daralması beklenmektedir.
Bu süreçte, Türkiye ekonomisine bakıldığında 2018 yılının ikinci yarısında başlayan ekonomik faaliyetteki yavaşlama, finansal istikrarın sağlanmasına yönelik atılan adımlar sayesinde, 2019 yılının ikinci yarısında yerini toparlanmaya bırakmış ve yılın tamamında Türkiye ekonomisi yüzde 0,9 oranında büyüyerek küresel kriz sonrası kesintisiz yıllık büyüme eğilimini sürdürmüştür ve hızlı bir şekilde de üretim artışına gidilmiştir.
2020 yılının ilk aylarında ekonomik faaliyetteki toparlanma öngörüldüğü gibi devam ederken tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi, mart ayının ikinci yarısından itibaren Türkiye ekonomisinde de olumsuz etkilerini göstermeye başlamıştır. Ülkede, salgının yayılmasını sınırlandırmak ve toplumsal sağlığı korumak amacıyla birçok önlem alınırken, salgının ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi kapsamında kamu bankaları öncülüğünde kredi faiz indirimleri, vergi ertelemeleri, kısa çalışma ödenekleri, hane halkına yönelik karşılıksız parasal destek verilmesi gibi uygulamalar hayata geçirilmiştir.
Değerli milletvekilleri, ayrıca, ekonomik faaliyette yaşanan yavaşlamayı sınırlandırmak için genişleyici para politikası uygulanmıştır. 2020 yılının ilk çeyreğinde yüzde 4,4 oranında büyüme kaydedilmesine karşın salgının tüketici davranışı üzerindeki olumsuz etkisi ve salgının yayılmasına engel olmak için alınan önlemlerin ekonomik faaliyeti sınırlandırıcı etkisinin yanında, yine salgına bağlı olarak dış talepteki daralma sonucunda net mal ve hizmet ihracatındaki gerileme nedeniyle yılın ikinci çeyreğinde Türkiye ekonomisi belli bir oranda daralmıştır ama hızlı bir şekilde de yeniden üretime ağırlık verip yüksek bir üretim hacmi gerçekleştirmiştir. 2020 yılının ikinci yarısında ekonomideki toparlanmanın ivme kazandığı yılın üçüncü çeyreğine ilişkin öncü göstergeler, iktisadi faaliyette "V" tipi bir toparlanmanın gerçekleşeceğini göstermiştir. Salgın nedeniyle ertelenmiş olan talebin devreye girmesi, son aylarda yapılan sınırlı artışlara karşın geçmiş dönemlere göre hâlen düşük seviyelerde bulunan faiz oranları ve salgının yayılma hızının azalmasının tüketici güveni ve davranışları üzerindeki olumlu etkisi sayesinde, Türkiye ekonomisinin, küresel ekonomide büyük bir çöküşün yaşandığı 2020 yılında çok iyi oranda büyümesini beklenmekteyiz.
Covid-19 sonrası sürecin ülkemiz ekonomisi için yaratabileceği fırsatlar, küresel sermaye piyasasında meydana gelebilecek oynaklıklar, kur geçişkenliği, petrol fiyatlarındaki olası yukarı yönlü hareketler Türkiye ekonomisi üzerinde belirli riskler oluşturabilecektir. Söz konusu risklere karşın küresel düzeyde para ve maliye politikalarının uzun süre destekleyici nitelikte olmasının, gelişmekte olan ülkelerde finansman ve dış talep kısıtlarını azaltarak ekonomik toparlanma üzerinde olumlu etkileri olabilecektir. Bu bağlamda, ticarete dayalı dış talepteki düzelme beklentisinin yanı sıra, genişleyici para politikalarının sermaye akımlarının yönünü yeniden gelişmekte olan ülkelere çevirmesi ihtimali Türkiye ekonomisi için bir fırsat oluşturabilecektir. Ayrıca, salgın, dünya üretim merkezlerinin farklı coğrafyalara dağılmasına yol açabilir ve Türkiye, coğrafi konum avantajıyla yeni bir üretim merkezlerinden biri hâline gelebilir.
Bu bütçeyle 2021 yılı hedeflerimize bakıldığında, 2021 yılında Yeni Ekonomi Programı kapsamında açıklanan yeni dengelenme, yeni normal, yeni ekonomi yaklaşımı çerçevesinde makroekonomik dengelerin yeniden tesis edilmesini önceliklendiren ve bu yeni dengenin üzerine inşa edilebilecek olan öncelikli reformlarla istihdam, teknoloji ve verimlilik odaklı, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir büyüme anlayışıyla hazırlanan YEP'te öngörülen politika ve tedbirlerin hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirilmesi hedeflenmektedir.
Değerli milletvekilleri, bu dönemde salgın kaynaklı belirsizliklerin azalması, finansal koşullardaki iyileşmeye bağlı öngörülebilirliğin artması ile tüketici ve yatırımcı güvenindeki toparlanma ve ertelenmiş tüketim ve yatırım harcamalarının canlanması gayrisafi yurt içi hasılanın büyümesine katkı verecektir. 2021 yılında mal ve hizmet ihracatındaki artış ve yurt içi talepte genele yayılan toparlanma sonucunda sanayi katma değerindeki büyümenin gayrisafi yurt içi hasıla büyümesinin üzerinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Üretim ve ihracatla bağlantılı hizmet sektörlerindeki toparlanmaya ek olarak, salgın öncesi dönemde güçlü bir ivme yakalayan ancak salgından en çok etkilenen sektörlerin başında yer alan turizmde beklenen toparlanmayla birlikte hizmetler sektörünün büyümeye yüksek bir katkı yapmasını öngörmekteyiz.
Covid-19 pandemisiyle birlikte dünya genelinde sosyal ve ekonomik hayatın işleyişi önemli değişime uğramıştır. İş yapış şekilleri, davranışlar ve tercihlerin yeniden biçimlenmesiyle gündeme gelen "yeni normal" kavramının gerçeklerine uyum sağlayacak olan teknolojinin daha yoğun kullanımı, dijital dönüşüm ve yeni çalışma modellerinin yaygınlaşmasına yönelik politikalarla üretimin desteklenmesi amaçlanmaktadır. Yeni normalin getirdiği yeni dengelenme sürecinde enflasyon ve cari dengede kırılganlıkları azaltacak olan teknoloji, verimlilik ve rekabet odaklı politikalarla yenilikçi, yüksek katma değerli ihracata dayalı ve kapsayıcı bir ekonomik büyüme altyapısının oluşturulması hedeflenmektedir. 2020 yılında YEP'te öngörülen yeni dengelenme süreci çerçevesinde, ekonomik faaliyetin 2021 yılında ivme kazanması ve yüzde 5,8 oranında bir büyümenin gerçekleşmesi hedeflenmektedir. Fiyat istikrarının yeniden sağlanmasıyla enflasyonun yüzde 8'e gerilemesi beklenmektedir. Yerli üretimi ve ihracat atılımını merkeze alan ekonomi politikalarıyla tutarlı olarak dış dengedeki kuvvetlenmenin devam etmesi ve cari işlemler açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranının yüzde 1,9 olarak gerçekleşmesini öngörmekteyiz.
Sayın Başkan, değerli komisyon üyeleri; özetle, küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin arttığı, risk iştahında dalgalanmaların yaşandığı, ekonomik aktivitenin ve ticaretin baskı altında kaldığı bu süreçte Hükûmetimiz zamanında aldığı tedbirlerle ekonomik toparlanmayı hızlı bir şekilde başarmıştır. Bununla birlikte Yeni Ekonomik Program'da çerçevesi çizilen stratejik reformlar ve politikalarla da ekonomimizin kırılganlıklarının azaltılması öngörülmektedir.
Son olarak 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ve 2019 Yılı Kesin Hesap Kanun Tekliflerinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor; Sayın Cumhurbaşkanımıza, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Strateji ve Bütçe Başkanlığımız başta olmak üzere bu bütçe teklifinin oluşturulmasında katkıda bulunan tüm kamu kurum ve kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.