| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi (1/281 ) ile 2019 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanun Teklifi (1/280) ve Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 27 .10.2020 |
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, çok Değerli Cumhurbaşkanı Yardımcımız, çok Değerli Strateji ve Bütçe Başkanım, çok değerli bürokratlar, değerli Komisyon üyelerimiz; ben de hepinizi konuşmama başlamadan önce sevgiyle saygıyla selamlıyorum. İnşallah 2021 yılı merkezî yönetim bütçesinin hepimize, ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.
Tabii, 2021 yılı bütçesi bizim AK PARTİ hükûmetleri dönemimizde gerçekleştirdiğimiz 19'uncu bütçe. Aynı zamanda, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde de 3'üncü bütçe olması sebebiyle, bizlere bu görevi veren asil ve aziz milletimizi sevgi ve saygıyla bir kez daha selamlıyorum ve onlara da çok teşekkür ediyoruz.
Tabii, Türkiye'nin demokrasi ve ekonomi yolunda aldığı mesafenin en somut sonuçlarını aslında biz bu bütün dünyanın uğraştığı coronavirüs salgını döneminde görmüş olduk. Gelişmiş ülkelerin dahi çaresiz kaldığı salgın sürecini hem sağlık altyapımızla hem gıda ve temizlik tedarik zincirimizle hem de kamu güvenliği bakımından örnek bir yönetimle göğüslediğimize inanıyorum. Bu tablo, Türkiye'nin son on sekiz yılda sağlığın yanında eğitimden adalete, güvenlikten sosyal desteklere, ulaşımdan tarıma, enerjiden sanayiye her alanda yaptığı yatırımların da güzel bir işaretidir diye düşünüyorum.
Tabii ki Türkiye'ye eserler kazandırırken, dev projeleri hayata geçirirken küresel düzeyde ekonomik krizlerle de maalesef karşılaştık. 2008-2009 yıllarında yaşanan küresel krizin Türkiye'yi teğet geçtiğini söylemiştik ama ülkemizi 2010-2011 yıllarında yüzde 8,5 ve yüzde 11'leri bulan büyüme rakamlarına ulaştırdık. Tabii ki bu süreçte, baktığımızda, ekonomik verilerde, konuşmacıların da bizleri eleştirdiği rakamlardaki bu ilerlemenin neden böyle olduğu... Şuna bakmak lazım: Bu ülke ne yaşadı? Gerçekten, baktığımızda, Gezi olaylarının yaşandığı tarihten itibaren -çok doğru bir şey- yüzde 4,5 faiz oranları vardı bu ülkede ve yatırımcıların "top" yaptığı yıllardı ama sadece onunla bitmedi; Gezi olayları, 17-25 Aralık süreçleri, çukur eylemleri, sınırlarımıza dayanan terör saldırıları, ardından FETÖ hainlerinin gerçekleştirdiği 15 Temmuz darbe girişimi yine ekonomimizin hızını yavaşlattı. Ya, biz bunlarla karşı karşıya kaldık. Aynı zamanda seçim süreçleri de... Son beş altı yıllık süreçlere baktığımızda, ciddi anlamda kaç tane seçim geçirdi bu ülke. Keşke, vaktizamanında Sayın Girgin olsaydı, söyleseydim: İktidar olduğu zamanlarda böyle yapısal reformlar yapsaydı da bunun sonuçlarıyla çok daha farklı yerlerde olsaydık. Bugün, dünya örneğini veriyoruz, Amerika örneğini veriyoruz. Baktığımızda, adamlar, Avrupa her türlü yapısal önlemleri gerçekleştirmiş ama bu yapısal reformları yapmak da çok şükür bize nasip olacak.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - On sekiz yıl, on sekiz yıl.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Tabii ki bütün bunlara rağmen, ekonomiye de baktığımızda, ekonomi, bu süreçte, biliyorsunuz -2018 Ağustos ayına gelelim- 2018 yılı Ağustos ayında çok büyük bir şok yaşadı, kolay bir şey değildi, gerçekten basit de bir şey değildi. Bununla birlikte, kamu disipliniyle çok ciddi kararlar aldık, değişim sürecini göğüsledik. Dolayısıyla, 2019 yılında 0,9 oranında bir büyüme gerçekleştirdik. Tam da bir şeyler güzel gidiyorken bugün geldiğimiz rakamlarda açıkçası 2020 yılının ilk çeyreğindeki yüzde 4,5'lik büyümeyi gerçekleştirirken salgını, Covid'i, bütün dünya gördü; bütün dünyanın nasıl bir sınav verdiğini gördük, ekonomilerin nasıl bir sınav verdiğini gördük. Ancak şunu söylemek istiyorum: Biz bütün bunlara rağmen AK PARTİ hükûmetleri olarak kesinlikle çok çalıştık ve çok mücadele ettik. Şöyle 2017'ye bir baktığımızda da, 2017 yılında yüzde 7,5'lik bir büyüme rakamına da ulaştık. Yeni programda, bütçede de Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımızın da söylediği gibi, eğer böyle giderse ortalama yüzde 5 küsurlarda bir büyümeyi de hedefliyoruz. Tabii, salgın sürecinde sadece vatandaşlarımızın sağlığı değil, onun yanında ekonomimizin sağlığıyla da ilgili adımlar attık. Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Fuat Oktay Bey'in de açıkladığı gibi, 2021 yılı bütçemizin temel misyonu coronavirüs salgını sebebiyle siyasi ve ekonomik olarak bütün ülkelerin yeniden yapılanma sürecine girdiği bu dönemde Türkiye ekonomisinin yolunu daha da güçlendirerek devam etmesini sağlamaktır. Yani bu, şu anlama geliyor: Yeni dünya düzeninde daha söz sahibi olan, ayağı daha sağlam bir şekilde yere basan Türkiye. Fakat tabii, virüsün bulaşma riskini azaltmak amacıyla alınan tedbirler sonucunda oluşan durgunluk ortamının ulusal ve küresel ekonomik faaliyetlerde maalesef yavaşlamaya neden olduğu açıkça da ortadadır. Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemiz de süreci en az zararla atlatmak için önemli tedbirler almıştır ve almaya da devam etmektedir. Tabii, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bölgesinde küresel olarak Covid-19 salgınını önlemek için alınan tedbirlerin etkisiyle bu yılın ikinci çeyreğinde reel gayrisafi yurt içi hasıla yüzde 9,8 daraldı. Söz konusu bu düşüş, OECD bölgesinde kaydedilen en yüksek düşüş olarak kayıtlara geçti. Geçici veriler baz alınarak yapılan hesaplamada bu yılın ilk çeyreğine göre ikinci çeyrekteki büyüme oranları büyük ekonomilerden İngiltere'de yüzde eksi 20,4; ABD'de yüzde eksi 9,5; Almanya'da yüzde eksi 9,7'ye, Fransa'da da yüzde eksi 13,8'e geriledi. Türkiye ekonomisi de yılın ikinci çeyreğinde yüzde 9,9 oranında daraldı. Daralma oranımız, aynı dönemde yüzde 14,1 daralma yaşayan Avrupa Birliği ve yüzde 10,9 daralma yaşayan OECD ortalamasının altında kalmıştır. 2020 yılında küresel ekonomileri sallayan pandemi sürecine rağmen, ülkemiz temmuz ayında İmalat Sanayi Satın Alma Yöneticileri Endeksi'nde yüzde 9,5 oranıyla yılın zirvesine çıkmış durumda. Tabii, ihracatımıza da baktığımızda, 2020 yılı ihracat yılı rakamları da gerçekten mutluluk verici seviyelerde. Aldığımız tedbirler ve uygulamaya koyduğumuz ekonomik planlar doğrultusunda 2020 yılında yüzde 0,3'lük bir büyümeyi, 2021 yılında ise yüzde 5,8'lik bir büyümeyi hedef olarak alıyoruz.
Sayın Başkan, değerli üyeler; 2020 yılı bütçesi aslında baktığımızda kamu hizmetleri ile kaynak tahsisleri arasında güçlü bir bağ kuran, toplumun beklentilerini karşılayan, mali saydamlığı ve hesap verebilirliği yüksek, performans esaslı program bütçe olma özelliğiyle de ayrı bir önem taşımakta. Bütçenin yaklaşık yüzde 50'sinin doğrudan faiz harcamalarına gittiği yıllardan, neredeyse yüzde 90'ının vatandaşımızın hizmetine sunulduğu bütçelerin yapıldığı dönemleri görmekten dolayı da ayrı bir mutluluk ve gurur duyduğumuzu da ifade etmek istiyorum.
Hükûmetlerimiz döneminde sağlık alanında yapılan yatırımların ne kadar yerinde ve ne kadar doğru olduğunu bu pandemi döneminde de görmüş olduk. On sekiz yıllık dönemde sağlık alanında çok büyük reformlar gerçekleştirdik. Dünyanın en güçlü sayılan ülkeleri maske savaşı derdine düşmüşken ardı ardına şehir hastanelerini yaptık, yeni pandemi hastanelerini devreye soktuk. Bu pandemi sürecinde, vefat edenlerin toplu olarak defnedilmesini gördük, bütün dünyada, Avrupa'da doktorların hangi hastanın fişini çekmeye karar verdiğini gördük ama biz bu süreçte kendi yerli ve millî solunum cihazımızı ürettik ve yurt dışına da satmaya başladık. Salgınla mücadele eden birçok ülke vatandaşlarına hasta ve yoğun bakım yataklarındaki doluluktan dolayı yeterli sağlık hizmeti sunamazken şehir hastanelerimiz ve tam donanımlı yoğun bakım ünitelerimizle tüm dünyada örnek olduğumuzu düşünüyorum. Ve tabii ki bu noktalara SSK'li, BAĞ-KUR'lu ve memurlar için ayrı hastanelerin olduğu, kuyrukların olduğu, sağlık hizmetinin sağlık karnesindeki yaprak sayısıyla sınırlı olduğu dönemlerden geldiğimizi de lütfen unutmayalım. Sağlık alanında daha iyiye ulaşabilmek için 2020 yılı bütçesinden 11,6 milyar lira kaynak ayrılan sağlık yatırımlarına 2021 yılı bütçesinde 20,1 milyar lirayı ayırmış bulunmaktayız. Ayrıca, tedavi harcamaları için 125 milyar lira, ilaç harcamaları için 60 milyar lira, aile hekimliği için de 11,4 milyar lira kaynak ayırıyoruz.
Sayın Başkan, değerli üyeler; bütçe kalemlerine baktığımız zaman, bütçe giderlerinin 221,4 milyar lirayla yaklaşık yüzde 15,7'sinin eğitime ayrılmış olduğunu görüyoruz. 2020 ile 2021 yılı arasındaki farka baktığımızda yüzde 20'lik bir bütçe artışını görüyoruz 2021'de. Temel kamu hizmeti olarak görülen, yaygın ve kolay erişilebilir olması gereken eğitim faaliyetleri önceki yıllarda olduğu gibi yüksek bir paya sahip bütçemizde. Eğitime ayrılan kaynakta, Eğitim Bakanlığına yatırım ödeneğinden artışı çok önemli buluyorum. 2020'de yatırım ödeneği 5,8 milyar TL iken bu rakam yüzde 94 artışla 11,3 milyar TL'ye çıkarılmış bulunmakta.
Türkiye'yi bugünden daha da iyi bir noktaya ulaştırmak adına var gücümüzle çalışmaya da devam ediyoruz. Daha yeşil bir Türkiye için bir yandan mevcut orman varlığımızı artırmaya çalışırken diğer yandan da maalesef yangın sonucu zarar gören alanları yeniden yeşillendiriyoruz. Bütçeden tarıma ayrılan kaynakta 2020 yılı bütçesine göre 9 milyar lira seviyesinde artış söz konusu. Böylece 2021 yılı bütçemizde 42,4 milyar lira tarıma ayırıyoruz. Bunu tarımsal destek programları için 22 milyar TL, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 12,1 milyar TL, tarımsal kredi sübvansiyonu müdahale alımları, tarımsal KİT'lerin finansmanı ve ihracat destekleri için 8,3 milyar lira şeklinde bölüyoruz. Yine, tarım sektörü yatırım ödeneklerini de önemli ölçüde artırıyor ve tarımsal sulama yatırımlarını 3,7 milyar TL'den 9 milyar TL'ye çıkarıyoruz.
Hepimizin bildiği üzere, On Birinci Kalkınma Planı hedeflerimizi verimliliği odağına alan, sanayi sektörünün başrol üstlendiği, ihracata dayalı istikrarlı bir büyüme modeli çerçevesinde belirlemiştik. Bu anlamda baktığımızda, 2021 yılı bütçesinin de On Birinci Kalkınma Planı'yla uyumlu olduğunu açıkça ifade etmek istiyorum. 2021 yılı Bütçe Kanun Teklifi'nde 2020 yılına göre en fazla ödenek artışı yatırım projeleri için ayrılmıştır. Bu çerçevede, 2020 yılında 56,6 milyar TL olan sermaye gideri ödenekleri yüzde 83 oranında artarak -yani yaklaşık bu rakam 47,1 milyar lira artışla- 103,7 milyar liraya ulaşmıştır. İhracatımızın rekabetçi gücünü artırmak için 2021 yılı bütçemizden ihracat destekleri kapsamında 4,1 milyar TL harcamayı hedefliyoruz. Küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin desteklenmesi için KOSGEB bütçesine 1,6 milyar TL kaynak ayırdık. Sanayimizin gelişmesi ve üretim kapasitemizin artması için Sanayi Bakanlığımızın teşvik ödemeleri kapsamında kullandıracağı 2 milyar liralık kaynağı da tahsis ediyoruz. Organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi sitelerine ayrılan yatırım ödeneğindeki artışa da dikkat çekmek istiyorum. 2020 yılında OSB ve küçük sanayi sitesi yatırımlarına 204 milyon lira kaynak ayrılmışken 2021 yılında bu rakamın 1 milyar 124 milyon liraya ulaştığını görebiliriz. Eğer ekonomik iyileşme olacaksa bir ülkede tabii ki bu ihracatla olur, ihracatı da reel sektör yapar, dolayısıyla reel sektör destekleri de bizim için çok önemli. Bu yüzden, 2021 yılındaki reel sektör desteklerimize baktığımızda, bu rakamın 50,6 milyar lira olduğunu görüyoruz. İşletmelerin Sosyal Güvenlik Kurumuna ödemesi gereken 27,7 milyar lira tutarındaki işveren primini üretim ve istihdamın desteklenmesi amacıyla da bütçemizden karşılıyoruz.
Sayın Başkan, değerli üyeler; son on sekiz yılda ulaştırma ve altyapıda da çok büyük yatırımlar yaptık. 477,3 milyar TL kara yollarına yatırım yapmış durumdayız. Türkiye'nin 6 bin kilometrelik bölünmüş yol ağını, on sekiz yılda 30 bin kilometreye çıkardık, havaalanı sayısını 26'dan, 56'ya çıkardık. Demir yolunda 12.800 kilometrelik hattımız var, bunun 1.200 kilometresi hızlı tren hattı. Hedefimiz, 2023 yılında bu hızlı tren hatlarını 4 bin kilometrelere çıkarmak. Normal konvansiyon hatlarla beraber 18 bin kilometrelere kadar çıkarma hedefimiz vardır. Yine yük taşımada normal hatlarda -özellikle organize sanayi bölgeleri- limanları ana hatlara bağlayıp oradaki sanayinin gelişmesine ve üretimine katkıda bulunmak için çalışmalarımız da var. Bir taraftan hızlı trenler, bir taraftan yük trenleriyle topyekûn bir çalışma var ülkemizin her noktasında. Bunları bir lojistik master plan ve ulaşım master planı doğrultusunda da gerçekleştiriyoruz. Demir yolu ve kent içi ulaştırma yatırımlarını önceleyerek Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın bütçesini de 15,2 milyar TL'ye çıkartıyoruz.
Hepimizin bildiği üzere, Fatih sondaj gemimiz Karadeniz'de ilk olarak 320 milyar metreküplük bir doğal gaz rezervi buldu. Daha sonra 85 milyar metreküplük de yeni bir rezerv daha keşfederek toplam rezervimizi 405 milyar metreküpe çıkardık. İnşallah, kısa zamanda, çalışmaların devam ettiği diğer kuyulardan da müjdeli haberleri alacağımıza inanıyorum. Tuna-1 kuyusunda keşfettiğimiz 405 milyar metreküplük doğal gazı, orada kurulacak platform vasıtasıyla topraklarımıza ulaştıracak ve ülkemizin tamamına hizmet veren sisteme entegre edeceğiz. Hedefimiz, 2023 yılında da bu gazı milletimizin kullanımına sokmaktır. Böylece Türkiye tarihindeki en büyük hidrokarbon kaynağına kavuşmuş olacaktır tabii ki ülkemizin doğal gazda dışarıya bağlılığını önemli ölçüde de azaltacaktır. Bütün bunlar da gösteriyor ki ülkemiz sadece iç ve dış şoklarla değil, aynı zamanda, her türlü refahı sağlamak için her türlü alt kaynaklarına, zenginliklerine ulaşmak için cansiparane çalışmaktadır.
Savunma sanayisine geldiğimizde de çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Ülkemizin savunma sanayisinin dışa bağımlılığını yüzde 70'lerden, yüzde 30 seviyelerine çektik. Kendi imkânlarımızla imal edebileceğimiz hiçbir ürünü dışarıdan satın almama politikasıyla yerlilik oranlarımızı hep yükseğe taşıdık. 2002 yılında 62 savunma projesi yürütürken bugün bu sayı 700'e ulaştı. Yine bu dönemde sektörde faaliyet gösteren firma sayımız 56'dan 500'e ulaştı. Sektörün 2002 senesinde 1 milyar dolar olan cirosu 2019 yılında 11 milyar dolar rakamını yakaladı. 2002 yılında 248 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatı 2019 yılı itibarıyla 3 milyar doları geçmiş bulunmakta. Dünyanın ilk 100 şirketi arasında 7 tane Türk firmamız bulunuyor. Kara ve deniz araçlarında sadece ihtiyaçlarını karşılayan değil, kendi savaş gemisini tasarlayan, inşa eden ve idamesini gerçekleştirebilen 10 ülke arasında yer alıyoruz. Türk savunma sanayisi firmalarının dünya pazarındaki payı, sözü ve gücü her geçen gün daha da artıyor. İHA'lar, SİHA'lar ve TİHA'lar üretimindeyse artık dünyanın ilk 3 ve 4 ülkesi içerisindeyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, yeni küresel ve bölgesel arayışların güçlü siyasi ve ekonomik yapısıyla yükselen bir yıldızı olma konumundadır. Bölgemizde ve dünyada ülkemizin dışlandığı hiçbir projenin, hiçbir planın, hiçbir siyasi ve ekonomik oluşumun başarısı yoktur, bunu da zaten sahada ve masada göstermekteyiz. Balkanlardan Akdeniz'e, Kuzey Afrika'dan Güney Asya'ya kadar bu gerçeğin örneklerini her yerde görmek mümkün. AK PARTİ olarak, inşallah, yeni dönemde tüm bu hakikatler ışığında daha büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını hızla tamamlayacağımıza tüm kalbimle inanıyorum. Çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Sözlerime son verirken ülkemizi kalkınma hedeflerine ulaştıracak ve vatandaşlarımızın refahını artıracak, halkın, sanayicinin, işçinin, işverenin bütçesi olacak olan 2021 bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Vizyonu, kararlılığı ve liderliğiyle bizlere ve ülkemize yön veren Sayın Cumhurbaşkanımıza ve bütçe hazırlama sürecinde emeği geçen tüm bakanlarımıza, bürokratlarımıza, herkese ve tüm çalışanlara teşekkür ediyorum.