KOMİSYON KONUŞMASI

GÜLŞEN ORHAN (Van) - Teşekkür ediyorum.

Hocamıza da çok teşekkür ediyorum. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızla beraber önemli bir projeye, bir çalışmaya imza atmışlar. Ben de umuyorum bütün kurumlar, Aile Bakanlığımız ve Komisyonumuz da dediğiniz manada bu çalışmadan çözüm üretecek noktalar bulacaklardır.

Biraz önce Hocamız şunu ifade ettiler, dediler ki: Siyasi iradenin her fırsatta yani hepsinin, herkesin bu konuda konuşması gerektiği ya da olumlu yönde bir fikir beyan etmesi gerektiği kadın erkek eşitliği noktasında. Şimdi, toplumumuzda kadın konusunda şiddet dahi olsa, çocuk istismarı dahi olsa, ulusal mevzular dahi olsa, millî konular dahi olsa ne yazık ki istismara gidebiliyor birçok konu. Burada herhangi bir siyasinin, liderin ya da siyasi kurumun iktidar, muhalefet dâhil hiçbirinin bu noktada kadınların bu haklarına yönelik, gaspına yönelik ya da olumsuz manada sonuç doğuracak bir tespite yönelik bir görüşü vesairesi söz konusu değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın sözüyle alakalı bir spekülasyon var uzun zamandır. Kendisinin beyan ettiği şudur, defalarca konuşulmasına, arz edilmesine, açıklık getirilmesine rağmen: Kadın erkek fıtraten eşit değil ama hak manasında, haklar noktasında eşittir, eşit olması gerekir. Eşit olmadığı için zaten fıtraten bizim o eşitliğimizi sağlamamızla alakalı yapmamız gerekenler var. Yani bunlar o sözlerin altında olduğu hâlde, doldurulmuş olduğu hâlde kamuoyunda bu spekülatif bir noktaya taşındığı için dinlemesi gereken, o mesajı alması gereken insanlar da ne yazık ki aksi yönde bir algıya da sebep oluyor olumsuz manada. Bunu bu şekilde bilmek lazım. Hangi siyasinin bu şekilde bir sözü var da ya da olumsuz manada bir sözü var da, bir katkısı var da biz bilemiyoruz. Bu konuya bir açıklık getireyim istedim. Ki, siyasi iradenin yani ister muhalefet ister iktidar ya da bugünkü sorumlu konumda olan iktidarın her kurumunda buna yönelik bir çalışma var, iyileştirmeye dönük. Ki, sizin çalışmanızda dahi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının katkısı var. Beraber müşterek bir iradesi söz konusu ki, bunun iyileştirilmesine, bu yaranın kapanmasına yönelik bir çaba söz konusu olsun, bu derde bir derman bulunabilsin. Bu konuda bir açıklık getirmek istedim.

Bir diğer konu: Benim gördüğüm kadarıyla, istatistikler şu anda elimde değil ama epeyi zamandır Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunda da bulundum, ondan önceki süreçte de yine Meclis çalışmalarında diğer istatistiklere de baktım, Türkiye'de doğu ve batı arasında Doğu Anadolu'nun, Güneydoğu Anadolu'nun şiddet noktasında, çocuk gelinler noktasında, aile içi ve aile dışı vesaire şiddet noktasında kadına yönelik her zaman bir azalma yani oranlarda doğunun batıdan daha düşük bir seviyede olduğunu göreceksiniz. Bu, o günden yani geçmişten beri bugüne kadar devam ediyor sürekli bir şeydir yani yerel yönetimlerin olmasından dolayı bir ters yüz olma durumu söz konusu değil, şeyler önümüzde. Ama böyle bir politikası varsa yerel yönetimlerin katkı sunması gerçekten takdire şayan olur. Umuyoruz ki buna vesile olmuş olur.

Bunu destekleyecek bir diğer konu: Mesela eğitimle alakalı olup olmadığını tartıştığımızda, eğitim düzeyi sizin istatistiklerinizde arttıkça kadına şiddet azalıyor. Mesela lisans, lisans üstü verilerinizde onu gördük. Yine orada da büyük bir oran söz konusu ne yazık ki. Ama doğuyla batı illerini karşılaştırdığımızda her zaman eğitim düzeyindeki oranlarda batının doğudan daha fazla eğitim oranında daha yüksek olduğunu görüyoruz ama yine sizin istatistiklerinizde Orta Anadolu ve Batı Anadolu'da yine kadına yönelik şiddet oranları batıdan çok daha fazla. Yani bu da belki daha fazla irdelenebilir bir konu. Üzerine daha farklı soruların ya da çalışmaların yapılabileceği bir konu olarak hâlâ karanlık olarak görünüyor bana göre.

Teşekkür ediyorum.