KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

İlkin, söz almayacaktım, söz almak istedim, sonra vazgeçtim, Sayın Lütfi Elvan burada olsun da söyleyeceklerimi kendisi dinlesin diye düşündüm, o nedenle vazgeçtim. Sonra, gelir gelmez, ne zaman gelir bilemiyorum, o nedenle düşüncelerimi 1'inci madde üzerinde ifade etmek istiyorum.

Sayın Başkan, sizin Komisyon Başkanlığı görevini yürüttüğünüz süre içerisinde, Komisyona katıldığım zamanlarda son derece demokratik bir şekilde Komisyonu yönettiğinizi gördüm, bunun için size teşekkür ederim. Fakat Sayın Lütfi Elvan, demokratik geleneklerden, parlamento hukukunun kurallarından ayrılarak kendi koymuş olduğu kurallar çerçevesinde Komisyonu yönetmeye çalışıyor. Bunu da demokratik açıdan yanlış bulduğum gibi, parlamento hukukuna da aykırı buluyorum.

Örnek vermek istiyorum. Önce, parlamento hukukunu bir tanımlamak gerekir. Çoğunlukla "İç Tüzük" kavramı kullanılır, ben "parlamento hukuku" kavramını kullanmayı tercih ederim çünkü Parlamento çalışmalarını düzenleyen kuralların sadece bir tanesidir Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü. En tepede Anayasa vardır, onun altında kanunlar vardır, altında İç Tüzük vardır, Başkanlık Divanı kararları vardır, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkan Vekillerinin kendi aralarında yapmış oldukları mutabakatlar vardır ve en sonunda da en az ilk saydıklarım kadar güçlü olan parlamento teamülleri vardır; bunların hepsi parlamento hukukunu oluşturur. Örnek veriyorum: Bütçenin Genel Kurulda görüşülmesi sırasında gider artıcı, gelir azaltıcı önerge verilemez. Bu kural İç Tüzük'te yer almaz, hiçbir kanunda yer almaz, bu kural Anayasa'da yer alır. Toplantı ve karar yeter sayılarına ilişkin hükümler doğrudan doğruya Anayasa'da yer alır. Bunlar için ayrıca İç Tüzük'te bir hüküm aramaya gerek yok.

Şimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda bir yasa teklifi görüşülürken maddelerdeki konuşma süresi beş dakikadır; ister grup başkan vekili konuşsun, ister milletvekili konuşsun, ister iktidar partisinden olsun konuşan milletvekili, ister muhalefet partisinden -iktidar-muhalefet partisi kavramları da değişti, her neyse, ayrı bir konu- olsun konuşan milletvekili konuşma süresi beş dakikadır. Yasa teklifinin tümünde gruplar adına konuşma süresi yirmi dakikadır, şahıslar adına on dakikadır; maddeleri üzerinde veya bölümleri üzerindeki konuşma süreleri de onar dakikadır. Hiçbir konuşma süresi o partinin grup başkan vekiline farklı, diğerine farklı uygulanmaz.

Şimdi, Sayın Elvan açıklama yapıyor, diyor ki: "Komisyondaki grup sözcüleri teklifin tümü üzerinde yirmi dakika konuşur, diğer üyeler on dakika, işte, Komisyon üyesi olmayanlar da beş dakika konuşur." Bu, parlamento hukukuna, İç Tüzük'e aykırı. Genel Kurulda tümü üzerinde yirmi dakika konuşma yetkisi olan bir milletvekilinin burada Komisyon sözcüsü olmadı diye tümü üzerindeki konuşmasını on dakikayla sınırlayamazsınız. Bunu elbette Komisyon üyeleri daha iyi değerlendirir. Genel Kurulda madde üzerinde on dakika konuşma hakkı olan bir milletvekilinin burada bırakınız maddeyi, tümü üzerindeki konuşmasını beş dakikayla sınırlayamazsınız, sınırlanamaz. Ayrıca, İç Tüzük'te komisyonlarla ilgili konuşma süresini sınırlayan bir hüküm yoktur. Neden yoktur? Komisyonda teklifler, önergeler bütün ayrıntılarıyla tartışılacaktır, bütün ayrıntılarıyla, burası ihtisas komisyonu. Ama ihtisas komisyonundaki konuşma sürelerini "Ya, bir an önce bitsin bu, nasıl olsa hep bilinen şeyler konuşuluyor, hiç önemli değil, bir an önce Genel Kurula bunu yetiştirelim." anlayışıyla kısıtlarsanız bu olmaz, aykırı yani nerede görülmüş Komisyon sözcülerine yirmi dakika süre verip diğerlerine on dakika, beş dakika süre vermek. Komisyon böyle bir mutabakata varmış olabilir; bu mutabakatı son derece aykırı buluyorum, yanlış buluyorum, demokrasiye aykırı görüyorum.

Sekiz yıl Plan ve Bütçe Komisyonunda çalıştım, sınırsız konuşma süreleri vardı. Elbette, bir makul sınır her zaman vardır yani evet, İç Tüzük'te komisyonlarda konuşma süresini kısıtlayan bir hüküm yoktu ama bir teamül vardı yani sonuçta "teamül" diyelim buna. Teamül neydi? Teamül şöyleydi: Tümü üzerinde konuşmalar komisyon özeli için yirmi dakika, diğerleri için onar dakikadır. Şimdi, bunu, bu kuralı, bu teamülü -ki parlamento hukukunun kaynağıdır- nerede bu kural diye İç Tüzük'te bir hüküm olarak aramaya gerek yoktur, teamüller arasındadır bu. Bu ortadan kaldırılmış durumda. Bir süre önce, pandemi sürecinde katıldığım bir komisyon toplantısında madde üzerinde verilen söz süresi üç dakikaydı. "Efendim, öyle kararlaştırdık." Demek, şimdi bu doğru değil.

Değerli arkadaşlar, burada ne kadar ayrıntılı konuşulur ise bu teklifler, kanunlar o kadar mükemmel olur. Muhalefetin görevi, buradaki siyasi parti gruplarının görevi sadece eleştirmek değildir, var olan teklifi kendi mantığı içerisinde bile olsa daha iyi hâle getirmektir, daha iyi bir yasa çıkmasını sağlamaktır. Bu imkânı neyle kullanacaktır milletvekilleri? Konuşma süreleriyle kullanacaktır. Sayın Elvan'ın Komisyon yönetimine ilişkin olarak söylüyorum, bu son derece yanlış. Arkasından konuşmuş gibi oluyorum ama tutanaklarda vardır, kendisi bunları görecektir: "Efendim, süreyi esnetiyoruz nasıl olsa." demek doğru değil yani beş dakika, ben tümü üzerinde ilkin bu konuşmayı yapmayı düşündüm. Tümü üzerinde bunu konuşursam, esasa ilişkin söyleyeceklerimi söyleyemeyecektim. O nedenle söylemedim, orada da bir tartışma açmayı arzu etmedim, Komisyonun kendi kültürü, bir huzuru vardır, onu bozmayı da arzu etmedim ama bu doğru değil.

Değerli arkadaşlar, süre kısıtlaması, aşırı süre kısıtlaması asla doğru değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

Komisyon başkanı, komisyondaki milletvekillerinin hiyerarşik amiri değildir. "Şu kadar süre verdim." deme hakkına sahip değildir. Komisyon başkanı, komisyondaki çalışmaların parlamento hukuku kurallarına uygun bir şekilde, iyi bir atmosferde yürütülmesini sağlamakla görevlidir. Bunları söylemek istedim Değerli Başkan.

Maddeyle ilgili olarak iki cümleyle şunu söyleyeyim: Madde prensip itibarıyla olumludur ancak bu işçi ve işveren sigorta primlerinin İşsizlik Fonu'ndan değil, bütçeden karşılanması İşsizlik Fonu'nun ihdasının gerekçesine daha uygun olacaktır.

Teşekkür ederim.