İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili arkadaşlarımız, Sayın Bakanlarımız, çok değerli bürokratlarımız, çok değerli basın mensuplarımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

(2/3147) esas numaralı İşsizlik Sigortası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin hayırlı olmasını temenni ediyorum.

Tüm dünya ve ülkemiz Mart 2020'den beri önemli bir hastalık ve salgın süreci yaşamaktayız. Bu salgın sürecinde hastalığın yayılmasını önleme adına Hükûmetimiz tarafından bazı önlemler alınmıştır. Bunun neticesinde bazı meslek sahipleri, iş yerleri ya çalışamaz veya tam kapasite çalışamaz hâle gelmiştir. Alınan bu tedbirler neticesinde, ekonomik anlamda bundan etkilenecek iş yerleri ve kişiler için Hükûmetimizin pek çok önlemler aldığını hep beraber müşahede ettik. İşsizlik ödeneği, hak ediş şartlarının iyileştirilmesi, kısa çalışma ödeneği, işten çıkarılmaların kısıtlanması, ekonomik yönden dezavantajlı kişilere destek verilmesi anlamında şimdiye kadar bu yönde yaklaşık 38 milyar 580 milyon TL destek yapılmıştır.

Ayrıca, işletmelere, Kredi Garanti Fonu desteği ve esnaflarımıza düşük faizli kredi sağlanması gibi tedbirlerin alınması neticesinde yaklaşık 370 milyar TL'ye yakın bir kaynak aktarılmıştır.

Bu kanun teklifiyle işsizliğin önlenmesi ve istihdamın artırılması için 2011 yılında çıkarılan genç, kadın ve Mesleki Yeterlilik Belgesi olanların istihdam eden işverenlere altı aydan elli dört aya kadar yüzde 20,5'luk sosyal güvenlik priminin devlet tarafından ödenmesi teşviki 2020 yılına kadar uzatılmıştı ve istihdamı artırma adına bunun 2023 yılında kadar uzatılması teklif edilmektedir.

Yine, 7103 sayılı Kanun'la, 2018, 2019, 2020 yılları için geçerli olan bu kanunda her ilave çalışanın brüt asgari ücret üzerinden yüzde 37,5 yani 1.103 TL, imalat ve bileşim sektöründe çalışanlardan maksimum 2.943 TL'ye kadar desteğin bir yıl süreyle, kadın ve engellilerde on sekiz ay süreyle devlet tarafından verilmesi sağlanıyordu ve bu kanunda 31/12/2020 tarihinde bitiyordu. Bu kanun teklifiyle bu süre 2023'e kadar uzatılmaktadır.

Yine, ilave çalışanlardaki gelir vergisi muafiyetinin uzatılması bu kanun teklifinde önerilmektedir.

Kısa çalışma ödeneği ve nakdî ücret desteği alanların haftalık normal çalışmaya 31/12/2020 tarihine kadar dönmeleri hâlinde sigortalı ve işveren SGK primlerinin işverenin SGK'ye ödeyecekleri primden mahsup edilir denilmektedir. Buradaki 31/12/2020 tarihi altı ay uzatılarak 30/6/2021 tarihine kadar uzatılmaktadır.

Yine, bu kanun teklifinde, istihdamı artırmak adına ilk defa uygulanacak olan işsizlik ödeneği alıp işten ayrılanların doksan gün içinde işe dönmesi hâlinde, işsizlik ödeneği aldığı süre kadar kısmının çalışmış gibi, fon tarafından, işveren ve çalışan hisselerinin devlet tarafından ödenmesi.

Yine, bu kanun teklifindeki 8'inci madde çok önemli bir madde ve çok geniş sayıda çalışanı ilgilendirebilecek bir madde. Daha önceki kanun tekliflerinde, Covid'den dolayı işinden olanlarla ve işten çıkarılanlarla ilgili önemli düzenlemeler yapılmıştı. Bu kanun teklifinde ise Covid'den önce, 1 Ocak 2019 tarihi ile 17 Nisan 2020 tarihleri arasında iş ve hizmet akdi feshedilenlerin işe dönmeleri hâlinde 44 TL 15 kuruş ve işe dönüp izne çıkarılmaları hâlinde 39 TL ve iş başvurusu yaptığı hâlde işe kabul edilmeyen kişiler için de -hanede eğer başka gelir yoksa- hane başına 34 TL destek verilmesi gibi... Diğer taraftan, istihdam dışı çalışanların yine resmiyete geçirilmesi adına çok önemli bir madde olarak görüyorum bunu.

Diğer taraftan, 25 yaş altı çalışanların kısmi olarak çalışmasına destek verilmekte. Tabii, bu farklı yorumlanabilir, muhalefetteki milletvekili arkadaşlarımız, sanki bu maddeyi uygulamak zorunluymuş gibi bir algı yaratıyorlar. Bu, tamamen işverenin kendi isteğine bağlı olup devlet tarafından desteklenen bir maddedir. Buradaki temel amaç da daha çok, mesleği öğrenmek isteyen kişilere bu fırsatın verilmesi olarak görmekteyiz.

Diğer taraftan, bu kanun teklifinde tüm devlet memurlarının kovuşturulması ita amirinin iznine tabi olurken, İŞKUR'da çalışanların 657 sayılı Kanun'a tabi olmalarına rağmen kovuşturulmasının izne tabi olmaması bir haksızlık gibi görülmekte ve ikilik yaratmaktadır. Bunun kaldırılması hedeflenmektedir.

Diğer taraftan, yine istihdamın artırılması adına bu kanun teklifinde, iş yeri olmaksızın ve sanayi tipi ve seri üretim yapabilen, makine ve alet kullanmaksızın evde imal ettikleri ürünleri elektronik ortamda satış yapabilenlere belli bir gelire kadar -bu da 220 bin TL olarak sınırlandırılıyor- vergiden muafiyet getirilmekte.

Diğer taraftan, daha önce mevcut olan, işte dâhilde işleme olup ve ihracat yapılacak ürünlerden daha önceki dönemlerde de ihracatı artırmak anlamında KDV muafiyetinin uzatılması burada hedeflenmekte. Diğer bir maddeyle ihracat yapanlara hem vergide kolaylık sağlanırken diğer taraftan da gelirlerini belli bir seviye aşması durumunda belli bir sayıda kişiyi istihdam etme mecburiyeti getirilerek de burada istihdam artırılmaktadır.

Diğer taraftan, Sağlık Üniversitesinin mütevelli heyetiyle ilgili yeni düzenlemeler yapılarak Sağlık Üniversitesinin yönetiminin hareket kabiliyeti artırılmakta. Aynı konuyla ilgili olarak, afiliye hastanelerde özellikle başhekime daha fazla yetki verilmekte.

Bir diğer madde de 2004 yılında çıkmış olan ve 31/12/2020 tarihine kadar geçerli olan Millî Eğitim Bakanlığına yapılacak bilgisayar bağışlarıyla ilgili KDV muafiyetinin uzatılmasının hedeflenmesi gibi pek çok madde yer almaktadır.

Ben, bu maddelerin hayata geçmesi neticesinde hem ekonomimize hem istihdamımıza çok büyük katkı sağlayacağını temenni ediyorum. Diğer taraftan, muhalefetteki milletvekili arkadaşlarımız tabii ki bizim politikalarımızı eleştirecekler yani kendilerine göre onların da belli bir düşüncesi var. Ama şunu hiçbir zaman unutmamak lazım: Yani Türkiye'de ekonomik büyüklüğümüz yaklaşık 3 kat arttıysa, millî gelirimiz 3 kat arttıysa, fert başına millî gelirimiz 3 kat arttıysa bunu yapan tamamen Adalet ve Kalkınma Partisidir ve istihdamı bu kadar artırdıysa, ihracatı bu kadar artırdıysa bunu yapan tamamen Adalet ve Kalkınma Partisidir. İşte "Covid sürecinden önce ekonomi çok mu iyiydi?" diye soruyorlar. Tabii ki birtakım sorunlarımız vardı ama Türkiye'nin 2013'ten sonra yaşadığı işte Gezi olaylarıdır ve diğer taraftan, 15 Temmuz 2016 tarihinde yapılan darbe girişimi gibi Türkiye'nin varlığını, birliğini ve geleceğini tehdit eden unsurların yaşandığını da asla unutmamak gerektiğini ben düşünüyorum.

Bu kanun teklifinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni eder, hepinizi saygıyla selamlarım.