KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN AKİF ÇAĞATAY KILIÇ - Bu, Dışişleri Komisyonu açısından 27'nci Dönemin Dördüncü Yasama Yılının ilk toplantısı. Girişte bir iki cümle dile getirerek toplantımıza geçmeyi istiyorum. Tüm kurumlarımızdan ve bakanlıklarımızdan bakan yardımcısı, genel müdür ve farklı seviyelerde gelmiş olan arkadaşlarımıza da Komisyonumuza ve Türkiye Büyük Millet Meclisine hoş geldiniz diyorum.

Öncelikle yeni dönemin hepimiz için hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum. Sözlerime başlamadan önce şu anda, Birleşmiş Milletler Genel Kurul Başkanlığını devralmış ve yürüten çok değerli önceki Başkanımız Volkan Bozkır Beyefendiye buradan hem başarılar diliyorum hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonunda yapmış olduğu çalışmalar için teşekkür ediyorum. Bu vesileyle de benden önce Komisyonda görev yapmış Başkan ve tüm heyet üyelerine çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum.

Tabii, bugünlerde tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'miz de Covid-19 yani coronavirüs mücadelesi içerisinde. Dolayısıyla bu çerçevedeki hassasiyetlerle tüm toplantılarımızı gerçekleştiriyoruz. Burada da herkesin maskeli oluşunu gördükten sonra -görüntülerde böyle olacak ama bunun sebebi bu- tüm bu mücadele içerisinde emek sarf eden başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere tüm emek sarf eden ve mücadeleye katkı veren, güç veren vatandaşlarımıza, çalışanlarımıza güç diliyorum. Virüsü kapmış olup hasta olan tüm vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum, virüsten dolayı hayatını kaybedenlere rahmet diliyorum.

Tabii, tüm dünyada olduğu gibi, çalışmalarımıza belli ölçüde pandemi de sekte vurmuş durumda. Bununla neyi kastediyorum? Yaz dönemi içerisinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi yaz dönemi arasına geçtikten sonra siyasiler olarak hepimiz çok fazla aktif olarak görev yapamadık. Şu anlamda; toplantılar ve birliktelikler açısından. Ama işte, yavaş yavaş inşallah bunu da eskiye döndüreceğiz.

Tabii, şu anda gündemde yoğun bir şekilde takip ettiğimiz Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ konusunda yaşanan süreci hepimiz biliyoruz. Buradan bir kez daha Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Türkiye Cumhuriyeti devletinin Azerbaycan'ın koşulsuz olarak yanında olduğunu ve bu noktada her türlü desteğe hazır olduğunu tekrarlamak istiyorum. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımız en üst seviyeden çok açık net bir şekilde dile getirdiler. Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir parti hariç tüm diğer partilerin ortak bildirisiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi de bu noktada hem Genel Kurul açısından hem de Meclis Başkanımız nezdinde açıklamalarını yaptı.

Tabii bu sabah basında gördüğüm kadarıyla -zannedersem- Ermenistan Başbakanının bir danışmanı "Azerbaycan'daki sivil bölgeleri kaos çıkarmak için bombalıyoruz." tarzında bir açıklamada bulunmuş. Bu tabii, durumun nasıl bir vahamet içerisinde olduğunu, Ermenistan'ın yaklaşımının, Ermenistan Hükûmetinin yaklaşımının nasıl olduğunu ortaya koymak açısından bence üzücü ama önemli bir bakış, önemli bir nokta.

Tabii aynı zamanda, yaz dönemi içerisinde Doğu Akdeniz'de de çeşitli konularda gelişmeler yaşandı, bunları hepimiz yakından takip ettik. Bu noktada farklı ülkelerin ve birliklerin bu konuya olan yaklaşımlarını görme imkânımız oldu. Türkiye'nin haklı olan mücadelesinde hiçbir zaman geri adım atmayacağını zaten her platformda dile getiriyoruz. Dün Genel Kurul çalışmalarında da -biliyorsunuz- 2 tezkere Genel Kurulumuzdan, Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçti. Bu tezkerelerin müzakeresi esnasında yapılan konuşmalarda da gördük ki Türkiye Büyük Millet Meclisinde de Türkiye'nin çıkarları konusunda ve uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının korunması konusunda hiçbir tereddüt ve şüphe yoktur.

Tabii, maalesef bazı devlet başkanlarının... Burada isim de vereceğim çünkü biz ülke olarak, millet olarak herkesin inancına ve dinine saygılı bir gelenekten geliyoruz ve böyle yaşamak istiyoruz fakat Sayın Macron'un, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un İslam diniyle, dinimizle ilgili yapmış olduğu açıklamaları esefle karşılıyor ve ben şahsen kınıyorum. Bu açıklamaların içeriğine baktığınız zaman zaten konudan aslında ne kadar bihaber olduğunu ve yaklaşımın emperyalist bir yaklaşım açısıyla geçmişten kaynaklanan birtakım alışkanlıkların tekrar ortaya çıktığı bir bakış açısı olarak görüyorum. Zaten bu noktada, tüm Türkiye'deki hem siyasiler hem de bu konuyla ilgili bilgisi olan herkes bu konuda açıklamalarını yaptı. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu noktada konuşmalarında gördüğümüz gibi net bir duruşumuz mevzubahis.

Tabii, farklı konular var, bunları değerlendireceğiz. Burada da kalabalığı çok daha fazla tutmamak için -çünkü malum, kurallar gereği biraz hızlı olmamız gerekiyor- ben, burada tekrar yeni dönemin hayırlı olmasını diliyorum. İnşallah yapacağımız çalışmalarla milletimize ve bu noktada gelecekteki bizi yad edecek olan çocuklarımıza, torunlarımıza, tarihe hayırlı birer not düşeriz diyorum ve hepinize teşekkür ediyorum.

Basın mensubu arkadaşlara da teşekkür ediyorum, sizleri de artık toplantımızı başlatmak üzere dışarıya davet ediyorum.