KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli üyeler, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle şunu ifade etmek isterim: Kariyer sistem, devlette uzun zamandan beri olan ve kamuya oldukça nitelikli, vasıflı elemanlar yetiştirmiş olan bir sistem. Geçmişte sadece belli kurumlarda olan, işte, bilinen şekliyle Hazine, DPT gibi kurumlarda olan, daha sonra yaygınlık kazanan bir sistem ve esasen kariyer sistemi bu nedenle destekliyoruz. Şimdi, Cumhurbaşkanlığı içerisinde İdari İşler Başkanlığı bünyesinde böyle bir sisteme geçilmesi de bu nedenle olumlu, isabetli.

Burada Bülent Bey'in de ifade ettiği bazı sorulara belki cevap olabilmesi açısından bazı şeyleri ifade etmek istiyorum.

Birincisi: Evet, Anayasa'nın 128'inci maddesinde memurların görev yetkilerinin, atanmalarının, niteliklerinin, mali ve sosyal haklarının kanunla düzenleneceği ifade edilmiş ancak bununla ilgili 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu özel bir kanun olarak zaten bu amaçla çıkartılmış. Orada genel anlamda memurların görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiş. Kariyer mesleklerde bundan farklı olarak kendi kanunlarında yahut kanunların verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılmış olan yönetmeliklerde düzenlenir bunlar. Nitekim şu anda uzman, denetçi, müfettiş yahut raportör unvanlarıyla kamuda var olan kariyer meslekleri açısından da uygulama bu şekildedir. Şimdi, kanunun başındaki ifadede "Cumhurbaşkanlığının görev alanına giren, uzmanlık gerektiren konular" diyor ama aslında değişiklik 2879 sayılı Kanun'da yapılıyor. 2879 sayılı Kanun, eski Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği Teşkilatı Kanunu, şimdi de İdari İşler Başkanlığını düzenleyen bir kanun. Dolayısıyla yasal düzenleme orada yapıldığına göre orada belirlenen görev, yetki ve sorumluluklarla sınırlı olmak gerektiği burada anlaşılır.

Bir başka mesele de "Bu kanunun ekinde bu kadro ihdası niye yok?" diye söylendi. Kadro ihdası yetkisi (2) sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi kapsamında Cumhurbaşkanlığına aittir. O nedenle sadece burada değil, bütün kurumlarda kadro ihdası bu mevzuat hükümlerine göre yapılmaktadır. Ha, burada şu tartışılabilir: "Niye 'raportör' denildi de 'uzman' denilmedi?" Bu da kurumun takdirinde olan bir şeydir. "Uzmanlık" da denilebilirdi ama bu şekilde tercih edilmiş. Yoksa, istisnai memur kadrosu uygulaması Cumhurbaşkanlığında hâlen var. Bundan sarfınazar edip normal, merkezî sınavla, KPSS'ye girerek, ondan sonra yazılıdan sonra yapılacak diğer aşamaları da geçerek buraya elaman alınmasının benimsenmesi de olumlu bir durumdur diye değerlendiriyorum.

Teşekkür ederim.