KOMİSYON KONUŞMASI

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim.

Şimdi, öncelikle Sayın Erdöl'e teşekkür ediyorum yani bizi dikkatle dinlemiş, endişelerimizi algılamış fakat tabii, endişelerimiz sadece bu atamayla ilintili değil Değerli Hocam. Bizim endişelerimiz sağlık bilimleri üniversitesinin bir mütevelli heyetle kurulması üniversite yaşamını ciddi şekilde yaralayacak ve diğer bakanlıkların da benzer uygulamaları yapma olanağını tanıyacak. Bu, bizim üniversite yaşamımızı temelden dinamitleyecek bir konu.

Sayın Müsteşar TUK'un Başkanı olabilir, bana göre yanlıştır ama olmuştur yani onun arkasına sığınıp "Ben TUK'un da Başkanıyım, bunun da başkanı olurum." mantığı doğru değildir Sayın Müsteşar. Siz şu anda kendinizi profesör kimliğiyle görmeyiniz, orada pekâlâ sağlık dışı bir müsteşar oturabilir ve sağlık dışı oturan ve profesör olmayan bir müsteşar nasıl olur da Tıpta Uzmanlık Kurulunun Başkanı olur? Biri Allah rızası için... Değerli Hocam, hiç olmazsa siz izah edin. Yani müsteşarlar, bakanlar, bakan yardımcıları illa ki o alanın erbabı ve profesörü olmak zorunda mıdır? Yarın birisi getirip de sizin yerinize bir başka müsteşar koyabilir ve bu profesör olmayabilir ve tıp...

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Öyle bir şey yapmayız ya Sayın Atıcı.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Değerli Hocam, bu, kişilerle kaim bir iş değildir. "Biz öyle yapmayız." derken...

CEVDET ERDÖL (Ankara) - 2023'e kadar garanti verdiniz de biraz önce, onun için söylüyorum.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ben bir şeye garanti vermedim Sayın Hocam. Siz deminden beri "Dört ay sonra siz devralacaksınız." diye...

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ben öyle söylüyorum, kabul etmiyorsunuz.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Siz deminden beri bu şekilde söylüyorsunuz, kendi aklınızca tiye alıyorsunuz, kendi aklınızca ironi yapıyorsunuz.

BAŞKAN - Yok, bir istihza yok burada canım, bir temenni gibi kabul edelim biz onu.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Böyle bir temenni olmaz efendim. Yani bir başka partinin üç yıldır milletvekili olan ve Sayın Cumhurbaşkanına çok yakın çalışan bir değerli parlamenterin Cumhuriyet Halk Partisinin iktidar olmasını istediğini eğer samimiyetle söylüyorsa kayıtlara geçirelim ama bunun böyle olmadığını cahil insanlar bile anlarlar. Lütfen bizim bu insicamımızı da bozmayın, dalga geçer gibi de konuşmayın.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Yok, estağfurullah.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ama böyle bir temenniniz gerçekse de lütfen söyleyin. Gerçekten, yürekten CHP'nin iktidar olmasını istiyorsanız...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Halk karar verecek ona.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - "Üç yıldır milletvekili" diyorsunuz, diğer dokuz yılımı sildiniz.

BAŞKAN - Efendim, o dil sürçmesi Sayın Erdöl.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Üç dönem dedim efendim.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - "Üç yıl" dediniz.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Üç yıldır mı dedim? Affedersiniz, üç dönem demek istedim.

Şimdi, siz tıp profesörüsünüz, Tıpta Uzmanlık Kurulu Başkanı bir müsteşar olabilir mi?

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Farklı bir gündem ama...

BAŞKAN - Sayın Erdöl, siz başkanlık yaptınız, bu işleri bizden daha iyi biliyorsunuz. Sizin her bir müdahalenizde bu iş uzayıp gidecek lütfen.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ben yeni bir tartışma açmıyorum. Sayın Müsteşarın benim sorularım karşısında yaptığı konuşmadan aldığım notlarla size biraz daha pencere açmaya çalışıyorum. Nasıl ki Tıpta Uzmanlık Kurulunun Başkanı müsteşar olamaz ise, bu bir yanlış ise -sizi tenzih ediyorum Değerli Hocam, Değerli Müsteşarım yani siz olabilirsiniz çünkü bir tıp profesörüsünüz, eyvallah ama- ilke olarak böyle bir karar nasıl benimsenemez ise bir üniversitenin mütevelli heyet başkanı da müsteşar olamaz, olmamalıdır. Başka bir şey olabilir müsteşar ama oranın başkanı olamaz. Eğitim görevlilerini müsteşar atamamalıdır, atıyorsa yanlıştır, atıyor, biliyoruz, yanlış yapılıyor. Disiplin kurulu başkanı olabilir çünkü disiplin bir yönetmeliktir ve idari bir tasarruftur, akademik bir iş değildir. O nedenle "Ben bunların başındayım, ya bir de üniversitenin mütevelli heyetinin başına geçsem ne olur?" mantığı doğru bir yaklaşım değildir. Olmamalısınız, siz de kendi mesleğinize ihanet etmemelisiniz Sayın Müsteşar ve Sayın Erdöl. O nedenle buna en başta sizin karşı çıkmanız gerekiyor.

Demem o ki gelin, sizin o iyi niyetli üniversite kurma çabalarınızı gerçekleştirelim, bir devlet üniversitesi olarak yapalım. Siz eğer "Atamaları bu mütevelli heyet yapmayacak." diyorsanız o zaman bu mütevelli heyetin ne işe yarayacağını -siyaseten- bana birinizin anlatması lazım. Mademki oraya siz istediğiniz adamı atamak istemiyorsunuz, dürüst, namuslu bir şekilde kadro ilanına çıkacaksınız, kim başvurursa jüri değerlendirecekse o zaman niye mütevelli heyet yapıyorsunuz Değerli Hocam? Benim anlamadığım bir şey varsa, bana bunu anlatın. Bir tarafta devlet üniversitelerinin senatoları, yönetim kurulları olacak, güzel güzel işler yapacak, bir tarafta siz Sağlık Bakanlığına bağlı 3 kişiyle bir mütevelli heyet oluşturacaksınız, artı 2 kişi, toplam 5. Şimdi bunu yapmayalım, amacınız gerçekten Türk üniversite sistemine hizmet etmekse, sağlık sistemine hizmet etmekse, bunun gerekli olup olmadığı tartışılabilir, ayrı konu ancak siyasi iradesiniz, parmak çoğunluğunuz var ama düzgün iş yapmanızı sağlamak da bizim görevimiz. Gelin, bu sizin -tartışılabilir devlet üniversitesi bile olsa- konunuzu devlet üniversitesi olarak yapalım.

Şimdi, Sayın Müsteşar diyor ki: "Efendim, müfredat değişiklikleri var; üniversiteler başka müfredat okutuyor uzmanlıkta, bizler başka müfredat..." Hayır, efendim Tıpta Uzmanlık Kurulunun temel görevidir -yıllarca biz de yöneticilik yaptık- Çekirdek Eğitim Programı oluştururlar. Sayın Müsteşar, sizin başkanlık yaptığınız kurul bunu yapıyor; Çekirdek Eğitim Programı oluşturuyorsunuz, diyorsunuz ki: "Adıyaman'daki tıp fakültesi ile Çapa Tıp Fakültesi Çekirdek Eğitim Programı'nda asgari bunları yapacak." Doğru mu Sayın Müsteşarım? Mademki böyle, demek ki eğitimde birliği sağlamışsınız, güzel bir iş yapmışsınız orada, takdir ettik, güzel. Madem böyle, niye "Müfredat farklılıkları var." diyorsunuz? Onun üzerinde, fevkinde bir şeyler varsa bu olur, Oxford'daki de bizim buradakilerden farklıdır ama temelde, olmazsa olmazlarda birleşmişsiniz.

Şimdi, diyoruz ki 59 hastane var, bunları bir üniversite çatısı altında yapalım. Değerli arkadaşlar, Sayın Erdöl, siz zaten bir karmaşayı ortadan kaldırmak için bir afiliasyon sistemi getirdiniz. Bu afiliasyon sistemi şu an gündemde mi? Evet, gündemde. Nüfusu 750 binin altında olan illerde, üniversite ve eğitim araştırma hastanesi var ise ikisinden birinin hastanesini kullanıyor musunuz? Kullanıyorsunuz. Yani sizin eğitim araştırma hastanenizde tıp fakültesinin hocaları iş yapıyor mu? Yapıyor. Şimdi, böyle bir durum varken, siz bunu zaten yapmışken sonuçlarını bir görün, güzelse bütün Türkiye'ye yapalım, yapalım. Ama bir adım attınız, attığınız adımların sonuçlarını bir görelim. Acaba bu durum Adıyaman'da nasıl olacak, bir görelim. O ortak kullanım...

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Atıcı.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sıkıldıysanız susayım.

BAŞKAN - Sıkılmadık da yani biraz toparlarsak, hızlandırırsak sevineceğim.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ama bakın, ben burada iki gündür, on küsur saattir sadece bu konuyu konuşuyorum. Ne kadar bu işe adandığımı ve inandığımı size ispat etmeme gerek yok. İki gündür ben bilim namusumu korumaya çalışıyorum burada, bilim adamı onurunu korumaya çalışıyorum kendimce, kendi penceremden. Onun için ne olur... Yani sıkıldıysanız sus deyin susayım.

Efendim, afiliasyon örneğini yaptınız, yine yapabilirsiniz. Bunun için üniversite kurmanıza gerek yok. Ayrıca bir deneme yaptınız Sayın Erdöl. Gittiniz, Marmara Üniversitesinin üniversitesi ile araştırma hastanesini, üniversite yerinde kaldı, hastaneyi siz devraldınız ve büyük sorunlar yaşadınız. Şimdi bu deneyimi bir kenara bırakıp "Vay efendim, bu olmadı, üniversiteyle biz anlaşamıyoruz, o hâlde üniversiteleri kendimize bağlayalım, biz üniversite olalım." demek mantığı doğru değil, 2 yanlış 1 doğru etmiyor Sayın Erdöl. O açıdan sizin Marmara Üniversitesi örneğini ve sizin -ikisi de sizin- afiliasyon örneğini masaya koyup, bunları değerlendirip bir sistem kurgulayabiliriz, eğer arzu ederseniz. Siz Sağlık Bakanlığı olarak eğitim araştırma hastanelerini kendi kuracağınız üniversiteye, sağlık bilimleri üniversitesine -kurun devlet üniversitesi olarak- araştırma hastanelerini buraya bağlayın. Bunların hastaneleri şimdiki gibi sizin yönetiminizde olabilir ama akademik kadroları kuracağımız üniversitede olur, yani Türkiye'nin üniversitesinde olur, Bakanlığın üniversitesinde değil. Bunu böyle yaparsak o zaman bütün dertlerden kurtulursunuz, töhmet altında kalmazsınız.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Öyle yapılıyor zaten.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Hayır, hayır. Siz "Devlet üniversitesi kuruyoruz." deyin, bütün tartışmalarımızı geri çekelim, devlet üniversitesi kuralım, sağlık bilimleri üniversitesi kuralım, bunları da oraya bağlayın. Bunun doğru olup olmadığını gene tartışırız ama hiç olmazsa bu sistemi temelden yok etmemiş olursunuz, önce bunu bir deneyin, çalışmazsa yapın. Oralara kadro verecekseniz gene verin ama sistemi tamamen paramparça ediyorsunuz, benim en büyük itirazım bunadır. Bunun bu şekilde değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.