KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, ben konuşmam sırasında Sayın Erdöl'e "Gerekçede hiçbir şey yok, siz de dünkü açıklamalarınızda bir şey söylemediniz. Gerekçeyi açıklar mısınız?" dedim. İki gerekçe söyledi, teşekkür ederim kendisine. Bir; "Somali gibi yerlerde eğitim verilebilmesi mümkün olacak." dedi dışarıda. Bir de 59 eğitim ve araştırma hastanesi bu bünyede yer alıyor. Bunlarla ilgili olarak çalışanların, doktorlarımızın akademik unvana sahip olmasını gerekçe gösterdi.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Artı özlük hakları tabii.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi bunlardan, Somali gibi yerlerde, dış ülkelerde eğitim verebilme tabii ki her zaman mümkün yani mevcut durumda da mümkün. Birilerini görevlendirebilirsiniz, görevlendirip bu eğitimleri verdirebilirsiniz; o her zaman için mümkün.

Bu Sağlık Bakanlığı bünyesindeki doktorların akademik unvana sahip olması da şöyle: Mesela ben eski bir maliyeciyim, Sayın Oral da burada, orada meslekten gelme birisi, Komisyon Başkanımız Recai Berber de öyle. Farklı yerlerde mesela, Aşkın Bey'in durumu da öyle. Devlette de böyle, kariyer meslekler var. Ya, muhakkak akademik bir unvana sahip olmasına gerek yok. Bir maliye hesap uzmanı da bir doçent kadar, bir profesör kadar hatta daha fazla uygulamayı bilir ama akademik unvana sahip olması muhakkak şart değildir. Daha iyi biliriz biz, mesela Maliye uygulamalarını, vergi uygulamalarını daha iyi biliriz. Bir vergi davasını çok daha iyi açarız, takip ederiz ama o konu farklı. Niye akademik unvan muhakkak olsun? Devlette buna benzer -hani söylüyorum ya- niye Tarım Bakanlığı bünyesinde tarım üniversitesi açılmıyor, spor üniversitesi açılmıyor Spor Bakanlığı bünyesinde? Aynı mantıkla, bu gerekçelerinizi ben geçerli olarak düşünemiyorum. Yani Maliye Bakanlığı bünyesinde de bu bir ara düşünülmüştü de Sayın Bakanım, değil mi böyle bir şey yapılabilmesi?

SÜMER ORAL (Manisa) - Evet.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama akademik unvanlara, uluslararası uygulamalara da aykırı bu. Doğru değil, doğru bir şey yapmış olmayız bununla.

Bir diğer konu da "Kızılay alımları için KDV istisnası getiriyoruz." Dediniz. Uğur Bey de bilecektir meslek itibarıyla, KDV istisnası getirmeniz durumunda, ben baktım 2013 için 550 milyon civarında Kızılayın satışı var sadece, alımları da vardır. Alımlarında KDV uygulamanız demek, daha sonra satıcıların Maliye Bakanlığına müracaat edip KDV almalarını, iade almalarını gerektiriyor. Hâlbuki katma değer vergisi tahakkuk ettirebilse, faturaya yazsa onun işine gelecek. Maliye Bakanlığı incelemesiyle o KDV iadesini alması bir yığın sıkıntı getirecek, Maliye Bakanlığına da çok fazla formalite getirecek uygulamada -çok fazla- Maliye Bakanlığına da çok büyük bir yük getirecek. Kimse de, hiçbir işletme de Maliye Bakanlığı elemanları tarafından incelenmeyi istemez. Bu vesileyle alacaklar, işletmenin defter belgesini inceleyecekler, vergi farkı çıkaracaklar, ceza yazılacak, vergi ziyaı oluşacak, kimse bunu istemez. Bu büyük bir sıkıntı getirecektir uygulamada. Hiçbir zaman bunlar avantaj getirmemiştir; vakıf üniversiteleriyle ilgili olarak Sağlık Bakanlığında benzeri işler yapıldı, tam tersi olumsuz sonuçlar getirdi inanır mısınız. Mesela onların KDV tahsil etmemesi sıkıntı getiriyor, rekabeti önlüyor, burada da benzeri bir durum söz konusu olacaktır. Bu ilgili maddeye gelince beraber daha ayrıntılı olarak bakalım, yanlış bir şey yapabiliriz burada, öyle görünüyor. Uygulamaya bakalım, rakamlara bakalım ama sanki yanlış bir iş yapıyormuşuz gibi görünüyor.

Teşekkür ederim.