KOMİSYON KONUŞMASI

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Çok kısa olarak iki üç konu hakkında açıklık getirmem gerekiyor anladığım kadarıyla.

Birincisi; Sayın Atıcı hakikaten doğru tespitlerde bulundu yani öğretim üyelerinin atamalarında... Aslında 2547 sayılı Kanun'a göre yürütülüyor ama bunu, belki cümlelerini daha net yazarak daha anlaşılır hâle getirmek lazım; ona katılıyorum şahsım olarak. Daha net ifadelerle, öğretim üyelerinin atamalarının 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kurulu geleneklerine göre, atama usullerine göre belirlenmesinin ve onun...

BAŞKAN - YÖK tarafından yapılacak olması demek istiyorsunuz herhâlde?

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Yani YÖK kurallarına göre yapılmasının net bir şekilde yazılması faydalıdır diye katılıyorum.

İkincisi; Kızılayla ilgili muafiyetler kafa karıştırmasın diye... Mesela, Kızılayın kendi elektrik ihtiyacı, su ihtiyacı veya başka ihtiyaçlarını KDV'den muaf tutmayla ilgili bir talebimiz yok. Kızılayın sadece insani faaliyetleriyle ilgili, tekrar ediyorum çadırdır, battaniyedir veya yurt dışı operasyonlarda kullandığı malzemelere bir de KDV ödemesin anlamındaki bir metindir.

BAŞKAN - Onu düzeltiyoruz, bir önerge hazırlıyoruz.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Eğer onu da biraz daha netleştirirsek...

SÜMER ORAL (Manisa) - Darüşşafaka...

BAŞKAN - Darüşşafaka üzerinde de çalışıyoruz efendim.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Arz edeceğim efendim... Netleştirirsek iyi olur.

Bir diğer konu, Sayın Bakanımızın da söylediği gibi Darüşşafakayla ilgili şahsi kanaatim, Darüşşafaka da, evet çok önemli, köklü bir kurumdur; ona da tahsis yapılabilsin.

Darüşşafakanın Başkanı tüzüğüne göre Başbakandır; onu yazmış olsaydık "Başbakanın derneğine bir şey yapıyorsunuz." derdiniz ama neticede ben faydalı olacağını ifade ediyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yani onu çok iyi biliyorum, avukat olarak Darüşşafakayla ilgili birçok konuda biliyorum; Başbakan, tüzel kişiliğin Başkanıdır.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Başkanıdır onu söylüyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ama, siz onu atlamışsınız koymamışsınız.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Tabii tabii, onu söylüyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, atlama değil, Başbakan değişti; Cumhurbaşkanı olunca...

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Şimdi, bir diğer konu Yeşilayla ilgili ve Mehmet Bey'in özellikle dinlemesini istiyorum:

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Dinliyorum.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Şimdi, Yeşilayın kongresinde ben iki sefer Divan Başkanlığı yaptım çünkü Yeşilayın kongre delegesiyim ve Yeşilay için yıllardır uğraşıyorum.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Cemiyet mi, vakıf mı?

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Cemiyet, dernek aynı. Yeşilay cemiyetinin Fatih şubesinin üyesiyim ve delegesiyim.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Orada bir şey ilave edeyim mi? Bunu söyleyen senin Başkanın.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ben onu söyleyeceğim, biliyorum niye söylediğini.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ben söylemedim, Fatih şubesinin Başkanı söylüyor.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Şimdi onlar...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır yok ya, şeyi söyledim.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Mehmet Kardeşim, biliyorum, kim olduğunu da söyleyecektim ben size de...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bilmiyordum Fatih üyesi olduğunu...

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ben biliyorum da onun için söylüyorum.

BAŞKAN - Divan Başkanı orada, hayret bir şey ya!

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Başkanım, sen dinlemedin.

BAŞKAN - Dinledim, dinledim.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Sonradan... Bakın, kendi aralarında oradaki kişiler, başkanlık yarışındaki ihtilaflarından kaynaklanan hizipleşme sonucu birbirlerini mahkemeye vermişler, etmişler falan ve mahkeme süreci de devam eden bir konudur, ona da vâkıfım.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Evet, bunu geçelim.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ama söylediğiniz 15 bin üye doğru değildir.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kaç üye olmuş?

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Şu anda net hatırlamıyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Mesela son iki yılda üyesi kaç artmıştır? Yani 2012'den bu tarafa var mı bir şey?

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Değerli arkadaşlar, yani Yeşilaya üye olmanızı engelleyen bir şey var mı?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir şey demedik; 4.500'den 15 bine çıkmış.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ben ne bileyim kaç üye olduğunu şimdi. Ben şunu söylüyorum: Evet, o kongrede en fazla üyeyi getiren Diyarbakır ili oldu ve ben kendilerini kutladım. Bu kadar basit.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hayır, yani bir şey demiyoruz.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Tekirdağ oldu, Adana oldu, birçok ilden gelen oldu; burada üye yapılmış gelmiş.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ben bir şey demiyorum. Biliyorsan niye kızıyorsun?

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Şimdi kızmıyorum. Bakınız, güzel kardeşim, hep birlikte üye olalım, ben üyeyim diyorum, siz de olun.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Böyle bir şey var mı yok mu? Biliyor musunuz bilmiyor musunuz?

BAŞKAN - Ya, Sayın Günal zamanında gözden kaçırmış onun derdinde şimdi.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Bakınız, kızmıyorum. Üye sayısıyla bir derneği -artırmasından dolayı- taltif etmek gerekirken altında bir şey arıyorsun. Herkese açık bir dernek, gitsin üye olmak isteyen olsun.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani bir ilde bir anda 100 bin üye gelirse herhâlde orada bir şeyler ararım. Kongre yapıyorsun yani Trabzon'daki şubedeki üye 10 misli artarsa ötekinde artmazsa gidip bakmaz mısın?

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Yani burada üyeler seçilmiyor değerli arkadaşlar, üye olmak isteyen gidip kabul ediliyor, üye oluyor; bu kadar basit.

Ha, bunun dışında, orada kendi aralarında bir nizalaşma var.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tamam, o bizim sorunumuz değil.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ondan dolayı kendi aralarında mahkemeye vermişler, mahkemelik durum var; başka bir şey yok. O mahkeme devam ediyor.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tamam; bunu da dinledim, aldım, kabul ettim.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Onun dışında, kaç üyesi var? Şunu söyleyeyim sadece...

BAŞKAN - Sayın Erdöl sadece sizinle konuşmuyor efendim.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yok, yok özellikle üyeleri ben sordum.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - 1920 yılında kurulmuş olan derneğin ben Ankara'daki şubesinin üye sayısını öğrendiğimde hayrete düştüm. Zannediyorum 2004-2005 yıllarıydı şube başkanını davet ettim o zaman Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Başkanı olarak. 23 üyesi mi vardı, 32 mi tam hatırlamıyorum; 3 ve 2'den ibaret bir rakam yani en fazla 32 üyesi vardı. Yani, Ankara gibi bir ilde topu topu 32 üye. Yani olabilecek bir şey değil. Bunları teşvik etmek lazım diye düşündüm.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Fatih'te kaç üye var onu biliyor musunuz?

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Şu anda bilmiyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bilmiyorsunuz...

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Onu başkan bilir.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bir şey demedim yani sorumu geri aldım o zaman.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ben bilemem.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bunları bilmiyorsan...

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ne bileceğim? Yani herhangi bir derneğin ne kadar üyesi olduğunu bilip bilmemek gibi bir soru da çok abesle iştigal yani.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ben başka bir şey söylemedim. Yani bilip bilmemek değil. Bakın "Yığınla üye yapılmış." dedim; ona bir cevabın yoksa bilmiyorsun.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Yani bilemem tabii ki onu; yapar... Siz üye olan kişileri engellemedikten sonra, isteyen üye olabildikten sonra bunu sormanın anlamı yok.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teşvik etmek lazım.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ben teşvik edilsin diyorum ya! Bu kadar basit.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hocam, paranın maranın...

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Parayla marayla ilgisi yok, hiçbir ilgisi yok, hiçbir ilgisi yok.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bunların bütçesi var, şeyi var. Bilmiyoruz da onun için...

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Şimdi, bununla ilgili, Yeşilayın önceki yönetimleriyle ilgili yapılan, Dernekler Dairesinin yapmış olduğu denetlemelerde bazı hatalar ortaya çıktığı için yönetim daha sonra ayrıldı, bazıları geldi, bazıları gitti. Onların kendi aralarında dediğim gibi bir nizalaşması oldu. Yargı kararını verecek, onu bekleyeceğiz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Bu kadar mı yani? Başka bir şey...

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ya, ben paranoya yaşamıyorum, ben sadece...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Paranoya değil, şimdi okuyacağım ben size. Sen bilgi verecek misin vermeyecek misin?

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ben bilmiyorum sayısını, sayısını bilmiyorum.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - O zaman cevap yok. Ben şimdi söyleyeceğim.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Söyleyin.

Onun dışında, bir başka itham yapıldı; işte, üçüncü dönemi bitiren kişiler için hazırlanan bir yer.

Üçüncü dönemi bitiren bir ben varım bildiğim kadarıyla tıpçı, profesör, bir de eski Bakanımız Sayın Recep Bey var. Ne benim öyle bir niyetim var ne kendisinin niyeti var ama siz niyet okuyabiliyorsanız ona bir şey demiyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yönetime girebilmek için doktor olmaya gerek yok, sağlıkçı olmaya da gerek yok.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Yani üniversite... Burada tıp olduğuna göre, belki onun için öyle bir imada bulunuyorsunuz.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Onlar kaçak sarayı ifade ettiler.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Yani insanlar birazcık anlayış, izan...

Doğrusu ben de bazı şeyleri duyunca üzülüyorum tabii, yani haklısınız, ben size hak veriyorum. On-on iki yıldır tabii biz devamlı iktidardayız, siz muhalefettesiniz, bir şeyler söyleyeceksiniz; ona da bir şey demiyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Fazla oldu değil mi?

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ona da bir şey demiyorum, ona da saygı duyuyorum. Yani diyorum ki bakın, böyle çalışırsanız... Seçime üç dört ay bir şey kaldı. Bak, bu kanunları sizin için yapıyoruz, gayret ediyoruz. Bize de teşekkür etmeniz lazım, onu da etmiyorsunuz.

Onun dışında, benim ilave edeceğim fazla, farklı bir şey yok ama Sayın Oral zannediyorum bir şey söyledi "Başbakanlık Kanunlar Kararlar bunları incelememiş." diye. Bu teklifler malumunuz oraya gitmiyor Sayın Bakanım, tasarı olsaydı Kanunlar Kararlar incelerdi onu.

SÜMER ORAL (Manisa) - Tabii de buranın da Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı var canım!

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Yani ona da ben bir şey diyemeyeceğim.

Teşekkür ederim.