KOMİSYON KONUŞMASI

HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bedelliden konu açılmışken iletmek istiyorum.

Tabii, bedelliyle ilgili biz başından bu yana Cumhuriyet Halk Partisi olarak görüşlerimizi net ilettik. Bize sorarsanız, asker ocağında "bedelli askerlik" olarak bir kavramın olmaması lazım Sayın AK PARTİ Genel Başkanının ve Cumhurbaşkanının da devamlı söylediği gibi. Hani "Parası olan var olmayan var. Gariban askere gidecek, parası olan gitmeyecek." diye ama daha sonra nedense tersi bir kararla bedelli askerliğe bir anda karar verdiler.

Her dönemde olduğu gibi bedelliyi de maalesef, istikrarlı bir çizgide götürmediğiniz açık. Talebin ne olduğu belli değil. Dört dönem bedelli çıkarıyorsunuz, ikisinde temel eğitim yok, ikisinde var. Dört dönem bedelli çıkarıyorsunuz; biri, bundan yedi sene evvel 30 bin; biri, beş sene önce 15 bin; ötekisi 18 bin; şimdi 36.500. 140 binlik bir kontenjan veriyorsunuz, 40 bini zor doldurdunuz, dolmadı bile daha gidiyor. Neden? Ekonomik kriz var. 36.500 lirayı nasıl bulacak? Buldu, kredi çekti, 54.800 lira olarak geri ödüyor. Onu da yaptınız, ardından bir ay geldi. Bir ay geliyor da şimdi, bu son celpte bedellileri aldınız, zaten çocuklar öğretmen, memur, amir bir yerde, zaten onun için bedelli yapıyor. Çoğu öyle yani hepsi zengin çocuğu filan değil, işinden olmamak, aşından olmamak için yapıyor. Buna rağmen, dedik ki: "Arkadaşlar, madem bedelli askerliği yaptınız, madem çıkardınız bu yasayı bu afat döneminde -sel, erozyon, deprem, yangın; Türkiye'de, Allah beterinden korusun, her şey oluyor ve olmakta- uzaktan eğitimle bir AFAD eğitimi verin." "İstanbul depreme hazır değil." diye üç aydan bu yana bütün bilim adamları, bütün profesörler söylüyor, bütün sivil savunma uzmanları söylüyor. Otuz gün o asker oraya gidiyor, kardeşimiz beni aradı "On gündür biz, hiçbir şey yapmıyoruz burada; maske taktık, sağ-sol, sağ-sol..." diyor. E, zaten öğretmen adam, sağı solu bilmez mi? Biliyor. Ve inanın, size masraftan başka bir şey değil bu. Şu pandemi döneminde bari buna bir hassasiyet göstermeniz lazım idi. Israrınız nedir, çözemiyorum. Tabii ki, altı ay askerlik yapan kardeşlerimiz de bizim canımız kadar değerli. Askerlik Peygamber ocağı ama madem 36.500 lira para verdi, gitti; bari şu süreçte, nasıl üniversiteleri kapattınız, nasıl ilköğretim okullarını, liseleri kapattınız, nasıl birçok eğitim alanını tamamen kaldırdınız, burada da uzaktan AFAD eğitimi vererek, bu kardeşlerimizin bölgelerinde birer acil kurtarma ekibi gibi olmalarına vesile olmanız lazım. Yani, illa "Bir ay geleceksin." ısrarının sonunda askerlikte hangi temel eğitimi alıp geri dönüyor, bana söyler misiniz. Ayrıca -işte, geçenlerde oldu- en küçük bir depremde bile insanlar ne yapacağını -kimse- bilmiyor. AFAD eğitimi dediğiniz belli yerlerde ekipleşmiş. Allah beterinden korusun, böyle büyük metropollerde olabilecek, yaşanabilecek doğal felaketlerde AFAD eğitiminin yeterli olması mümkün değil; kendileri söylüyor zaten. Ama bu kardeşlerimize birer görev vererek mahallesinde, bölgesinde AFAD eğitimini resmen mülakat şeklinde, yazılı şeklinde, uzaktan eğitim olarak vermelisiniz. Şu pandemi sürecini atlatmalısınız, ardından yine Silahlı Kuvvetler olarak bu anlamda askerlerimize "Gelin, biz bedelli askerlerimize bu askerliği yine yaptıracağız." deyin. Fakat pandemideki ısrarınız nedir, bunu çözemiyorum. Diyor ki asker: "Sayın Vekilim, biz geldik, on gündür maskeli dolaşıyoruz burada. Gören komutan 'Yaklaşmayın, yaklaşmayın birbirinize.' diyor. Herkes böyle uçan daire gibi geziyor." Yani, bunun burada gerçekten bir hayati tehlikesi var, bilmenizi isterim. "Kışlaya ambulans geldiğinde, herkes panik yapıyor. Komutanlar 'Çekilin, çekilin.' diyor, haklı olarak bir panik havası oluyor." diyor. Yani bu pandeminin orada hissedilmemesi -ya da buraya özel, bu kardeşlerimiz madem bu bedeli ödemiş, krediyi çekmiş, madem bu yasayı çıkarmışsınız, onun için söylüyorum- en azından buraya daha dikkat edilmesi lazım.

Diğer açıdan, altı aylık uzun dönem askerlik yapan da sizin bu kararınız yüzünden risk altında. Geçenlerde bir kışlaya bedelli askerlik için giden kardeşimizin testleri negatif çıkmış, kışladaki kontrolünde pozitif çıkmış. Hadi, buyurun. Adam parayı çekti, krediyi çekti; bir de geldi oraya, arkadaşlarına bulaştırdı. Şimdi, ondan sonra bunun vebali kimde? Yani ben askerliği erteleyin diyemem, onun teknik verileri sizdedir. Tüm askerlerimizi tabii ki izne çıkarın diyemem ama kışlalar kapalı, cumartesi pazar izni vermiyorsunuz. Asker kardeşlerimiz kışlada kalıyorlar ama siz şu anda ne yaptınız? 40 bin kişiyi içeri soktunuz. Allah korusun, yüzde 1'inde çıksa bu 400 kişi yapar. Yani, bu anlamda ben sizlerin pandemiye dayalı bir hassasiyet göstermediğiniz kanaatindeyim.

Yine söylüyorum, bedelliyi ben çıkarmadım, bedellinin müsebbibi değilim ama madem bir bedelli ortaya çıktı, madem bu kardeşimiz 36.500 lira kredi çekti, geldi, yatırdı ve çağırdınız; en azından şu süreci ertelemeniz lazım. Ne zamana kadar? Ekime kadar, kasıma kadar, aralığa kadar, pandemi Türkiye'de unutuluncaya kadar, AFAD eğitimiyle bu kardeşlerimizi eğitmek ve bölgelerinde bir AFAD kurtarıcısı olarak görevlendirmek gerekir diyorum.

Teşekkür ederim.