KOMİSYON KONUŞMASI

HAŞİM TEOMAN SANCAR (Denizli) - Sayın Başkan, 4'üncü maddede de 5'inci maddeyi okuduğum için söz almadım; aynı maddeler, aynı dediğimiz yere geliyor.

Değerli arkadaşlar, bunun bizim milletvekilliğimiz döneminde kayıtlara geçmesi tarihî açıdan önemlidir. Bakın, mütemadiyen söylüyoruz, bu, teknik bir konu değil; askerlik görevi tüm mesleklerin de üzerinde hiçbir menfaat, hiçbir gelir, hiçbir beklenti olmadan, canı pahasına vatanı savunma mesleğidir. Bu meslek farklıdır. Tabii ki bütün diğer meslekler kutsal ama emekliliğini bekler, maaşını bekler, fazla mesaisini bekler... Askerin böyle bir durumu yoktur, komutanın böyle bir durumu yoktur; kışladaki, cephedeki, sınırdaki kardeşlerimizin fazla mesaisi olmaz.

Onun için, 4'üncü madde yedek astsubaylıktan muvazzaf astsubaylığa geçiş, 5'inci madde astsubaylıktan subaylığa geçiş... Allah aşkına, artık Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihi olan, onuru olan, gururu olan liseleri, akademileri, astsubay okullarını, lise okullarını ve bütün okulların gururu olan harp akademisini tekrar aynı şekilde sisteme sokmamız şarttır.

Arkadaşlar, uzman yetişiyor kardeşimiz, tabii ki saygımız var, belli bir oranda alınır ama artık siz bunu Türk Silahlı Kuvvetlerinin yaşamı hâline getiriyorsunuz, siz artık bunu Türk Silahlı Kuvvetlerinin yetişme tarzı hâline getiriyorsunuz. Artık Türk Silahlı Kuvvetlerinin yapısını ve komutan teminini, bu sanki normal hâliymiş gibi devamlı yasa ilave ederek, atlamalarla birbirine ilave etmeye çalışıyorsunuz. Lütfen, bununla ilgili en büyük çabayı, Değerli Bakan Yardımcısı özellikle istirham ediyorum, çalışmalarınızı, bu akademileri, bu okulları yeniden hizmete sokmak üzere yapmanız lazım. Türkiye'nin lokasyonu, Türkiye'nin lojistik yapısı, Türkiye'nin coğrafi konumu üzerinde tehditleri her zaman sizler televizyonlarda anlatıyorsunuz. Güçlü bir Türk Silahlı Kuvvetlerinin olması, güçlü silahların olması kadar, o güçlü silahları kullanacak, etkin, yetişmiş, liyakatli, tecrübeli komutanların olmasından geçer. Biraz evvel Sayın Bakan Yardımcısının da... Tenzih ediyorum, yanlış anlamamalarını özenle istirham ediyorum; ben komuta kademesi açısından söyledim. Tabii ki sizin gibi Değerli Bakan Yardımcıları da orada bulunacaklar ama bir ibare olsaydı "Millî Savunma Bakan Yardımcılarından en az 1'isinin, en az 2'sinin komuta kademesinden gelmesi zorunludur." gibi bir şartname konsaydı bu anlamda bu mevcut hiyerarşik yapıya göre daha kabul edilebilir, daha güvenli olurdu. Neden? Bir bölüğü yüzbaşıya, bir taburu albaya, yarbaya, bir alayı albaya, bir tugayı da tugay komutanına emanet ediyorsunuz. Bunun şakası yok, bunun "Ben hata yaptım, eksik biliyormuşum, ben aldandım, aldatıldım." deme şansınız yok; bu bir harekât, bu bir savunma yani bunun başka bir eğitim sistemi yok. Bu açıdan, böyle yedek subaylıktan geçerek, astsubayı, çavuşu üstsubay yaparak komuta kademesini oluşturamazsınız, oluşturduğunuz bu komuta kademesi inanın sağlıklı sonuçlar vermez. Ayrıca hep söylüyoruz: Silahlı Kuvvetleri diyoruz, Türk Silahlı Kuvvetleri demek önemli. Ben, Değerli Sözcünün de televizyonda programını izledim 4-5 kez hep "Silahlı Kuvvetleri" dedi, TSK bunun adı, Türk Silahlı Kuvvetleri bunu lütfen söylemek zorundayız, söyleyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti'nin onurudur, gururudur, bunun üzerinden de -yanlış anlamayın- asla siyaset yapmak istemiyorum ama yaşadığımız geçmiş acılar ve önümüzde gördüğümüz tehditler bizim liyakatli, tecrübeli, yetişmiş, deneyimli, yürekli astsubay ve subayları yetiştirmemize vesile olmalıdır. Oradan buraya geçtim, buradan oraya geçtim hani memur atamaları gibi, Millî Eğitimden sağlık müdürlüğüne, sağlık müdürlüğünden Meteoroloji Müdürlüğüne... Bunlar, burada olamaz, bu burada olmaz. Burası, bu ayarın yapılacağı bir yer değil. Burası, gerçekten, akademilerin, okulların, liselerin açılarak aslanlar gibi törenlerle -hatta ilk törenin Kuleli Askerî Lisesinde yapılıp- o güzelim Ordu Marşı'nı çalarak Türkiye Cumhuriyeti'nin dünyaya mesaj vermesi gerekmektedir diyorum.

Teşekkür ediyorum.