KOMİSYON KONUŞMASI

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Yani bizim önerimiz burada bırakalım, salı günü devam edelim. Bence burada bırakalım, salı günü devam edelim. Sayın Erdöl'ün de zaten gitmesi gerekiyor. Teklif sahipleri de kalmayacak. Salı günü devam edelim.

BAŞKAN - Arkadaşlar, yani konuştuğumuz sizinle bir şey var, o çerçevede devam ediyoruz.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bizimle konuştuğunuz bir şey yok ya.

BAŞKAN - Salı günü 11.00'de devam edelim dedik ama müsaade edin bu maddeyi bitirelim.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Hayır, tamam işte bugüneydi, saat yediyi çeyrek geçiyor.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bu maddeyi şey yapalım, biraz daha çalışalım, biraz daha gidelim.

BAŞKAN - Sayın Aydemir, müsaade eder misiniz ya, lütfen.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bu maddede nereye gideceksiniz zaten.

Yani bizim önerimiz , Sayın Başkan, oylama yapalım arkadaşlar. Çalışmaya devam edelim mi, etmeyelim mi diye oylama yapalım.

BAŞKAN - Sayın Şahin... Sayın Özcan Bey...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Niye? Önce davet mi ediyorsun?

BAŞKAN - Hayır, orada arkadaşlarımız canım.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Biz yeterlilik önergesi veriyoruz bugünkü çalışma için. Oylayalım önergeyi.

BAŞKAN - Sizin böyle bir önerge verme durumunuz yoktur arkadaşlar.

Teşekkür ediyorum Sayın Zozani, bitti herhâlde.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - İyi akşamlar.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Size kolay gelsin. Haftaya görüşürüz.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ölmez sağ kalırsak geliriz.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Mutlaka geleceksiniz. Sayın Özkul'u gönderin ya da. Size iyi yolculuklar diliyoruz efendim. Böyle, elimize dinamiti koydunuz, ondan sonra gidin.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - "Bir deli bir kuyuya taş atar, 10 tane akıllı çıkaramaz"ın örneği budur.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Estağfurullah. Öyle demedim.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Deli kim?

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ben.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Estağfurullah, sizin için böyle bir şey diyemeyiz ama Komisyonumuzun üye sayısı, tesadüf bu ya, 40 kişiden oluşuyor.

BAŞKAN - Sayın Zozani, teşekkür ediyorum, sağ olunuz.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Başkan, şimdi, umut ediyorum ki sizi bu defa ikna ederiz. Sayın Erdöl de gitti, böyle bir tasalluttan da kurtuldunuz. Umut ediyorum...

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Lütfen... Komisyonun çalışması için olması gerekmiyor, "tasallut" falan doğru bir ifade değil. Saygısızlık yapmayın.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Vesayet diyeyim ben o zaman.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - O daha büyük saygısızlık.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Tamam, vesayeti kabul ediyorsanız o şekilde devam edeyim.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Daha büyük saygısızlık.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Fatih Bey, dört gündür konuşuyoruz, tek katılımınız bu oldu; o da itiraz.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Ne zaman nerede katılacağım sizi ilgilendirmez. Sen konuşuyorsun da hiçbir katkı sunamıyorsun.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Şahin Bey'i en genç üyemiz diye seviyoruz.

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen karşılıklı sohbeti bırakalım.

Buyurun Sayın Zozani.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Böyle iyidir, rehavet dağılıyor.

BAŞKAN - Vallahi benim vaktim var Sayın Zozani, bende sıkıntı yok.

Buyurun.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Şimdi, Sayın Bakan, tesadüfen bu teklifi sizinle konuşmaya başladık. İlk gün siz geldiniz. Şimdi hikâyesini, sizin açınızdan, ilk bıraktığınız yere geri döndürerek verdiğimiz önergenin gerekçesini sizlerle paylaşma arzusu içerisindeyim. Siz buradaydınız, tartıştık. Yanılmıyorsam üç dört saatlik tartışmanın sonucunda Anayasa'nın 82'nci maddesine aykırılık sebebiyle bu tespit yapıldı, bizim önerimiz doğrultusunda bu tespit yapıldı. 82'nci maddeye aykırılık sebebiyle o gün birleştirilerek görüşülmeye başlanacak olan dört teklifin İç Tüzük 38'inci maddeye dayalı olarak, İç Tüzük 38'in Komisyon Başkanlık Divanına sağladığı yetkiyle iadesi sağlanacaktı. 23 Ocak günkü görüşmelerimizden söz ediyoruz. 23 Ocak günü biz bu görüşmeleri burada kapattık ve o teklifler iade edilecekti. Daha doğrusu, birleştirildiği için artık teklif diyeceğiz. Bizim bildiğimiz husus şu: İç Tüzük 38'inci maddeye göre, ki orada aynen şunu diyor: "Bir komisyon, bir tasarı veya teklifin Anayasaya aykırı olduğunu gördüğü takdirde gerekçesini belirterek maddelerin müzakeresine geçmeden reddeder." Yani Meclis Başkanına geri gönderir. Biz bunun yapıldığını biliyoruz. Normal yapılması gereken de bu. Böyle bir işlem gerçekleştiği zaman, böyle bir durumda Meclis Başkanı da teklifi teklif sahiplerine iade eder. Normal prosedür bu şekildedir. Meclis Başkanı bizim, Anayasa'ya aykırılıktan kendisine gönderdiğimiz teklifi teklif sahiplerine iade eder. Teklif sahiplerinin benzer bir düzenlemeyi yeniden hazırlamayıp getirmesi kendi tasarruflarındadır. Ama bu İç Tüzük prosedürünün bu şekilde işletilmesi gerekirdi, bu yapılmamış. Yapılmadığını ne zaman öğreniyoruz? Dün itibarıyla yapılmadığını öğreniyoruz.

BAŞKAN - Ne yapılmamış?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - 23 Ocak günü, aynı zamanda Meclisin yasama uzmanları da çağrılarak...

BAŞKAN - Sayın Zozani, kaçırdım ben. Baştan alabilir misiniz lütfen?

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Aslında Divana sormanız gerekiyor.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Hayır, dinlemiyorlar da o yüzden. İç Tüzük'ü de takmadıkları için artık...

BAŞKAN - Bir baştan alabilirseniz, ben orayı kaçırdım.

Buyurun.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - 23 Ocak günü Meclisin yasama uzmanları da buraya çağrılarak Başkanlık Divanı şöyle bir usulsüzlük yaptıklarını fark ettiler. Esasında söz konusu madde Sağlık Komisyonunda görüşülüp Meclis safahatına, Genel Kurul safahatına getirilene kadar da dikkat edilmeyen bir hususun söz konusu olduğunu gördüler. O da nedir? Sağlık Komisyonunda bulunan üyemizin aynı maddeyle ilgili olarak yazılı olarak dile getirdiği Anayasa'ya aykırılık hususu. Meclis gündeminden geri çekilmesini sağlayan husus bu Anayasa'ya aykırılık meselesi değil. Uzlaşılamamış itirazlar üzerine geri çekilmiş. Oysaki bizim Sağlık Komisyonundaki üyemiz Anayasa'ya aykırılık görüşünü yazılı olarak ifade etmiş, önerge vermiş. Dikkate alınmamış. Bu Anayasa'ya aykırılık hususu buraya kadar getirilmiş. Meclis Başkanlığı dikkat etmemiş. Kanunlar Kararlar Başkanlığı dikkat etmemiş. Buraya gelmiş. Biz de dikkat etmesek şu anda Sağlık Bakanının Başkan olduğu bir mütevelli heyetiyle nur topu gibi yeni bir üniversitemiz olmuş olacaktı. İtirazlarımız üzerine 23 Ocak günü kanun teklifi iade edildi ya da iade edildiğini biliyoruz, hile yoluna başvurularak. Bakın, bunun başka bir tarifi yok. Hile yoluna başvurularak, o dört teklifteki maddeler birleştirilerek, aynı gün -ki saat kaçta buradan çıktığımızı siz biliyorsunuz- birleştirilerek grup yönetimine veriliyor. Parti grup yönetimi kaşeyi vuruyor. Meclis Başkanlığına gidiyor, Meclis Başkanlığı kaşeyi vuruyor. Aynı gün Komisyonumuza esastan görüşmek üzere bize gönderiliyor. Tali komisyonlara da gönderiliyor. Tali komisyonlara aynı gün gönderiliyor. Aynı gün tali komisyonların tüm başkanlarının imzası alınarak görüşmeyeceğiz deniyor. Bir tanesi hariç. Görüşmeyeceğiz diyen komisyonların başkanları geliyor, burada bizimle teklifi tartışıyor. Burada oturdular, bizden fazla oturdular. Bir taraftan burada "Ben kendi komisyonumda görüşmeyeceğim." diyor, bir taraftan geliyor, burada...

KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - "Komisyon olarak görüşmeyeceğim." diyor, kişi olarak değil.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - "Komisyon olarak görüşmeyeceğim." diyor. Geliyor burada... Biz tartışmayı yapıyoruz. Bu 23'üne ilişkin olan.

24'ü... Bize gönderilen aynı gün mesaj yoluyla... Salı günü gündem belli değil ama her birimizin e-mailinde duruyor. "Salı günü saat on birde toplanacağız." mesajı var. Her birimizin e-maili de böyledir. Gündemimiz belli değil. 23'ünde biz buradan gittik, daha Meclis kapısından dışarı çıkmadan salı günü belli olmayan bir gündemle Komisyon...

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Eski teklif, onu görüşeceğiz diye bekliyorduk.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sonradan düzeltildi. Siz bakın, bakın, onun evveliyatı da var.

Şimdi, bakın, bir şey söyleyeyim... Çalışmak istediniz. Biz dedik: "Bitirelim, salı günü devam edelim."

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Aynısı olacak.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Aynısı olur, olmaz, bilmeyiz. Birbirimizi ikna etmeye çalışıyoruz. Siz çalışmak istediniz. Uçağınız olabilir, onu bilmiyorum. Ben hâlâ da konuşmamın tamamını salı günü getirmek üzere burada bir nokta koyabilirim ama çalışmak istiyoruz derseniz çalışalım, evet, biz de çalışalım. Ben teklif ediyorum tekrar: Eğer burada salı günü devam edelim diyorsanız, ben de burada konuşmama nokta koyarım, salı günü devam ederim.

BAŞKAN - Yok, rica ederim, biz çok mutluyuz sizin konuşmanızdan.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - O zaman biz devam edeceğiz. Ama ben daha 23'ü konuşuyorum. Kusura bakma. Daha 24 var, 25 var, 26 var, 27 var, bugün 30, yani 29 var. Konuşacağız, gün gün konuşacağız.

BAŞKAN - İsterseniz konuşmadan önce ben size bir bilgi vereyim de konuşmanızı onun üzerine kurun arzu ederseniz.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Mütevelli heyetini geri mi çektiniz?

BAŞKAN - Ben içerikten bahsetmiyorum. Divanın öyle bir yetkisi yoktur; bu, Komisyon kararıdır. Yani herhâlde sizin bunu biliyor olmanız lazım.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bir saniye... Geri mi çekiyor? Öyle bir önerge mi geldi? Öyle bir önerge gelmiş ise, mütevelli heyetini geri çekiyorsanız, varsa, ben nokta koyayım şimdilik. Bir ara verelim. Siz o önergeyi alın...

BAŞKAN - Hiçbir şekilde Divana ulaşan bu yönde bir önerge yoktur. Siz Anayasa'ya aykırılık önergeniz üzerinde konuşmaya devam edersiniz. Burada da maalesef aslında Başkanlık Divanı olarak benim normal şartlarda sizin bu önergenizi işleme almamam lazım çünkü Anayasa'ya aykırılık iddiası, eğer İç Tüzük'ü okursanız, maddelere geçilmeden önce oluşan bir iddiadır. Maddelere geçildikten sonra Anayasa'ya aykırılığa ilişkin bir önerge veremezsiniz normal şartlarda.

FERAMUZ ÜSTÜN (Gümüşhane) - Tutumunuzu da kınıyoruz Başkanım (!)

BAŞKAN - Ben de kınıyorum kendi tutumumu.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Önerge geldi, Anayasa'ya aykırı. Ne yapacağız?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Başkan, yani... (Gürültüler)

BAŞKAN - Arkadaşlar, ben yeni bir tartışma ortamı çıksın, biraz daha malzeme çıksın diye Sayın Zozani'ye böyle söyledim. Buyurun Sayın Zozani, sözünüz bitmesin, kelimeler.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Başkan, tutumunuzdan şikâyetçi olanlar var.

BAŞKAN - Arkadaşlar, süre sınırımız yoktur.

Buyurun Sayın Zozani.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Süresini biz de bilelim lütfen Sayın Başkan. Kaç dakika konuşacak, ne kadar süre verdiniz?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Stenograf arkadaşlar, bu arada, karşı taraftan gelen sataşmaları da not alıyorlar değil mi Başkanım?

BAŞKAN - Bana sataştılar, evet, buyurun.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Şimdi, Sayın Bakanım...

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Sınırsız olur mu ya?

BAŞKAN - Sayın Zozani, bir usul tartışması istiyor arkadaşlar.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - ...ayın 27'sinde biz buraya geldiğimizde, bize gönderilen gündemle buraya geldiğimizde baktık ki hile yoluna başvurulmuş. Nedir bu hile? Burada ayın 23'ünde aldığımız kararın gereği yapılmamış. 23'ü Meclis Kanun Kararlar Dairesi Başkanlığı bizim hem salı Komisyondaki itirazlarımızı hem kendi görüşünü Komisyonumuzun Başkanlık Divanına sunmuş. Esasında reddediş gerekçelerine ilişkin olarak bütün dokümanları getirmiş, koymuş buraya. Tek yapılacak şey, Komisyon Başkanı metnin altına imza atacak...

BAŞKAN - Sayın Zozani, maddenin Anayasa'ya aykırılığıyla ilgili konuşmanızı bekliyoruz.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Onu konuşuyoruz.

BAŞKAN - Daha gelmediniz.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Geleceğiz müsaade ederseniz ya!

BAŞKAN - Ama yanlış bilgiler de veriyorsunuz arada.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Ya, o kadar ebeliği konuştuk. Dokuz aylık mısınız, nesiniz ya? Bekleyin biraz yani.

BAŞKAN - "Yedi" dedim ya ben size.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bekleyin, biraz sabırlı olun lütfen.

BAŞKAN - Ben çok sabırlıyım ama yanlış bilgi veriyorsunuz.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Hayır, ben sadece sürecin hikâyesini anlatıyorum.

BAŞKAN - Ama yanlış anlatıyorsunuz yani, bilgi eksik.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - E, doğrusunu siz anlatın.

BAŞKAN - Bilgi eksik.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Onları siz tamamlayın, araya serpiştirebilirsiniz.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - İlknur Hanım'a bırak da in aşağı sen, böyle olmuyor. (Gülüşmeler)

BAŞKAN - Aşağı inersem burası bugün hiç kapanmaz, onun için burada oturayım.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Tekrar ediyorum: Kapatacaksanız...

BAŞKAN - Kapatmayacağım.

Buyurun.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - O zaman bekleyin. Lütfen insicamımızı da bozmayın, konuşmaya çalışıyorum burada.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Başkan, bir yemek arası ver, acıktık. (Muhalefet sıralarından "Yemek arası..." sesleri)

BAŞKAN - Sayın Zozani'nin konuşmasını kesip nasıl yemek arası veririm? Böyle bir saygısızlık olur mu? Yapmayın.

Sayın Zozani, bakın, bir yemek uğruna sizin sözünüzü kesiyorlar.

Buyurun.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Efendim, ben arkadaşlarımı aç bırakacak değilim.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Yemekten sonra devam eder.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Yemekten sonra da devam ederim.

BAŞKAN - Yok, hayır, ben sizin önergenizin oylamasını yapacağım, onun için buyurun.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Salı günü de devam edebilirim, yani bu sizin bileceğiniz bir şey.

BAŞKAN - Buyurun.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Şimdi, bugün itibariyle bizim sunduğumuz gerekçeler var.

BAŞKAN - Hele şükür geldiniz oraya.

Buyurun.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Dedik ki oturum açıldığında, bakın, fark ettik ki, Komisyon Başkanı hem ayın 23'üne ilişkin olarak işlemleri gerçekleştirmemiş ve kendisi itiraf etti, kayıtlara da bu şekilde geçmiş.

BAŞKAN - Ne geçmiş? Bir daha söyler misiniz, ne geçmiş?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Lütfen de düzelttirmesin bu konuda. İtiraf etti, dedi ki: "Evet, eksik işlem yapmış olabiliriz."

BAŞKAN - Kim dedi?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Recai Berber dedi.

BAŞKAN - Ne dedi?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Dile getirdiğim hususlara ilişkin olarak dedim ki: Siz İç Tüzük'ün 38'inci maddesinin gereğini yapmamışsınız.

İki: Eğer bu teklifler, 4 teklif hâlâ Komisyonumuzun çalışma portföyünde bulunuyor ise aynı mahiyetteki teklifle birleştirmeniz gerekir, İç Tüzük 35'inci madde bunu hükmediyor. Bunu yapmadı.

BAŞKAN - Buyurun, devam edin siz, ben size söyleyeceğim.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bu arada İç Tüzük 35'i okuyun.

BAŞKAN - Müsaade ederseniz ben size söyleyeceğim, siz devam edin.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - İç Tüzük 35'e göre bizim iade etme kararı aldığımız teklif eğer burada duruyorsa, modu moduna, kelimesi kelimesine, cümlesi cümlesine aynı olan teklifle birleştirerek bizim görüşmemiz gerekir yeniden. "Yok, ben bunu yapmayacağım." diyor. Niye yapmıyorsunuz? "Eksik işlem yapmış olabilirim." diyor. Bunlar bugünkü kayıtlarda geçti.

BAŞKAN - Müsaade ederseniz, o zaman bu konuda ben size bir açıklama yapayım, oradan devam edelim.

Değerli arkadaşlar, İç Tüzük 35 açık: "Komisyonlar birbirleriyle ilgili gördüklerini birleştirerek görüşebilirler." demektedir, yani "görüşürler" diye bir ifade yok.

İkincisi: Daha önce gelen teklife birleştirilen tekliflerden bir tanesinde Sağlık Bilimleri Enstitüsüyle ilgili olarak sizin uyarınız üzerine Komisyon çalışmalarına ara verdi ve sizin bu Anayasa'ya aykırılıkla ilgili iddianızı değerlendirdi. Gerek Kanunlar Kararlardan gerekse Komisyon uzmanları gerekse Komisyon üyesi arkadaşlarımızın ortak değerlendirmesi sonucunda bunun Anayasa'ya aykırı olduğu ve bir milletvekilinin herhangi bir şekilde kamu yararına vakıf ve derneklerde görev alamayacağı hükmünden dolayı o ne yapıldı? Teklifin görüşmeleri bırakıldı. Ancak şurada, o teklifle ilgili olarak, aslında görüşmenin tekrar açılması ve bununla ilgili olarak bir Anayasa'ya aykırılık iddiasının Komisyonumuzca oylanması, bunun raporunun oluşturularak Başkanlığa geri iade edilmesi gerekiyor. Bu işlem henüz yapılmadı, bu teklifle ilgili olarak bu işlem yapılacak.

Onun dışında, 23 Ocak Cuma günü Komisyonumuza gelen bir teklifle ilgili olarak sizin odalarınız kapalı olduğu için ancak "e-mail"lerinize 23 Ocak saat 19.07 itibarıyla, sizin de Adil Zozani "gmail.com" adresinize 23 Ocak Cuma günü 19.07'de bu yeni teklif gönderildi ve salı gününe de bununla ilgili olarak...

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Gündem çağrısı saat kaçta yapılmış?

BAŞKAN - 19.07.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Yok, gündem çağrısı 19.07 değil. Gündem çağrısı ne zaman yapılmış, onu da söyleyin.

BAŞKAN - Gündem çağrısı pazartesi gönderilmiş. Bu yapılabilir. Ancak burada asıl olan bu teklifin Komisyonumuza geliş tarihidir. Sizlere bildirilmesi... Bunlar yapıldı. Şimdi buralarda herhangi bir sıkıntı yok. Burada sizin söylediğiniz doğru bir şey vardır. Bu teklif tekrar Komisyonumuzca değerlendirilmeli, Anayasa'ya aykırılığı Komisyonda oylanmalı, oylandıktan sonra oluşturulacak bir raporla beraber Kanunlar Kararlara bunun gönderilmesi gerekmektedir. Bunu da önümüzdeki süreç içerisinde Komisyon olarak hep beraber yapacağız.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Kabul ettikten sonra mı, bittikten sonra mı yapacağız?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Niye göndermiyorsunuz?

BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, o teklif orada duruyor, aynı madde değil. Eğer dikkatli olursanız orada Anayasa'ya aykırılık Sağlık Bakanıyla ilgiliydi. Bu teklifin içerisinden bu Sağlık Bakanıyla ilgili olan hüküm kaldırılmıştır ve doğru olan, Anayasa'ya aykırılık iddiası giderilmiştir. Onun için burada...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Adil Bey'in söylediği Anayasa'ya aykırılık.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bir saniye, devam edin.

BAŞKAN - Yani, sizin bilginize... Yani burada teklifleri birleştirmek gibi Divan açısından bir zorunluluk yoktur, birleştirilebilir, bu ifadedir ve birleştirilmesi yönünde Başkanlık Divanına herhangi bir önerge de ulaşmamıştır. Komisyonun bu şekilde bir iradesi olmamıştır ve yeni gelen bu teklif üzerinde de görüşmelere devam ediyoruz.

Teşekkür ediyorum.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Ancak, İç Tüzük'ün 34'üncü maddesi, ki bugün gündeme gelen ve çokça üzerinde tartıştığımız madde de şunu diyor: "Bir komisyon, kendisine havale edilen tasarı veya teklifi, başka bir komisyonun ihtisası dahilinde görürse, gerekçeli olarak tasarı veya teklifin o komisyona havale edilmesini isteyebilir." Bu talep edildi, yapılmadı.

Devamındaki fıkrayı okuyorum: "Bir komisyon, kendisine havale edilen tasarı veya teklif yahut herhangi bir mesele için, bir başka komisyonun düşüncesini öğrenmeyi gerekli görürse, tasarı veya teklifin o komisyonda görüşüldükten sonra iadesini isteyebilir." Bu talep edildi, bu da yapılmadı. Yazılı olarak talep edildi, yapılmadı. Nerede gördü...

BAŞKAN - Başkan bunu oylamaya sunabilir.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bir saniye, Başkanın tasarrufunda olan bir şey değil bu.

BAŞKAN - Komisyonun tasarrufunda.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Ne demiştik? Ayrıca, bunu ne zaman vermişiz? 27/01/2015'te vermişiz bu talebi. "Ayrıca Meclis Anayasa Komisyonunun bu hususla ilgili tutumunun sorulmasını saygılarımla arz ederim." demişim. Bunun gereği yapılmamış.

MEHMET YÜKSEL (Denizli) - Usul tartışması mı?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Usul tartışması değil bu. Ya rahatsızlık duyuyorsanız kapatalım diyoruz, onu söylüyorum.

MEHMET YÜKSEL (Denizli) - Komisyonu tehdit ediyorsunuz.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Hayır, tehditle alakası yok.

MEHMET YÜKSEL (Denizli) - Hep aynı şeyleri söylüyorsunuz.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Ne dedik ilk günden: Kusura bakmayın, 28 Şubata kadar yolu var.

MEHMET YÜKSEL (Denizli) - Saatlerdir tek başınıza bütün salonu tehdit ediyorsunuz ya!

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Tehdit etmiyorum, ne haddime ya! Tek başıma bir üyeyim burada, ne yapabilirim? Ne alakası var? Teessüf ederim.

MEHMET YÜKSEL (Denizli) - Böyle şey olur mu?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Daha biz de konuşacağız yani, daha yeni başladık.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Teessüf ederim, öyle şey olur mu? Tehdit benim ne haddime? Ben kimi tehdit edebilirim? Tek başıma bir üyeyim. İç Tüzük 35'inci maddenin gereğini yapıyorum.

MEHMET YÜKSEL (Denizli) - Komisyon gündemine alınıp alınmayacağıyla ilgili tartışmaları ilk günden beri yapıyoruz.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Anayasa'ya aykırılık varsa başından beri devam eder bu.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Başkanım, Başkanlık Divanını tehdit ediyor.

BAŞKAN - Arkadaşlar, Başkanlık Divanı ne yapması gerektiğini biliyor, lütfen müdahale etmeyin. Teşekkür ediyorum.

FATİH ŞAHİN (Ankara) - Ben de hatırlatıyorum.

MEHMET YÜKSEL (Denizli) - Kınıyoruz Sayın Bilgiç tutumunuzu.

BAŞKAN - Efendim, tutumum aleyhinde söz isteyebilirsiniz, ben de usul tartışması açarım bu konuda. Serbesttir.

Buyurun.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - İç Tüzük 34'ün gereğini yapmadınız. Talep edildiği hâlde yapılmadı. Defalarca talep edildi, yapılmadı. 27'sinde toplandığımızda yeni tasarıya ilişkin olarak, gelen teklife ilişkin olarak Anayasa'ya aykırılık iddiaları gündeme geldi, tespite dönüştü. Nasıl tespite dönüştü? Bir gün önceden Meclis, Kanunlar Kararlar Dairesi Başkanlığı 26'sı itibarıyla Komisyon Başkanımıza yazı gönderiyor, diyor ki: "Teklifin 4'üncü maddesiyle 2809 sayılı Kanun'a eklenen ek 158'inci madde ile kurulması öngörülen Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesinin diğer devlet üniversitelerinden farklı bir teşkilatlanmaya ve rektör seçim süreçlerine sahip olmasının Anayasa'nın 130'uncu ve 132'nci maddeleri ışığında değerlendirilmesi uygun olacaktır." diyor. Türkçesi, diyor ki: "Reddedin bunu, Anayasa'ya aykırıdır bu, bu maddelere aykırıdır." diyor.

BAŞKAN - Anayasa'ya aykırılık öyle söylenmez.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - 27'sinde yaptığımız görüşmelerde usul üzerine tartışmalar tüketilmeden, verilen önergeler yok sayılarak gündeme geçildi. Bugün okunan önergeler, şu anda Sayın Bilgiç diyor ya: "Esasında gündeme almamamız gerekirdi." Çok demokratik davrandığı için değil, ayın 27'sinde bu teklif elinin altındaydı, ayrıca 1721'e ilişkin olarak da teklifler orada duruyor, 27'sinde verilmiş ve esası üzerinde görüşmeye geçmeden o teklifler verilmiş. Usul tartışması tüketilmeden verilen tekliflerdir, o gün görüşülmesine müsaade edilmediği için bugün mecburen gündeme alıyor. Şimdi verilmiş, bugün verilmiş teklifler değil, hiçbiri bugün verilmiş teklif değil, hepsi 27'sinde usul tartışmaları esnasında verilmiştir. O nedenle gündeme almak durumunda kaldı. Evet, İç Tüzük'e aykırı davranıyorsun, doğru, ama o İç Tüzük'e aykırılık bizden kaynaklanmıyor, sizden kaynaklanıyor. Çünkü siz bu İç Tüzük'ü hiç takmadınız, işinize geldiği gibi, bu Komisyonda dört yılık çalışmalar boyunca İç Tüzük 35'i en fazla size hatırlatan milletvekili benim, en fazla. Siz modu moduna, cümlesi cümlesine, birbiriyle örtüşen...

BAŞKAN - Sayın Zozani, o zaman gelin, bir tartışma daha açalım. Elinizde İç Tüzük var değil mi şu an?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sizin şu andaki uygulamanız hilkat garibesidir.

BAŞKAN - İç Tüzük 85'i bir açar mısınız?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Onu da siz okuyun.

BAŞKAN - Peki, ben okuyayım, müsaade edin o zaman.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Okuyun, onu da siz okuyun, bari 1 maddesini okumuş olursunuz, size faydası olur.

BAŞKAN - "Madde 85- Meclis Başkanlığı kanun tasarı ve tekliflerini Anayasa dili, kanun yazılış tekniği bakımından incelemekle görevli yeteri kadar uzmandan kurulu bir heyet teşkil eder. Bu heyet komisyonlara danışmanlık yapar." Bu şu anlama geliyor: Aslında sizin elinizde göstermiş olduğunuz, Kanunlar Kararların o göndermiş olduğu yazı normalde kendi görev alanlarının dışında bir şeye işaret etmeleridir. Bir yasanın Anayasa'ya aykırı olup olmadığının irdelenmesi noktası giden ilgili komisyonun işidir. Yani, şöyle söyleyeyim: Anayasa'ya aykırı dahi olsa, bırakın, 32'ye göre siz bunu değerlendirin, ne "aykırı" diyebilir aslında normalde Kanunlar Kararlar ne de onu söyleyebilir. Aslında Başkanlık Divanının yapması gereken, onların göndermiş olduğu bu yazıyı Kanunlar Kararlara "Sizin böyle bir yetkiniz yok." diyerek Başkanlığa aslında iade edilmesi gerekirdir. Doğru olan oydu.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Niye iade etmediniz? Yeni mi okudunuz o 85'i?

BAŞKAN - Vallahi, biliyorsunuz, bu konular idari kararlardır, Komisyon Başkanının yetkisindedir, Başkan Vekilinin böyle bir yetkisi yok.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Benimle tartışarak taşları Berber'e atmayın.

BAŞKAN - Ben Başkan Vekili olarak oturumu yönetebilirim.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Bilgiç, benimle tartışarak taşları Berber'e atmayın.

BAŞKAN - Arkadaş, sen yorulmuşsun, biraz dinlen, nefeslen diye ben araya girdim.

Buyurun.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Şimdi şu anda sizin yaptığınız benimle tartışarak taşları Sayın Berber'e atmaktır.

BAŞKAN - Hangi berbere?

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Her gün tıraş olduğunuz berbere. (Gülüşmeler)

BAŞKAN - Güzel. Ama Sayın Feramuz Üstün saç biçimimi beğenmedi yalnız az önce.

Buyurun.

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Size söylenecek bir şey yok, ne bileyim?

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum.