| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilleri Denizli Milletvekili Cahit Özkan, Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Tokat Milletvekili Özlem Zengin, Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekilleri Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül, Manisa Milletvekili Erkan Akçay ile 182 Milletvekilinin, Avukatlık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2999) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 05 .07.2020 |
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Arkadaşlar, arkadaşlarımız konuşurken gerçekleri birbirimizden öğrenmeye çalışıyoruz. İktidar partisine mensup arkadaşlar konuşurken onlar tamamen gerçek dışı konuşuyorlar, biz tamamen gerçeği söylüyoruz ya da biz gerçek dışı konuşuyoruz, siz tamamen gerçekleri söylüyorsunuz gibi bir anlayış içerisinde değiliz. Birbirimizden öğrenmemiz gereken ve ortak olarak bu topluma, bu millete, bu ülkeye hizmet etmemiz gereken şeyler var.
Türkiye Cumhuriyeti'nde çoğulculuktan bahsediyoruz. Eğer bugün iktidar partisi kendisini destekleyen bir siyasi partinin çoğunluğuyla hareket etmiyor olsaydı demokrasiden yoksun bu yasanın bu Komisyondan geçebiliyor olması mümkün olur muydu? Olmazdı. Biz çoğunluğun demokrasi ve özgürlük içerisinde hareket edebilmesi için yasaların öncü olması gerektiğini söylüyoruz. Anayasa'ya aykırı olan ve toplumun özgürlüğü ve demokrasinin önünde bir set oluşturacak böyle bir yasayı buradan geçiriyor olmak Türkiye Büyük Millet Meclisinin başarısı olarak adlandırılamaz. Burada Türkiye Cumhuriyeti devleti söz konusuysa, eğer bu, Türkiye Cumhuriyeti devletine yapılabilecek bir ihanetse bu bir ihanet sayılır. Neden? Meslek odalarını, sivil toplum örgütlerini gruplara, zihniyetlere, siyasete, görüşlere göre ayrıştırmak ve onları karşı karşıya getirmek kesinlikle doğru değildir. Böyle bir ülke demokratik bir ülke olmaz, böyle bir ülke özgürlüklerle yönetilen bir ülke olmaz. Aynı zamanda bir ülkenin Anayasa'sı çok önemlidir. Burada bulunan bütün arkadaşlarımızın Anayasa'nın temel maddelerini söyleyerek karşı çıkıyor olması ve Anayasa'ya aykırı olmasına rağmen buradan bu yasanın çıkartılıyor olması endişe ve üzüntü vericidir. Ben Sakarya'dan gelen bir milletvekiliyim, Sakarya da Anadolu'nun bir parçasıdır. Sakarya Barosu günlerden beri kapının önünde bekletilmektedir ve buna karşıdır, bu çıkacak olan yasaya karşıdır.
Ben tek tek bu baroların çoğunluğunun ne kadar delege ürettiğini, azınlığın ne kadar tahakküm ettiğini anlatmayacağım ama değerli milletvekilleri, 97 yılına gelmiş cumhuriyetimizin efsanevi kuruluşuna yaraşır ve kesintisiz bir biçimde dipdiri ve canlı bir şekilde ayakta olduğunu hepimiz biliyoruz. Bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "En büyük yapıtım." dediği bu cumhuriyette demokrasi mücadelemize devam etmek istiyoruz. Geldiğimiz noktada, 2020 yılında demokrasiyi ne şekilde algılarsak ve amacımızı demokrasi olarak belirtirsek cumhuriyeti miras bırakan Mustafa Kemal Atatürk ve ecdadımıza da o kadar mirasçı olabiliriz. 21'inci yüzyılı en iyi biçimde geçirmek için demokrasi bir dekor olarak görülmemelidir. Bütün milletvekillerimizin içine sindirdiği ve önü açılması gereken bir ideoloji olarak algılanmalıdır. Demokrasi, rakipleri aynı olmaya indirgeyerek değil, onlarla mücadele etmeyi göze alarak mümkündür. Ancak bugün görüyoruz ki iktidar toplumun her tarafını ayrıştırmayı ve rakiplerini ezmeye çalışıyor. Bunu söylerken şunu söylemek istiyorum: Büyükşehir ve Bütünşehir Belediye Yasalarıyla da ilgili aynı görüşe hâkimdik, bu iktidara güç kazandırmıyor. İktidarın zaman içerisinde kendi çıkarttığı yasalar onun da karşısına bir tehlike, bir güç olarak gelebiliyor. Bütünşehir ve büyükşehir belediyesi anlayışında iktidarın çıkarttığı tüm yasalara rağmen büyükşehirler maalesef sizin açınızdan muhalefetin egemenliğine geçmiştir, muhalefetin hizmet etme fırsatına dönüşmüştür. O yüzden, sizden bir kere daha rica ediyorum: Çıkarttığınız yasalar bugün için iktidarınızın anlayışına hizmet ediyor olabilir ama yarın geleceğimiz noktada göreceksiniz ki demokrasilerde yasalara ve Anayasa'ya uygun olmayan hükümler iktidarın da ayağında bir pranga olarak kalacaktır. Diktatörlükler büyük önderlere, demokrasilerse büyük yurttaşlara gereksinim duyarlar. Baroları ayrıştırmaya, avukatlara boyun eğdirmeye çalışan bu yasa kesinlikle amacına ulaşmayacaktır. Avukatlar hiçbir zaman boyun eğmedikleri gibi bugün de boyun eğmeyeceklerdir. İktidarın demokrasi dışı eylemleri bugün baroları vuruyorsa yarın toplumun diğer kesimlerini de vuracaktır. Bugün iktidarın tüm hukuksuzluklarına, demokrasi dışı eylemlerine birlikte ses çıkartmak zorundayız. Barolar, meslek odaları, herkes bugün ses çıkartmalıdır. Biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak sonuna kadar bu yasaya karşı mücadele ediyoruz, edeceğiz.
Biz, cumhuriyetimiz demokrasiye evrilene kadar toplumun tüm demokrasi mağdurları için mücadelemize devam edeceğimizi bildiriyor, hepinize saygılar sunuyorum.