KOMİSYON KONUŞMASI

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, değerli arkadaşlar; bu konuyu tabii konuşuyoruz, günlerden beri konuşuyoruz. Birçok şeyi tartıştık, söyledik, söylenecek şeylerin de aslında çoğu tükendi ama ne yazık ki burada hukuki anlamda konuyu ele aldığımızda, var olan problemleri ortaya bütün açıklığıyla koymamıza rağmen bir değişiklik sağlayamadık.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Bir sürü değişiklik sağlandı, önergeler verildi.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Yok, yok... Hayır ama söyleyeceğim, bir Anayasa maddesini açıp söyleyeceğim ve şu anda siz değiştirecekseniz ve eminim, bunu geri çekeceğinizi düşünüyorum daha önce konuştuk ama olmadı.

Şimdi bakın, önce, bir izin verirseniz bir giriş yapayım. Anayasa'ya aykırılık; yani kanunlar Anayasa'ya uygun olmak zorunda ve aynı zamanda da mevzuata da, diğer kanunlara da uygun olmak zorunda. Yani bunların arasında birbirinden farklı şeyler yapamazsınız ve bir hüküm getirdiğiniz zaman, bir kanunu koyduğunuz zaman onun esas itibarıyla o alanı belirleyen temel kanunlara da aykırı olmaması gerekiyor. Bu açıdan baktığımızda, bu, ciddi anlamda 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu'na aykırı çünkü orada kamu üniversiteleri ve vakıf üniversiteleri ayrımı net yapılıyor ve üniversite organları olarak bu 2547'nin 13, 14, 15'inci maddelerinde de devlet üniversitelerinin, kamu üniversitelerinin organları sayılıyor. 13'üncü maddede rektör, 14'üncü maddede senato, 15'inci maddede de üniversite yönetim kurulu var; bu kadar açık ve net. Vakıfların ise mütevelli heyetleri var. Bir kere bunu ortaya koyalım.

Diğer taraftan biz, ısrarla Anayasa'nın 130, 131 ve 132'nci maddelerine aykırı olduğunu söyledik bunun, defalarca söyledik. Yani gerçekten bütün üçüne de baktığınız zaman buna aykırılık net gözüküyor. Kanunlara aykırılık da var. Ben isterseniz bugün, şu anda daha da netleştireyim konuyu ve ondan sonra eğer tekrar böyle devam edeceksek başka bir mecraya gireceğini düşünüyorum.

Anayasa'nın 130'uncu maddesinin sekizinci fıkrası şöyle diyor Sayın Erdöl, Sayın Bakan, değerli milletvekili arkadaşlarım ve bu 29/10/2005 tarihinde ve 5428 sayılı Yasa'nın 1'inci maddesine göre değiştirilmiş hüküm. "Üniversitelerin hazırladığı bütçeler; Yükseköğretim Kurulunca tetkik ve onaylandıktan sonra Millî Eğitim Bakanlığına sunulur." Yüksek Öğretim Kurulunca tetkik ve onaylandıktan sonra; bitti. Siz burada getirdiğiniz teklifte diyorsunuz ki: "Mütevelli heyetinin görevleri şunlardır: Üniversitenin stratejik planını ve bütçe teklifini onaylamak." Sayın Erdöl, Anayasa'ya göre bunu YÖK onaylamak zorunda, mütevelli heyeti onaylayamaz. Anayasa'ya aykırı ve zaten 130'un onuncu fıkrasında da söylüyor, burada devam ediyor; bunun devlet üniversiteleriyle ilgili olduğu belli. Onuncu fıkrasında da, son fıkrasında da diyor ki vakıfları düzenliyor bu kez dışarıda kaldı ya: "Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, malî ve idarî konular dışındaki -bu, bütçe mali konuyla ilgili- akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir." O da tabi buradaki hükümlere ama diyor ki mali ve idari konularına kendisi karar verir vakıflar. Burada ise bu, açık, net biçimde devlet üniversitesi ve burada bütçenin onaylanması Anayasa'nın 130'uncu maddesinin sekizinci fıkrasına aykırı. Anayasa Mahkemesi bozacak bunu açık ve net.

BAŞKAN - YÖK'ün onaylamasına engel teşkil etmiyor ki bu.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Olur mu canım, mütevelli heyeti onaylıyor. Olur mu öyle şey? Yani dalga mı geçiyoruz? Yani arkadaşlar, yani bir acayip... O zaman, başka, mütevelli heyet yetmedi yanına bilmem danışma kurulu koyun, yetmedi iki tane mütevelli heyet kurun. Yani söylüyor arkadaş...

BAŞKAN - Hayır, YÖK'ün onaylamasına engel...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - İzin verir misiniz Sayın Başkan, bakın çok açık ve net olarak söylüyor. Yahu anladım ama zaten bakın, sistem kurulmuş, devlet üniversitelerinde var olan organlar tanımlanmış, vakıf üniversitelerinde var olan organlar da belli. 130'a açık ve net olarak aykırı arkadaşlar, olmaz; yani ne deve ne kuş, deve kuşu gibi bir şey. Yani böyle bir şey olmaz.

Sayın Bakan, bunun içinde, baktığımız zaman her şeyin kendi içinde bir bütünlüğü var; bir sistem kuruyoruz ve öyle işletiyoruz. Yani burada apayrı bir şey... Yani biz kamu özel ortaklık modelinde bile birtakım sıkıntılar var, netleşsin, ihtiyacı yok; yok mu biliyorsunuz işte? Yani işte, yap-işlet-devret, yap-işletle ilgili şeyler geldi. Yani sıkıntı çıkmaması için yeni bir yapılanmaya gittiğiniz zaman onu tanımlama ihtiyacımız var net biçimde görevi ve yetkileriyle. Burada böyle bir problem var.

Sonra diğer taraftan, şimdi ben de plancıyım biliyorsunuz. Yani planlamada bellidir, devletin resmî birtakım belgeleri vardır ve o belgelerde yapılacak olanlar tanımlanır. Şimdi böyle bir değişiklik Onuncu Kalkınma Planı'nda var mı Sayın Bakan? Peki 2015-2017'yi kapsayan Orta Vadeli Program'da var mı? 2015 yılı Programında var mı? Tek tek matrisler var biliyorsunuz tedbir bazında. Hiçbirinde yok, böyle bir şey yok, bütçede de yok. Birdenbire böyle bir şey geliyor. Yani bunların hepsi oturulup ayrıntılı biçimde ince ince nedir, ne getiriyor ne götürüyor, doğru mudur yanlış mıdır diye tartışılır. Anlaşıldığı kadarıyla bu tartışılmamış. Tartışılmadığı için de bu şekilde geliyor ve dediğim gibi ne devlet üniversitesi sistemine uyar ne de vakıf üniversitesi sistemine; arada bir şey oluyor ama ciddi şeyler var burada. Yani Anayasa'ya aykırılığı net söyledim.

Diğer taraftan, 2547'ye de aykırılıklar var. Yani mesela, burada rektörün görevleri arasında "Üniversitenin yatırım programını, bütçesini, kadro ihtiyaçlarını Yüksek Öğretim Kuruluna sunmak." diyor. Yani şimdi bakıyorsunuz, buradaki a bendi de biraz önce söylediğim, Anayasa'ya aykırıydı; bunlar da çelişkili.

Yine senatonun görevleri arasında "Üniversitenin eğitim öğretim, bilimsel araştırma ve yayım faaliyetlerinin esasları hakkında karar almak." diyor. Bu (b) bendiyle, bu önümüze gelen kanun teklifindeki maddenin, 4'üncü maddenin (b) bendiyle çelişkili. Yani baktığımız zaman ciddi problemler var bunun içinde. Zaten burada da üniversite yönetim kurulunun görevlerinin de söylüyor. Bakın "Faaliyet plan ve programlarının -2'nci bendinde görevlerinin- uygulanmasını sağlamak, üniversiteye bağlı birimlerinin önerilerini dikkate alarak yatırım programını, bütçe tasarısı taslağını incelemek ve kendi önerileriyle birlikte rektörlüğe, vakıf üniversitelerinde ise mütevelli heyetine sunmak." Yani bırakın, sistem çok net belirlenmiş.

Yani şimdi tabii, bizim YÖK'e ilişkin çok ciddi eleştirilerimiz var. YÖK, üniversitelerin üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanıyor, özerklik açısından çok ciddi problemler var. Bunları zaten hep eleştiriyoruz, söylüyoruz, YÖK'ün değişmesi gerektiğini söylüyoruz Cumhuriyet Halk Partisi olarak programlarımızda da, seçim beyannamemizde de, ekonomik programlarımızda da var ama şimdi burada var olan konu şu: Baştan beri geldiği için hukuki, zaten sağlık boyutuyla ilgili doğru mudur yanlış mıdır hep konuştu arkadaşlarım ama gerçekten hukuki olarak da yeni bir şey yaratıyoruz ve bu yanlış ve daha da vahimini söyleyeyim: Geneli üzerine konuşmamda da tabii, dün çok geç olduğu için belki bazı arkadaşlar duymamıştır ilginç de bir hüküm var gerekçesinde bu kanun teklifinin; diyor ki: "Sağlık bilimleri alanına odaklanmış Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi adıyla yeni bir devlet üniversitesi kurulması amaçlanmış." Üniversitenin kurulan fakülte ve enstitülerine yer verilmiş ve devam ediyorum, çarpıcı cümleye geliyorum: "Üniversitenin yönetim organları arasına mütevelli heyet eklenerek..." daha etkin bir şekilde çalışması amaçlanmıştır." Nereden çıktı bu? Yani etkisiz mi bu? Yani bu bir itiraf mıdır? O zaman sistemi değiştirelim gelin hep beraber. Yani bunu yapmayıp buradaki... Yani bunu kim yazdıysa siz bir şey var ortada, garabet var. Ee, bunun üzerinden getirip de bunu önümüze tekrar geldiği zaman ciddi sıkıntılar çıkıyor. O yüzden baştan beri de söylüyoruz. Yani yeni bir sistem yaratılmak isteniyor ama yani buradaki sistem bugünkü mevzuatımızla, en tepede bütün kanunların uyması gereken Anayasa'yla uyumlu değildir, Anayasa'ya aykırıdır ve Anayasa Mahkemesinde de bozulacağı açık ve kesindir.

Biz bunu yazın torba kanunu konuşurken de söyledik, bazı maddelerle ilgili gittik ve Anayasa Mahkemesi iptal etti. Ne gerek var buna? Yani açık biçimde eğer üzerinde bırakın Anayasa'ya aykırılığı böyle kesin hükümler olsun, tartışmalı bile olsa bunları bu biçimde yani ya madde metninden çıkaralım... Sonuç itibarıyla bizden geçmiş olan, Plan ve Bütçeden geçmiş olan bir kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından -belli hükümlerin, belli maddelerin- bozulması bence bir prestij kaybıdır. Bunların hepsinin tartışılmasına ihtiyaç var. Plan ve Bütçe Komisyonu gerektiği zaman alt komisyondur diye söylüyoruz, eğer alt komisyonsa o zaman ona göre çalışalım. Lütfen, buradaki şeylerimiz bizim muhalefet partisi olarak, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, diğer muhalefet partileri de söyledi, onların da söyledikleri dikkate alınsın. Buna uygun bir biçimde yasama faaliyeti yapalım ve sonuçta da tekrar tekrar değişmesin, Anayasa Mahkemesinden de dönmesin, bu kadar açık ve nettir bu konu.

Teşekkür ederim.