KOMİSYON KONUŞMASI

ERDAL AYDEMİR (Bingöl) - Herkese iyi akşamlar ya da iyi geceler.

Arkadaşlar bu yasa teklifinin 2011 Aralık ve 2012'nin başı itibarıyla o zaman Barolar Birliğini oluşturan bütün baro başkanlarının da bilgisi dâhilinde FETÖ'ye yakın bir dernek tarafından hazırlandı. Kısaca, FETÖ'nün bir tasarrufu, bir taslağı olduğu iddiasını bir önceki arkadaşlarımız, burada çeşitli partilerin Grup Başkan Vekilleri... Israrla bunu kabul etmediler, delilini istediler. Bunun tanıklığını yapmış kişilerden birisi benim. Şu an yasa teklifi olarak Komisyonda görüşülen bu taslak, kelime kelime o taslağı, o öneriyi temsil etmese bile FETÖ'nün hazırlamış olduğu o taslağın ruhunu taşıyor. O dönemde baro başkanlığı yapmış bütün baro başkanları da bu işin canlı tanıklarıdır, isterseniz bunu öğrenmek için kendilerine başvurabilirsiniz.

Yine arkadaşlar iki gün önce, Meclis Çankaya Kapısı'nda Kayseri Baro Başkanı, ilk defa gördüm tanımıyorum o da beni tanımıyor ama "Vekil misiniz?" diye sordu, ben de vekilim dedim. Dedi ki: "Özellikle Cumhur İttifakı'nda şu anda Komisyonda bulunan, geçmişte aynı fakültede, aynı sıralarda oturduğum arkadaşlarıma şunu hatırlat. Vicdanınızı dinleyin, sizler hukukçusunuz, vicdanınızı tek bir kişinin iradesine teslim etmeyin." Dolayısıyla elçiye zeval olmaz, ben de bana iletilen bu bilgiyi şu anda sıralarda oturan avukat arkadaşlarına ve yargı mensuplarına iletmiş bulunayım.

Gerçekten, Kayseri Baro Başkanımıza katılıyorum. Bu tasarruf tek kişinin tasarrufu. Bu tasarrufu yapan kişi de maalesef ki hukuku, yargıyı uzaktan yakından anlayabilecek birisi değil. Dolayısıyla işi uzmanları olan hukukçulara, başta da avukatlara ve barolara bırakması gerekirken bir dayatma şeklinde bunu kendi partisinin hukukçularına dayatması da kabul edilebilir bir şey değil.

Bir de şu tartışıldı: "İşte, biz baroları, baro başkanlarını ısrarla davet etmemize rağmen, kimse bu çağrılarımıza uymadı." Bu da doğru değil arkadaşlar. Recep Tayyip Erdoğan Başbakanken -2006 Ağustos ayı sanırım- o zaman da yine barolarla ilgili, zorunlu müdafi ücretlerinin, CMK ücretlerinin ödenmesiyle ilgili tüm Türkiye barolarını ilgilendiren sorunlar yaşandı. Bu sorunların çözülmesiyle ilgili, henüz o zaman derinleşmeyen, devletin derinlerden bihaber yaşayan AKP'nin temsilcisi Recep Tayyip Erdoğan, sadece kendisi de değil arkadaşlar, Boğaz'da bulunan Başbakanlık Ofisi'nde -yanılmıyorsam 48 baro başkanını, o baro başkanları içerisinde bulunan bir kişi de bendim- kendisiyle birlikte dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, bunlarla birlikte 48 baro başkanını oradaki çalışma ofisinde kabul etti ve bütün baro başkanlarını tek tek dinledi, taleplerimiz nelerdir, not etti ve yanındaki bakanlara da bütün baro başkanlarının huzurunda "Hemen bu sorunu, baro başkanlarından da oluşacak, sizin de katılımınızın olduğu bir komisyonda çözün." dedi.

Arkadaşlar, bakın, istenince ne güzel oluyormuş, yapılabiliyormuş. Demek ki bu süreçte bu taslağın görüşülmesinde başta barolar olmak üzere hukuk fakülteleri, hukuk fakültelerinde özellikle bu konuda uzman olmuş olan akademisyenlerin görüşlerine başvurulması gerekirken bundan da ısrarla kaçındınız, yapmadınız.

OTURUM BAŞKANI GÜLAY SAMANCI - Erdal Bey, konuşmalarımızı toparlarsak yavaş yavaş...

ERDAL AYDEMİR (Bingöl) - Hemen...

Arkadaşlar, bir de baro başkanlarıyla ilgili özellikle yandaş medyada şöyle bir tanımlama yapıldı, bu tanımlamayı kabul etmemiz mümkün değil: Barolara, baro başkanlarına "baron" nitelemesi yapıldı. Bu nitelemeyi yapan AKP tarafından beslenen 7 bin trolün içinde hukukçusundan tutalım rektörlere, rektörlerden tutalım gazetecilere, gazetecilerden tutalım ekonomistlere kadar AKP beslemeli. Öncelikle bunlara şu çağrıda bulunuyorum: AKP'den önce kimdiniz, neydiniz; ekonomik durumunuz ne; şu anda almış olduğunuz maaşlarınızı açıklayın; kaç tane yönetim kuruluna üyesiniz ki, bu durumda, bu seviyede bu kadar onursuzca yaşam süren sizler baro başkanlarına dil uzatabilmeyi kendinizde hak görebiliyorsunuz? Baro başkanları, seçildikten sonra, tüm emeklerini, tüm zamanlarını mensubu bulunduğu baroya üye olan avukatların sorunlarını gidermek için tüm mesailerini harcarlar. Zamanlarının büyük bir kısmı da bu faaliyetleri doğrultusunda gider. Bu işlerini yaparlarken de asla ve kata herhangi bir ücret de almazlar. Bunu da AKP'nin 7 bin beslemesi trole buradan hatırlatmayı kendi üzerimde bir borç biliyorum.

OTURUM BAŞKANI GÜLAY SAMANCI - Hızlıca toparlayalım.

ERDAL AYDEMİR (Bingöl) - Ayrıca, son bir belirleme yapıp selamlamayı isterim.

Arkadaşlar, ben bu yasa taslağının, barolar yasa taslağının bu şekilde hazırlanıp Adalet Komisyonu ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin Genel Kurulundan AKP tarafından geçirilmesini AKP'liler adına hiç şık bulmadım. Alışkın olduğumuz bir şey vardı: Bütün baro başkanlarına darbe yapıp kayyum atayabilirdiniz, kayyumlarınız da hazırdı; bütün illerin başsavcılarını baro başkanı olarak kayyum atayabilirdiniz.

OTURUM BAŞKANI GÜLAY SAMANCI - Erdal Bey, toparlayalım lütfen.

ERDAL AYDEMİR (Bingöl) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum.