| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 29 .01.2015 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
YÖK temsilcimize bir soru sorarak başlamak istiyorum çünkü geçen gün Sayın Erdöl -bu üniversitenin kuruluş gerekçesi metinde yok- kendisi konuyla ilgili bilgi verirken "İki sebep var; dışarıda, Somali'de mesela eğitim verilmesi, bir de 59 eğitim ve araştırma hastanesi bünyesinde çalışan doktorlarımıza akademik kadro verilmesi." dedi. Şu anda YÖK mevzuatına göre dışarıda, mesela Somali'de veya bir başka ülkede tıp eğitimi vermek istesek, mevcut hocalarımızdan, akademisyenlerimizden görevlendirme yapamıyor muyuz? Bir mâni var mı bunun için? Orada eğitim vermemiz için bir mâni var mı Hocam?
YÖK PERSONEL DAİRESİ BAŞKANI RECEP SARIİPEK - Mevcut YÖK Yasası'nda öğretim üyelerimizin yurt dışında görevlendirilmesine ilişkin hükümler var. Bu mümkün, olabilir, yurt dışında görevlendirilebilir öğretim üyeleri.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - "Herhangi bir mâni yok." diyorsunuz yani.
YÖK PERSONEL DAİRESİ BAŞKANI RECEP SARIİPEK - Hayır.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - 38'e göre.
YÖK PERSONEL DAİRESİ BAŞKANI RECEP SARIİPEK - 39'a göre efendim.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.
Yurt içerisinde de aynı şekilde görevlendirme söz konusudur, yurt dışında da. Sayın Bakanım, bakın, siz devletten, nitelikli bir yerden yetişmiş bir bakanımızsınız; Sayın Başkan da keza öyle, Sayın Bakanımız da öyle. Şimdi, Devlet Planlama Teşkilatı uzmanları için ya da Hesap Uzmanları Kurulu uzmanları için veya Maliye müfettişleri için "Ya, bunlar çok iyi çalışıyorlar, iyi adamlar, uygulamaları çok iyi biliyorlar, ekonomiyi çok iyi biliyorlar; vergi mevzuatını, vergi hukukunu çok iyi biliyor; maliye mevzuatını çok iyi biliyor. Bunlara unvan ihdas edelim, bir üniversite kuralım." denilmesi doğru olur muydu? Sayın Erdöl'ün teklifi "Evet, bizim eğitim ve araştırma hastanelerinde çok iyi doktorlar var, onlara kadro bulalım, yurt dışına gönderebilelim." gerekçesiyle veriliyor. Bunlar birçok kurum için geçerlidir, devlette birçok kurum için geçerlidir bu, şu anda da geçerlidir. Birçok yerde uzmanlar var, çok iyi yetişen kişiler var; bunlara muhakkak akademik kadro vermek istiyorsak böyle bir şey ihdas edebiliriz.; o zaman sayısız üniversite kurulabilir devlet bünyesi içerisinde. Bu doğru olur mu? Bakın, yapılırsa, buradan kanun çıkarsa böyle bir şey olmuş olur ama bu akademik bir çalışma olmaz, üniversite olmaz.
İşin tıbbi boyutunu ben bilmem ama -ben devletten yetişme, Mülkiyeli biriyim- bu, devlet nizamını bozar Sayın Erdöl, gerçekten bozar. Yani şöyle bir şey: Şimdi, trafikte direksiyon solda değil, sağda olabilir, ortada olabilir; her türlü otomobile izin verebilirsiniz. Yürür mü bu? Yürür ama birbirine girer; bu, nizamı, intizamı bozar. Şehir trafiğine traktör almak, gündüz saatlerinde kamyon almak nasıl bozuyorsa aynı şekilde bozar. Yani mantık olarak aykırı değil; evet, o da 4 tekerlekli, o da 4 tekerlekli; yürür, yürür; direksiyon orada değil, o tarafta olur, yine yürür ama bu bir sistemi bozar, aksatır. Bunun gibi bir şeydir, bu çok ince ayar bir konu.
İşin tıbbi boyutuyla ilgili eski Müsteşarımız Sayın Çıray çok güzel konuştu. Sağlık Bakanlığıyla ilgili olarak da birçok sakıncası var, sıkıntıları var. İşin YÖK boyutuyla ilgili olarak, YÖK'ü de bir anlamda baypas ediyoruz. Yani YÖK kaldırılması gereken bir kurum ama bu, bu şekilde yürümez. Devlette bir nizam, intizam vardır. Zaten büyük sıkıntılara girildi, devlet eski devlet değil. Bakın, o ayrıca bir tartışma konusu, kurumlarla ilgili çok büyük yıpranmalar var. Devlet kurumu, devlet kurumları çok yıpratıldı ama bu da tuz biber ekecek ayrıca ve çok kötü bir örnek teşkil edecek, gerçekten çok kötü bir örnek teşkil edecek. O tecrübeye bakın, aynı şekilde, zannediyorum, Sayın Bakan da resmî görüşü dışında, kişisel olarak benim gibi düşünecektir benzeri tecrübeleri yaşamış birisi olarak. Bu konu da çok istisnai, sıkıntılı bir durumdur. Sayın Başkan da benimle aynı düşünceleri paylaşacaktır eminim, resmî görüşü dışında. Devleti bilen herkes bu şeyde hemfikirdir. Gelin, siz de bu konudan vazgeçin Sayın Erdöl. Bu, hakikaten yanlışlık getirecektir. Biraz önce arkadaşlarımızın söylediği gibi, istediğiniz kadar kadro verelim, halledelim bu işi, kadroysa. Yurt dışı mevzusu zaten geçerli değil, yurt dışına her zaman gönderilebiliyor. Gönderilmesi için başka bir yol deneyelim. Neden "Yok." diyorsunuz? Nedir, ne mani oldu da gönderilmediyse o zaman YÖK Kanunu'nda değişiklik yapalım, ilgili mevzuatta değişiklik yapalım.
BAŞKAN - Neyse, onu birazdan açıklarsınız.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ama bu, dediğim şekildedir. Şimdi, burada, tabii, Sayın Cumhurbaşkanının yakını olarak siz direndiğiniz zaman kimse de "Hayır." diyemiyor, tıkanıklık yaratıyorsunuz.
CEVDET ERDÖL (Ankara) - Yok, estağfurullah.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yok, olur mu, bu bir gerçek. Böyle bir sıkıntı söz konusu olmasın. Cevdet Bey, gelin, devleti yıpratmayalım.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Bakın, dört gündür buradasınız, hiçbir Komisyon üyesi konuşmadı.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Erdöl, gelin, bu devleti daha fazla yıpratmayalım.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bakın, Bilgiç bile konuşmamak için terk etti gitti burayı.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Gelin, gerçekten bu devleti daha fazla yıpratmayalım, son sözüm bu.
Teşekkür ederim.