KOMİSYON KONUŞMASI

SAİT DEDE (Hakkari) - Teşekkürler Başkan.

Değerli arkadaşlar, aslında günlerdir bu tasarı tartışılıyor. Yalnız, bu kadar tartışılmasına rağmen cevabını bulamadığımız sorularla sürekle karşı karşıyayız. Elbette parlamentoların asli görevi yasa yapmaktır. Yalnız, bir yasa neden yapılır? Toplumsal bir ihtiyaçtan, bir eksiklikten kaynaklı yasa yapılır. Şimdi, bu yasaya baktığımız zaman avukatların hangi sorunlarına hangi çözümü getiriyor ya da hangi avukat herhangi bir baroya gittiği zaman etnik kökeninden dolayı, cinsiyetinden dolayı ya da farklı bir yapısından dolayı o barodan ruhsat alamamış ya da staj görememiş? Şimdi, böyle bir durum yokken yeni barolar oluşturuluyor, bu yeni baroları kimse anlamış değil. Elbette bu yeni oluşturulan barolar bir partinin, farklı bir yapının arka bahçesi olacak. Bu sefer ne olacak? Müvekkil, baro tercih etmek zorunda kalacak. Hangi baroyu tercih edecek? İktidara yakın olan, mahkemeye yakın olan baroya tercih edecek. Yine, mahkeme heyeti ne yapacak? Avukatın hangi baroya ait olduğuna bakarak karar verecek. Şöyle düşünelim iktidar açısından. Bir eksiklik vardı, bu yasanın değişikliğe uğraması gerekiyordu, yeni bir yasaya ihtiyaç vardı. Peki, bir yasa yaparken ilgili kişi ve kurumlarla görüşülmez mi? Bu yasa, sırf sayısal olarak iktidar partisi çokluğa sahip diye bu toplumsal bir uzlaşma olabilecek mi? Asla olamaz. İlgili kişi ve kurumlar nerede? İlgili kişi ve kurumlar Ankara'ya alınamıyor, girişte bekletiliyor, tartaklanıyor ya da adliyenin önünde gaz atılıyor veyahut Meclisin bahçesine giremiyorlar. Birebir avukatları ilgilendiriyor, baroları ilgilendiriyor bu yasa ama baktığınız zaman bunların hiçbiri ortada yok ve bu şekilde bir yasa çıkacak. Bu yasa topluma ne kadar hitap edebilecek, ne kadar uzlaşma sağlanabilecek? 82 milyonu ilgilendiren bir yasayı iktidar çokluğuna güvenerek Meclisten geçirmeye çalışıyor. Gelin barolarla oturun, gelin muhalefetle oturun, gelin toplumla uzlaşın eğer bir eksiklik varsa elbette yasalar değiştirilir, elbette yasalar getirilir ama böyle alelacele oldubittiye getirmek yasaların ruhuna da aykırıdır. Peki, herkes bu yasaya karşı, kim bu yasayı istiyor? Şimdi, Adalet Bakanı böyle bir yasa hazırlığında olmadığını söylüyor. Tek bir kişi, saray istiyor bu yasa geçecek. Bu da şu demektir ki: Bütün ülkenin, bütün toplumun geleceği, hayatı bir kişinin iki dudağı arasında. O insan da yanılıyor olabilir -ki iktidar partisi zaman zaman bunu dile getiriyor "kandırıldık, yanıldık."- belki bir yıl sonra, iki yıl sonra tekrar bunu söyleyeceksiniz. Yol yakınken bence -iktidar partisinin de bir ayağı çukurdayken- bu yoldan vazgeçsin, bu yasalar ülke inatlaşmaya olacak bir durum değildir, tekrar iktidar partisine buradan sesleniyoruz. Emin olun, yarın bu hukuk size de lazım olacak, siz de bu mahkemelere düşeceksiniz. Dolayısıyla yandaş baro oluşturmak, yandaş yargı oluşturmanın kimseye faydası yoktur. Sizlerin de belki içinizde rahatsız olan çok arkadaşımız vardır, mutlaka da vardır ama bir kişi emir verince sizler de "hayır" diyemiyorsunuz, bunun doğru olmadığını aslında anlatabilirsiniz. Yasalar bütün toplumu ilgilendiriyor. Şimdi çokluğuna güvenip yarın sizin de başınıza bunların gelmeyeceğini, yandaş bir hâkimin, savcının karşısına geçmeyeceğinizin bir garantisi yok. O yüzden biz iktidar partisine diyoruz, bu yasadan vazgeçin.

Hepinize teşekkür ediyorum.