KOMİSYON KONUŞMASI

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Evet, şimdi, ben size çok farklı bir şey söyleyeceğim: 80 öncesinde kooperatiflerde hiçbir sorun yoktu ama hep "komünist yuvası" denilerek kooperatiflere öyle bir darbe vuruldu ki... Şimdi, bak, nereye geleceğim Hocam, kötü örnek, örnek olmaz. Hep kötü örnekler verdiniz, "Kooperatifler kötü, birlikler kötü, işte paraları şöyle harcadı, biz bunu Devlet Su İşlerine alalım, şimdi Bakanlığa alalım." dediniz. Hatırlayalım, iki üç sene önce şurada bir sürü sulama birliği başkanı vardı, yöneticisi vardı, kooperatifler vardı -Ahmet Bey hatırlar- yalvarıyorlardı "Yapmayın, etmeyin." diye. Niye? Köylerde kaldıysanız, köylerdeki sulama kooperatifleri, sulama birliklerinin seçimleri vardır, demokrasi vardır, 2-3 tane liste yarışır. Siz demokrasiyi yok saydınız. Yani "Oralarda hatalar oluyor, oralardaki yöneticiler suistimaller yapıyor." diyerek yapıları hep yıktınız. Sonra, ciddi anlamda vergiler alınıyor zaten, kurumlar vergisi, dünya kadar girdileri, maliyetleri var. Öz denetim yapılamadığı için, yapılmadığı için... Bırakın kendi kendilerini denetlesinler. Ha, suiistimaller var mı? Var. Yargıyı devreye geçireceğinize "Yok, Devlet Su İşleri alsın." Ya, Devlet Su İşleri çok güzel bir kurum; korunması gereken, geliştirilmesi gereken bir kurum, aynen TARSİM gibi.

TARSİM'in kuruluşunda da vardım ben, belki çoğunuz yoktunuz, ben bir akademisyenim, TARSİM'in olması için çok uğraştık. Üretici hiçbir zaman kendi ürününü sigortalatmıyordu, dedik ki "Devlet katkı versin buna, birazını devlet versin, birazını üretici versin." Adı "TARSİM" değildi, "Tarım Sigortaları Havuzuydu." Havuz oluştu ama şimdi, bakın "Bu havuz büyüsün." dedik ama şimdi Sayın Başkan diyor ki "İşte, şunu da aldık, bunu da aldık." Ya, bir tane şey alacaksınız: Verim kaybı. Adam tarlaya buğday ekmiş, 500 kilogram bekliyor, 200 kilogram almış; elma dikmiş, 1 ton bekliyor, yarım ton almış. TARSİM'in yapısını da biliyoruz. Her şeyi 1 tane sigorta poliçesiyle çözebilecekken -arabası çalınan vatandaşın arabasının parası nasıl ödeniyorsa, kaza yapan birinin sigortası nasıl ödeniyorsa- çiftçinin de sigortasını, zararını ödememek için -bakın, burada şimdi TARSİM yetkilisi yok, arkasından konuşmayalım ama- sigorta şirketleri eksperleri aracılığıyla "Yok, dolu şöyle gelmiş, yok rüzgâr buradan gelmiş." Ya, bırakın bunları, çiftçi zarar etmiş işte, bunları çözelim. Aynı şekilde, kooperatifler... Kooperatiflerin sahibi üreticilerdir. Siz üreticilerden alıyorsunuz, devlete bağlıyorsunuz. Bir Devlet Su İşlerine bağladınız, aldınız, şimdi, Bakanlığa bağlıyorsunuz. Yani, iyi güzel de üreticide kalsa, siz bunu ciddi anlamda denetleseniz, müfettişler var, Bakanlığın müfettişleri var, genel kurullara gönderiyorsunuz, avukatları var, muhasebecileri var, nasıl bu zararlar oluşuyor? Demek ki eğitimini vermiyorsunuz, kooperatifçilik eğitimini. Tabii, köylerdeki okulları kapatırsanız, köylerde okullar kalmazsa, kooperatifçilik eğitimleri verilmezse, kooperatiflerin asıl amaçlarının kâr olmadığı, hizmet olduğu anlatılmazsa bireylere o kooperatifler iyi yönetilmez. Sonra kötü amaçlı birkaç kişi gelir, o kooperatifleri -biz iki sence önce yaşadık- batırır, siz de dersiniz ki: "Ya, biz bunu çözemiyoruz, en iyisi Bakanlığa verelim, Devlet Su İşlerine verelim." Teşekkür ediyoruz Devlet Su işlerine, onların masraflarını azaltmışlar, iyi güzel, personel masraflarını azaltmışlar ama keşke bunu kooperatifler kendi kendilerine yapabilseydi.

TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI FATİH METİN - Bu dedikleriniz kooperatiflerle ilgili değil, birliklerle ilgili Sayın Vekilim. İkisi farklı Sayın Vekilim.

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Ya, kooperatif, birlik...

Şimdi, iki sene önce Ticaret Bakanlığının şeyindeydik "Kooperatif sayısını, birlik sayısını artırmamız lazım çünkü amacımız Avrupa Birliğine girmek." diye -o zaman yeni atanmıştı- Ruhsar Pekcan...

Pazarlamada kooperatiflerin payı Avrupa Birliğinde yüzde 40, bizde binde dört. Biz ne kadar konuşursak konuşalım, bu payı artıramazsak, siz, şimdi, böyle her darbeyi ona vurursanız, buna vurursanız başarılı olamayız. Haklısınız, devleti korumamız lazım ama bu eğitimi verdiğiniz sürece zarar olmaz ki ama siz bu eğitimi vermezseniz, "Aman, işte, suistimal yapıyorlar, en güzeli kapatalım, kooperatifleri Bakanlığa bağlayalım." Derseniz yarın ondan da vazgeçersiniz yani. Bırakın, köylerde mücadele etsinler, liste savaşları yaşansın, demokrasi olsun, bizim derdimiz bu.