RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi tabii, üç gündür -bugün dördüncü günümüz- konuları konuşuyoruz.

BAŞKAN - Üçüncü gün...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Dördüncü gün. Daha önceki neydi? Onu saymıyorsunuz değil mi? İşinize geldiği zaman sayıyorsunuz, işinize gelmediği...

BAŞKAN - O başka bir teklifti.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Ama aynı kişiler gene kanun teklifini veren, gene veren kişiler aynı Sayın Erdöl. Yani o sürekliliği de vurgulama ihtiyacı var.

Bakın arkadaşlar, ben şunu merak ediyorum bir kere, öncelikle söyleyeyim: Bizim de muhalefet partisi milletvekilleri olarak kanun tekliflerimiz var, hepimiz kanun teklifi veriyoruz ama hiç torba kanun teklifi vermedik, muhalefet olarak vermiyoruz çünkü kanun teklifi dediğin zaman bir konu vardır, o konuyla ilgili bir şeyi belirtirsiniz ve ilgili komisyona gider ve orada tartışılır ve hatta geçtiğimiz günlerde de...

BAŞKAN - Var da yani neyse...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir tane vardır. Yani konu gene geniş, bütündür. Bununki gibi yok arkadaşlar. Böyle bir şey göremezsiniz.

Bakın, içinde ne bileyim Elektrik Piyasasıyla ilgili, Ulaştırma Bakanlığıyla ilgili, madenlerle ilgili, eğitimle ilgili, gelir vergisi muafiyetleriyle ilgili... Böyle bir şey yok arkadaşlar, böyle ucube bir durum yok. Niye böyle yapıyorsunuz, anlamıyorum.

Yani şu olur: Gene hani illa tek bir düzenleme olmaz, bir konu olur, bellidir, sağlıktır. Örneğin, sağlıkla ilgili farklı farklı konuları gündeme getirirsiniz ama böyle bir şey yok. Neden buna ihtiyaç duydunuz Sayın Erdöl? Yani kanun tasarı olarak gelmiyor, teklif olarak geliyor ve siz de burada sıkıntıya düşüyorsunuz bakın şeyden beri.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Sıkıntıya düşmüyorum.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir daha sizin torba kanun teklifi vermeyeceğinize ben eminim burada.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Müsaade ederseniz...

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Bir dakika, bitireyim sözümü.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Yalnız, bununla ilgili itham ettiniz.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - İtham etmedim canım, itham değil, söylüyoruz şeyi.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Bunun ben hepsini hazırlamış değilim. Ben sağlıkla ilgili bölümünü yazdım, grupta birleştirilerek bir torba hâline getirildi.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Anladım. Ama işte yani..

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ben mesul değilim.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Anladım ama şimdi burada hepsi tek tek gelecek. Yani şimdi bütün şeyleri burada size soracağız çünkü Hükûmet için de iyi oluyor, sayın bakanlara fazla söz de düşmüyor burada. Siz bugün yedi sekiz saat dinleyeceksiniz en az, bütün çalıştığımız sürece. Bunu söyleyelim.

İZZET ÇETİN (Ankara) - Ara verelim, hazırlan da gel.

CEVDET ERDÖL (Ankara) - Ben hazırım.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - İkincisi: Arkadaşlar, bakın gene daha önemli olan bir husus. Diyorsunuz ki burası alt Meclis gibi, Plan Bütçe Komisyonunun özelliği var. Ama arkadaşlar, başka komisyonlar da var. O zaman lağvedelim öbür komisyonları, hepsi Plan Bütçe Komisyonunda genişletilsin, gerekirse ikili üçlü bir yapı kurulsun, ona göre bakalım. Yani böyle bir şey olabilir mi? Yani Plan Bütçe Komisyonunun ne ilgisi var bu konuyla? Daha 1'inci maddeden başladık. Daha çok tartışılacak. Ebelikle ne ilgimiz var arkadaşlar? Hiçbir bilgimiz yok. Hepimizin ebesi var eğer öyle diyorsak yani ama onun dışında bir şey yok arkadaşlar. Ya, arkadaşlar, yapmayın böyle. Yani gayri ciddi kadro oluşturuyoruz falan değil yani. Kadro da yok zaten burada, yetki belgesi var. Kadro yok. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Türeli, "Diğer komisyonları lağvedelim" diyorsunuz ya, diğer komisyonları lağvedip...

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Kadro yok. Verilen yetki tıbbi bir yetki. Lütfen.

RAHMİ AŞKIN TÜRELİ (İzmir) - Yani lağvedelim derken bunu şey için söylüyorum yani burada bir ironi var yani Meclis İçtüzüğü'nün düzenlediği komisyonlar var ve hepsinin görev alanı var ve onların kendi konularına ilişkin uzmanları var. Ya, onlar yapsın, bunu görüşsün ya da en azından tali komisyon olarak görüşsün. Onu bile tali komisyon olarak görüşmedi. Yani böyle gayriciddi iş olmaz.

Bakın Sayın Başkan, Meclis İçtüzüğü'nün 34'üncü maddesinin birinci fıkrası diyor ki: "Bir komisyon, kendisine havale edilen tasarı veya teklifi başka bir komisyonun ihtisası dâhilinde görürse gerekçeli olarak tasarı veya teklifin o komisyona havale edilmesini isteyebilir." Siz diyorsunuz ya: "Bize geldi, mecbur görüşeceğiz." Öyle bir zorunluluk yok. Eğer bizimle ilgili değilse siz bunun yeniden görüşülmesini isteyebilirsiniz, gerekirse bunun maddelerinin bir kısmının buradan çıkarılmasını isteyebilirsiniz. Eğer okursanız İç Tüzük 34'ün birinci fıkrasını, Divan olarak buradaki Başkanlık Divanı olarak bu yetkiyi size veriyor. O açıdan yani "Bize geliyor hepsi, biz burada bir şey yapamıyoruz." Bu bir savunma değildir.

Yani son olarak bir hususu daha belirteyim: Burada gene aynı şeyi söyledik, "Alt komisyon kurulsun." derken de muradımız oydu. Yani "Konu ayrıntılı tartışılsın, konuyla ilgili meslek odalarından, sivil toplum örgütlerinden sendikalardan fikir alınsın, görüş alınsın."dı, buydu. Bakın, şimdi burada da bu konuyla ilgili, sağlıkla ilgili meslek odaları, sendikalar burada yok. Yani böyle bir görüşme olmaz. Biz bunu daha öncesinde de söyledik. Eğer böyle geliyorsa, tek tek maddeler kimi ilgilendiriyorsa onların hepsine davet çıkarılması gerekirdi. O yüzden, onlar dinlenmeden bu maddeyi görüşmeyelim, bu madde oylanmasın. Geldikten sonra, gerekli bilgileri arkadaşlar bize sunsun, ondan sonra devam edelim Sayın Başkan. Talebimiz budur, doğru olan da budur.