Komisyon üyemiz ve imza sahiplerinden önce kısa bir söz istedi Levent Bülbül Bey, konuşmadı; sonra Sayın Bülent Tezcan, size söz vereceğim.

Sayın Feti Yıldız Başkanımız söyleyince, kısa bir hatıramı kayıtlara geçsin diye anlatayım; sabahleyin anlatmıştım arkadaşların bir kısmına: 1992 yılında avukatlık stajı yapıyorum, ofisimize Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının mübaşiri gelmişti, "Yaklaşık otuz dokuz yıldır ben Yargıtayda mübaşirlik yapıyorum." dedi. Konuştuk, biraz konuştuktan sonra "Ben Yassıada'nın mübaşiriydim." dedi. Tabii "Yassıada'nın mübaşiriydim." deyince benim gözlerim fal taşı gibi açıldı. "Ne oldu Yassıada'da, biraz anlatın?" dedim. Biraz anlattırdık, oradaki acı olayların bir kısmını dinledim. En son, idamda hazır olanlardan birisiymiş. Dedim ki: "Sizi kameraya alalım, bu hatıralarınızı kaydedelim ve tarihe not düşelim." Korkusundan dedi ki: "Hayır, böyle bir şey yapamam ben." Ve kabul etmedi; o önemli hatıraları maalesef kaydedemedik, bu acı bir durumdur.