AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Birkaç şeyi düzeltmek gerekiyor.

Birincisi, ben hangi dönemlere ait olduğunu söyledim zaten, anlattığım işlerin ağırlıklı bir kısmının Ankara Anakent Belediyesinin yönetiminde olduğunu ben de biliyorum, zaten raporlar da, tespitler de söylüyor. Genel Müdür bu konudaki çabalarını anlattı, bu çabalarını takdir ediyoruz. Sizinle alakalı, sizden sonraki dönemin sadece özelleştirme süreci kısmına çok net eleştirilerimiz oldu.

Birkaç şeyi düzeltelim. Şimdi, Baymina'nın hatlarının devredilmesi meselesi.

Şimdi, iki tip doğal gaz hattı var. Bir ana iletim hatları, bir de dağıtım hatları. Normalde Doğalgaz Piyasası Kanunu'na göre iletim hatlarının BOTAŞ'ta olması gerekiyordu. Bu iyi bir şeydi, çünkü BOTAŞ devlet şirketi olduğu için, o en kârlı hatların BOTAŞ'ta kalması gerekiyordu, ama detayına girmeyeyim...

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - TEİAŞ'la TEDAŞ...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Evet, benziyor.

Şöyle bir şey, doğal gaz dağıtım hatları özelleştirildi, ama sonra iletim hatları doğal gaz özelleştirmelerinin içine sokuldu.

BAŞKENT DOĞALGAZ DAĞITIM AŞ GENEL MÜDÜR VEKİLİ İBRAHİM HALİL KIRŞAN - Mücavir alan sınırları içerisinde olduğu zaman iletim hattı olmuyor Sayın Milletvekilim, dağıtım hattı oluyor, yani o ayrıntı...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şimdi, onu da düzelteyim. Bakın, bu basınçla alakalı bir şey; yüksek basınçlı hatlar iletim hatları olarak kabul edilip, BOTAŞ'ta olması gerekirken... Bu sizinle alakalı değil...

BAŞKENT DOĞALGAZ DAĞITIM AŞ GENEL MÜDÜR VEKİLİ İBRAHİM HALİL KIRŞAN - Sayın Milletvekilim, affedersiniz, EPDK'dan arkadaşlar var, mücavir alan sınırları içerisinde olduğu zaman, o bahsettiğiniz dağıtım hatlarını ve iletim hatlarını biz almasaydık, orada bir kaza olduğunda direkt dağıtım şirketi sorumluluk altında. EPDK'daki arkadaşlar daha iyi fikir verirler.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Peki, ben anlatayım o zaman, söyleyecek mi EPDK'daki arkadaşlar?

BAŞKAN - Aykut Bey, siz sorularınızı sorun, cevaplarımızı alalım.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bununla ilgili ek bir açıklama yapmak istediler de.