| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Erzurum Milletvekili İbrahim AYDEMİR ve Manisa Milletvekili Uğur AYDEMİR ile 63 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 10 .06.2020 |
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Şimdi, bu 1'inci maddedeki düzenlemeyle ilgili olarak... Ekonomik aktivitenin nihai amacı toplumun ihtiyaç duyduğu mal ve hizmetlerin en kaliteli ve en ucuz şekilde topluma sunulmasıdır. Dolayısıyla bunu yaparken de en ucuz ve en kalitelinin yapılması için ortada bir rekabetin olması lazım. Bu rekabet de kamuyla özel sektör arasında olabileceği gibi özel sektörün kendi ürünleri arasında da olabilir. Dolayısıyla şu an bu maddedeki düzenleme, kamunun kendi kurumları arasında bir dengesizlik var, bu dengesizliği düzeltmek için bir istisna getiriyor, bu açıdan olumlu gibi görünüyor. Ama kamuya sürekli istisna, istisna, istisna getirerek rekabet ortadan kalkmış gibi bir durum ortaya çıkıyor ve dolayısıyla biz acaba bu düzenlemeler sonucunda ihtiyaç duyduğumuz mal ve hizmetleri gerçekten en kaliteli ve en ucuz şekilde elde edebiliyor muyuz? Bence bütün bunların hepsi yanlış, burası da yanlış, Kamu İhale Kanunu'nda yapılan istisnaların tamamı yanlış, Türkiye Varlık Fonu'yla ilgili verilen bütün istisnaların hepsi yanlış. Yani ortada rekabet diye bir şey yok. Hocam dün bana birkaç tane grafik gösterdi, yani Türkiye'de konsantrasyon ve oradan da hareketle, o konsantrasyonun yarattığı gerek büyük sermaye gerekse küçük sermaye, KOBİ'ler arasındaki sermayenin getirisi ve dolayısıyla üretimde ortaya çıkan maliyet unsurları acayip şekilde artmış vaziyette. Yani biz şeyi sıfırlamışız neredeyse bu grafikte.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Hocam bu grafikleri bize göstermiyor.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Ben göstereyim size.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Evet, dolayısıyla 1'inci maddedeki düzenleme kendi içinde bir adalet gibi görünse de makropolitikalar açısından son derece yanlış ve dolayısıyla da yanlışı sürdürmeye devam ediyoruz.