KOMİSYON KONUŞMASI

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Teşekkür ediyorum.

Ben de şöyle başlamak istiyorum Sayın Genel Müdür, Sayın Başkan, şimdi, 31 Aralık 2018 itibarıyla konsolide finansman tablosuna baktığımızda Türkiye Cumhuriyeti Hazinesinin varlıkları Türkiye Varlık Fonu adı altında toplanıyor. 1,2 trilyonluk bir aktifle 207 milyar TL'lik bir öz kaynakla 17 milyar TL'lik bir net kâr elde ediliyor. Bu ne ifade ediyor? Benim için hiçbir anlamı yok bunun. İyi mi diyeyim buna, kötü mü diyeyim, doğru mu diyeyim, yanlış mı diyeyim? Bunun "benchmark"ı nedir? Neyle kıyaslayacağım ben bunu? Eğer bu üzerinden net kâr elde edilen Türkiye Cumhuriyeti'nin varlıkları BOTAŞ'ı, Türk Hava Yolları, Ziraat Bankası, Halk Bankası, PTT'si vesairesi Türkiye Cumhuriyeti Hazinesinin elinde olsaydı ve eski yönetimlerine devam etselerdi bundan daha mı az kâr edeceklerdi yoksa daha fazla mı kâr edeceklerdi? Fonun buradaki net katkısı nedir, yarattığı katma değer nedir? Bunun hiçbir anlamı yok. 17 milyar, 37 milyar da olabilirdi, 80 milyar da olabilirdi.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Ama bildiğim kadarıyla Sayın Yılmaz...

İlk kez konsolide ediliyor değil mi Zafer Bey yani daha önce böyle bir konsolidasyon yapılmadı, ilk kez yapıyorlar. Dolayısıyla...

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Dolayısıyla bunun da bir anlamı yok. Eğer bunlar dışarıda kalsaydı Türkiye Cumhuriyeti'nin Hazinesine, bütçesine gelir kaydedilecekti. Şu anda sunumunuzda söylediğiniz madencilikle vesaireyle ilgili olarak yaptıklarınızın hangisini Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi yapamadı da siz yaptınız? Yani onlar bunu beceremiyorlar mıydı, yapamadılar mı? Eğer bu net kâr üzerinden siz bunu yapmasaydınız ve başka bir net kâr olsaydı veyahut şöyle sorayım soruyu: 17,1 milyar net kârı siz yaptınız ki yabancı yatırımcı: "A, Türkiye'de varlıklar vesaireler iyi yönetildi dolayısıyla Türkiye katma değeri yüksek işler yapıyor, onun için de Türkiye'nin dışarıdaki risk primi azaldı." Ya bu kâr olmasaydı Türkiye'nin risk primi 650 mi olacaktı veyahut bu kâr düşük olduğu için, onun için mi 600? Yani bunun ölçüsü nedir? Lütfen söyleyin, hangi işi Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi yapamadı da -o verdiğiniz örneklerden- Fon bunu yapabilir hâle geldi? Dışarıdan borçlanmışsınız, borçlandığınız fonu da kaynak olarak kullanmışsınız, Hazine garantisi almışsınız oradan. Yani olmasaydı, siz bunu yapmasaydınız, Hazine kendisi borçlansaydı daha yüksekten mi borçlanacaktı? Veyahut sizin aldığınız bu borçlar Türkiye Cumhuriyeti Hazinesinin dış borcunun içerisine garanti olarak belki giriyor ama "contingent liability" olarak borcun içerisine girmiyor, dış borcun millî gelir oranı düşük gösteriliyor. Bütün bu faaliyetler sonucunda sizin yüklendiğiniz yükümlülükleri normal bir Sayıştay raporu çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti Hazinesinin hanesine yazsaydık Türkiye'nin dış borcu ne olacaktı? Veyahut buradan hareketle Türkiye'nin risk primi ne olacaktı? Bu konuda bize bilgi verebilir misiniz? Başka sorulacak çok soru var da... İstanbul Finans Merkeziyle ilgili olarak -arkadaşım söyledi- ben olaya biraz daha farklı bir yönden bakmak istiyorum. Ben sizin buraya koyduğunuz şu inşaat resminin yerine şunları koymanızı isterdim: İstanbul finans merkezi olmaya yöneldikten sonra operasyon merkezini İstanbul'a taşıyan şirket sayısı bir iki yıl önceye göre şuradan şuraya geldi. İstanbul'un, Türkiye'nin dünya döviz piyasasından aldığı pay şuradan şuraya geldi. Türk lirası üzerinden ihraç edilen tahvil ve bononun hacmi şuradan şuraya geldi. Ben bu grafiği görmek isterdim burada. Bu bir İstanbul Finans Merkezi Projesi değil, bu bir İstanbul inşaat projesi bu başka hiçbir şey değil bu. Burada finans diye bir şey söz konusu değil. Siz şuna inanıyor musunuz? Kendi parasına itibar etmeyen bir ülke, ülkesinde herhangi bir yere finans merkezi yapabilir mi? Eğer sizin amacınız İstanbul'u dolar merkezi yapmaksa bu gayet uygun bir şey. Kamu özel işbirliği çerçevesinde yapılan sözleşmelerin içeriğini bilmiyoruz, hepsi dolar üzerinden, Türk lirasını biz sistemimizden kovduk, bankacılık sistemimizdeki toplam mevduatın yüzde 50'sinden fazlası yabancının parası ve biz bütün işlemlerimizi, yatırımlarımızı dolar üzerinden yapıyoruz. Hangi mantıkla İstanbul finans merkezi olacak, kendi parasına itibar etmeyen, kendi parasını ekonomisinden kovan, enflasyonu kontrol altına almayan bir ülkenin finans merkezi olması mümkün mü? Siz bunun neresindesiniz? Ben de arkadaşımın dediği gibi bu işe tamamen karşıyım, günün birinde Allah bize iktidar olmayı nasip ederse ilk yapacağımız iş bunu kapatmak. Fakat, şunu söyleyeyim siz şu an bir "profit" merkezi değilsiniz, siz şu anda bir "loss" merkezisiniz, sadece maaş alıyorsunuz.

Onun dışında, Türk ekonomisine kattığınız gerçek katma değer nedir? Madencilikle ilgili olarak 40 tona yakın altın çıkardınız, doğru. Şu anda 1.650 dolar onstan hareket ettiğinizde toplam altının değeri 2,1 milyar dolar ediyor acaba şu fayda maliyet analizini yaptınız mı? 40 milyar ton altının karşılığı 2,1 milyar dolarlık varlığı elde edebilmek için önümüzdeki elli yılda, yüz yılda Türkiye'nin geleceğine nasıl zarar verdiniz? Suya, havaya, doğaya; Ordu'da, Giresun'da, Çanakkale'de vesairede tahrip ettiklerimizin bir hesabı kitabı var mı? Elbette altın çıkarılsın bir şey dediğimiz yok ama nasıl çıkarılıyor? Bunların fayda maliyet analizleri var mı? Yok. Siz bize bir rakam veriyorsunuz ama "benchmark" vermiyorsunuz, ben bunu neye göre kıyaslayacağım ve neye göre iyi, kötü veya yanlış diyeceğim?

Teşekkür ediyorum.