| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Tokat Milletvekili Özlem Zengin ile 128 Milletvekilinin; Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 03 .06.2020 |
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan, değerli komisyon üyeleri, değerli katılımcılar; önce herkesi saygıyla selamlıyorum.
Aslında ben geneli üzerinde söz istemiştim ama Sayın Başkan Genel Kurula gidince araya denk geldik, o yüzden izniniz olursa hoşgörünüze sığınarak birkaç şey söylemek istiyorum biraz kanunun geneliyle ilgili.
Şimdi biz avukatlık yaparken hep şöyle bakardık: Yasalar yapılırdı, incelerdik ve "Yasa yapıcılar neden uygulamadan kopuk bir şekilde hazırlıyorlar bu yasaları?" diye düşünür ve sorgulardık. Çünkü hakikaten burada yaptığımız yasalar çoğu zaman uygulamada ya karşılık bulmuyor ya yetersiz kalıyor ve sonra dönüp dolaşıp birkaç yıl içerisinde, çok kısa zamanlar içerisinde tekrar bu yasaları değiştirmek zorunda kalıyoruz. Bunu burada kısa zaman içerisinde dahi defalarca yaşadık. O yüzden günü aşan, uzun vadede uygulanabilir, daha objektif, daha uygulamadan gelen ve ölçülüp biçilmiş bir şekilde herkesin görüşünü alarak yasa yapmak çok daha doğru olacaktır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunuyla ilgili olarak ben de bu pratikten gelmiş biri olarak avukat arkadaşlarıma sordum bu teklifle ilgili uygulamada karşılaştıkları sorunları ve neler yapılabileceğini, eleştirilerini, önerilerini. Tabii bir sorup bin ah işittik. Öncelikle şunu belirteyim: Şimdi hakikaten çok köklü bir şekilde ciddi değişikliklerin yapılması gerekiyor ve bekleniyor. Bunu biz Meclisteki hukukçu milletvekilleri de çok yoğun bir şekilde bazı taleplerle karşılaştığımızda görüyoruz, her birimiz avukatlık yaparken de görüyorduk. Yani bize bugün gelen taleplerin birçoğu şöyle: "Vekilim, benim Yargıtayda şu dosyam var, şu kadar yıldır bekliyor, işte bunu öne aldırabilir misiniz?" İnanılmaz sayıda böyle talepler geliyor. Haklılar da insanlar da adalet bekliyorlar; işte, kiminin taşınmaz, kiminin işçi alacağı, kiminin iş kazasından kaynaklı alacakları vesaire; zor durumdalar, mağdurlar ve yıllarca dosyalarının bitmesini, adaletin tecelli etmesini, haklarına kavuşmayı bekliyorlar. Bu süreci hızlandırmak için, belirtildiği üzere, bölge adliye mahkemeleri kuruldu. Fakat uygulamaya baktığımızda bölge adliye mahkemelerinin süreci kısaltmak yerine tam tersine dosyaların uzamasına sebebiyet verdiği görüldü. Hedef süreler kadük kaldı, aşıldı. O yüzden şöyle öneriler var yani deniyor ki şimdi yirmi sene önce evet belki iş yükü de o zaman azdı: "İş kazalarına bakan 21. Hukuk Dairesinden bir ayda dönüyordu o dosyalar ama şimdi, bir yıl bölge adliye mahkemesinde, iki üç yıl Yargıtayda bekliyor ve mağdur olan işçiler bu süre nedeniyle de geciktiği için adalet adalet olmaktan çıkıyor." diyorlar. Bununla ilgili şöyle öneriler var avukat arkadaşlardan: "En azından BAM'da iş kazalarıyla ilgili belki özel daire kurulabilir veya temyiz sınırının üstündeki dosyalar bölge adliye mahkemesine gitmek yerine doğrudan Yargıtaya gidebilir hem dosyalar bölünmüş olur hem de süre açısından ekstradan bir zaman kaybı olmaz." deniyor.
Tabii, 18'inci maddeyle ilgili, meslektaşlarımızın çok ciddi karşı çıkışları var, eleştirileri var çok haklı olarak; biz de bunu destekliyoruz. Şöyle ki: Örneğin, bazen bazı dosyalarda bir şekilde bir sorun çıkma ihtimali olduğunda, özellikle avukat arkadaşlarımızın da baronun mesleki müdahale komisyonundan ya da avukat hakları merkezlerinden talepleri oluyor ve baro temsilcileri bazı dosyaları takip ederek gerektiğinde tutanak tutmak durumunda kalıyorlar yani baronun bir görevi de meslektaşlarının haklarını korumaktır. Onların mesleğini yerine getirebilmesi için barolar aynı zamanda bu konuda da görev yapıyorlar. Bu madde bu açıdan da çok sakıncalı olup baroların da görevlerini yerine getirmesini engelleyeceği gibi -daha önce belirtilen eleştirilere de katılıyoruz- duruşmaların aleniliği ilkesine aykırı.
Tabii, baştan söylemeliydim belki, şunu da belirteyim: Genel olarak, birçok maddesiyle ilgili olumlu değişiklikler var, onları destekliyoruz.
Yine, bilirkişilerden kaynaklanan davaların uzamasıyla ilgili sorunlar var. Yani onunla ilgili bir çözüm üretilmesi gerekiyor ve şöyle öneriler var: Taraf vekillerine bilirkişi bölge kuruluna başvuru konusunda bir yetki verilebilir yani bilirkişilerin hem süre yönünden dosyalara raporlarını sunması konusunda sıkıntılar olabiliyor veya içeriğiyle ilgili. Bu anlamda taraf vekillerine de bu konuda bir denetim yetkisi verilmesi, sürecin hızlanması, yargılamanın hızlanması konusunda önemli olabilir, etkili olabilir.
Kısaca, meslektaşlar, avukat arkadaşlar, uygulayıcılar -öyle diyelim- bilirkişi raporlarının sunulmasından tutun, hâkimlerin izin, tayin, mazeret gibi sebepleriyle dosyaların uzamasına kadar, gerekçeli kararların yazılması gibi birçok konuda davaları uzatan, yargılamayı uzatan, işte bölge adliye mahkemesi, üstünde tekrar Yargıtay, bozma, geri dönme, tekrar... Yani "1 dosya, 1 avukatın ömrünü tamamlamasını sağlıyor." diyorlar ve çok köklü yaptırımı da olan düzenlemeler gerektiği belirtiliyor. Tabii, bunun için de uygulamadan kopuk bir şekilde değil, doğrudan uygulayıcıları dinleyerek bu mevzuatı hazırlamak gerekiyor diye belirtelim.
Genel olarak, teknik olarak bunları söylemek istedim. Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı, genel olarak adalete olan güven, hukuk devleti ilkelerinin yok edilmiş olmasıyla ilgili daha önce hem arkadaşlarımın hem Komisyon sözcümüzün söylediklerine katılıyorum ve Komisyonunuzu da selamlıyorum.
Teşekkürler.