KOMİSYON KONUŞMASI

İSMET UÇMA (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkanım.

Doğrusu, ifade etmeye çalıştıklarımın doğru anlaşılmadığını anladım açıklamalardan. Bir iki hususu tebeyyün ettirmek istiyorum.

Biz kimsenin farklı yorumlar yapmasına falan karşı değiliz. Mesela "Levlake levlak, lema halaktül eflak" sizin yayınlarınızda mevcuttur. Bu Allah'a bühtandır, iftiradır. Peygamber'imize yönelik "Sen olmasaydın âlemleri yaratmazdım." diye bir hadis değil mi? Şimdi, Allah bir şeye "Ol." dediği zaman hemen oluveriyor, öyle değil mi? Yani, bir şeye "Ol." derse hemen oluveriyor.

Bir insanı elçi olarak yeryüzüne göndereceği zaman başka elçiler de var. "La nüferriku beyne ehadin min rusülih." diyor, "Biz peygamberler arasında ayrım gözetmeyiz." diyor. Bu, peygamber milliyetçiliği için uydurulmuş bir hadistir, bunu bilmeniz gerekiyor.

Bir başkası: Kur'an kendisini "müfessir" olarak tanımlıyor, siz hâlâ "tefsir" diyorsunuz. Bu galat olarak tarih boyunca kullanılmış bir şeydir ama Diyanetin buna bir açıklık getirmesi gerekiyor. Kur'an kendi kendinin en iyi tefsiridir çünkü ayettir bu, Kur'an'ın müfessir olduğu hususu.

Bir başkası kitap konusu. Ben size İncillere itiraz ediyor toplum, siz de Kur'an dağıtın dedim, yoksa Diyanet İşlerinin mesela diyelim ki... Kur'an diyorum, dikkat edin, başka kitaplarınız da var çünkü bir sürü yanlış bilgi de çıkabilir, o itibarla söylüyorum ama herkesin bilgisi kendine ait, kanaati odur. Yani, Diyanet İşleri Başkanlığı heyet hâlinde yaptığı bir meali -ki onda da kuşkusuz, herkesin yaptığında eksiklikler olacaktır- bürolarına koyabilir, isteyen gidip alabilir, müftülüğü ziyaret eden insan alabilir, Kur'an kursunu ziyaret eden alabilir yani çeşitli odaklara... Yoksa nasıl anladınız onu ben de hayret ettim doğrusu, benim söylediğim o değildi.

Dolayısıyla, mesela Diyanet şöyle bir noktaya gelebilir: "Tabii ki canım, falan hoca efendi şöyle dedi." deyip ona karşı çıkacak değil. Ama şunu yapacak: Benim toplumumda din ve dine dair hayata ilişkin bir problem varsa insan önce Diyanete güvenecek. Güvenmiyorlar size, niye? Gidiyor, cahil bir adamın, bir şeyhin peşinde koşuyor. Sana güvenmiyor, niye? İndiniz mi bunların sebeplerinin altına? Yani, bu toplumda din ve dine dair bir müşkülat olduğunda benim insanımın size koşması gerekiyor, size sorması gerekiyor. Sizin dışınızda arayışlar... Ama siz "Bizim dışımızdaki arayışları engelleyelim, diğer hocaları engelleyelim..." Nereden çıkardınız bunu, anlayamadım yani. "Böyle bir yetkimiz yok." diyorsunuz, tabii olamaz canım. Yani, o insan haklarına aykırı her şeyden önce, nasıl olabilir öyle bir yetkiniz.

Ama şunu demek istiyorum: Siz o kadar mukni, ikna edici, o kadar sahici şeyler ortaya koymalısınız ki toplumda birisinin din ve dine dair hususlarda bir sorunu olduğunda falan cahil adamın peşine gitmemeli ya da onu aramamalı çünkü onu yanlışa sevk ediyor. Sizi aramalı. "Niye bu güveni toplumda tesis edemiyorsunuz?" Sorduğum buydu aslında. Bu kadar açık sormak istemezdim, incitir çünkü. Yani, bu güveni niye kuramadın? Bu anlamda söylüyorum yani "Mahkeme duvarı gibi soğuk mu kaldın topluma, yoksa senin dinî söylemlerin de sorunlu mu? Yani, kurumsal olarak bir sorun yaşıyor musun?" anlamında ifade ettiğim şeylerdi.

Bu itibarla, Hocam, bunların düzeltilmesini talep ediyorum. Yani, anlattığınız hususlar benim maksadım olan hususlar değil.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.