KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana bir kamu mali yönetim ve kontrol sistemi vardır. Bu sistem Osmanlı'da da vardı. Cumhuriyet bunu aldı daha kurumsallaştırdı, devam ettirdi. 1927 yılında yürürlüğe giren 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanunu, 5018 sayılı Kamu Malî Yönetim Ve Kontrol Kanunu yürürlüğe girene kadar yürürlükte kaldı. 5018 sayılı Kanun da 2003 yılı Aralık ayında Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul edildi ve tüm maddeleri itibarıyla da -yanlış hatırlamıyorsam- 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. Türkiye, Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana bir çok problem yaşadı; yangınlar oldu, deprem oldu, sel oldu, doğal afetler oldu. 1999 Gölcük merkezli depremi gayet iyi hatırlarım, Maliye Bakanlığında görevdeydim. Vergi daireleri de bilgisayara geçmişti, Gelirler Genel Müdürüydüm. O zaman dahi ihtiyaç duyulmayan böyle bir kanuni düzenlemeye neden ihtiyaç duyuluyor? Yani deprem olursa, sel olursa, salgın hastalık olursa Maliye Bakanlığı verilerini nasıl toplayacağını kendisi belirleyemiyor mu? Bunun için bir kanuna mı ihtiyaç duyuyor? Ne ilgisi var? Yani, bunun birinci fıkrasının ben hiçbir mantığını görmüyorum. Bu olsa olsa, bu işi bilmeyen kişiler tarafından kaleme alınmış bir madde olabilir. İkinci fıkra olabilir, kişilerin sorumluluğu vesaire bu sorumluluğun olmaması için bir fıkraya ihtiyaç duyulmuş olabilir ama birinci fıkraya kesinlikle ihtiyaç yok.

Şimdi, deprem olursa arkadaşlar Maliye Bakanlığı böyle bir yetki maddesi yoksa veri toplayamayacak mı kendi birimlerinden? Deprem oldu, bilişim altyapısı çalışmadı. Bir genelge yayınlayıp "Bunları bana manuel gönderin." diyemez mi Maliye Bakanlığı? Yasama organını bu kadar gereksiz yere meşgul etmeyin lütfen.