| Komisyon Adı | : | (10 / 124, 226, 320, 321, 336, 601, 637, 958, 1055, 1126, 1127, 1128, 1129, 1130, 1131, 1132, 1133, 1134, 1135, 1136, 1137, 1138, 1139, 1140, 1141, 1142, 1143, 1144, 1145, 1146, 1147, 1148) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 28 .01.2015 |
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Ben de Sedide Hanıma -umarım doğru söylemişimdir- hoş geldiniz diyorum. Çok teşekkür ediyorum sunumunuz için.
Ben bu sunumunuzdaki şu cümleye takıldım: "Toplumumuzu aile hakkında farklı açılardan bilgilendirmek amacıyla kaleme alınmış 11 kitapçıktan oluşan Ailem serisinde Ailemden merhamet istiyorum kitapçığı kadına ve çocuğa yönelik şiddete ayrılmıştır." diye bir cümle var.
Şimdi, merhamet deyince yani merhamet çok büyük bir felakete uğramış, büyük ıstıraplar çekmiş, acılar çekmiş insanların ıstırabını paylaşma niteliğinde kullandığımız bir kelime. Aslında tam da hani bizim de karşı geldiğimiz bu geleneksel, kadını zayıf gösteren, korunması gereken, merhamet edilmesi gereken bir varlık olarak gösteren cinsiyetçi yaklaşımın tam da ifadeleri gibi yani siz de bunu kurumsal bir şekilde, kitapçıklar şeklinde bu eğitimleri veriyorsunuz. Yani bu bakış açısı bence doğru değil. Hani bu konuda siz ne düşünüyorsunuz, ne yaptınız, bilmiyorum ama kadının eksik, zayıf, güçsüz; erkeğin yöneten, merhamet eden, güçlü. İşte, hep de bunun üzerinde zaten hani sabahtan beri konuşuyoruz, bu algıyı yıkmaya çalışırken siz bu tercihinizi neden merhamet istiyorumdan yana kullandınız. Bu birinci sorum.
İkinci olarak da şimdi Binnaz Hocam da söyledi. Ben doğrunun, yanlışların kimler tarafından ifade edildiğinin çok önemli olmadığını düşünüyorum. Önemli olan doğrunun doğru, yanlışın yanlış olması ya da kimsenin günah işleme özgürlüğü yok. Yani İslam'da insanlık ve Allah'a kulluk bakımından kadın ile erkek arasında bir fark yok. Sorumlulukların, hakların, vazifelerin olduğu gibi. İşte, kadın olmak, hak ehliyeti ya da fiil ehliyetini daraltan bir sebep de değil. Şimdi, bir sürü, siz de hadislerden bahsettiniz "Bunlar uydurma." dediniz. Bunlardan birkaçı da var. İşte "Ey kadınlar topluluğu, sadaka veriniz ve çok istiğfar ediniz çünkü ben cehennem halkının çoğunun sizler olduğunu gördüm." gibi ya da kadınların çoğunun cehennemlik olduğunu iddia eden hadislerin yanında. İşte, kadınların cennete gitmesinin kocasını memnun etmesiyle ilintili olduğuna dair hadisler. "Kadınların hayırlısı, erkeklerin yaramazlıklarına, kötü huylarına sabredendir. Bu sabır onların cennete girmesine sebeptir." Tamam, biz bunlara uydurma diyoruz, öyle de. Yani Kur'an'da gerçekten buna dair bir tek hadis yok, herhangi bir şey yok. Yani bunu hepimiz samimiyetle ifade ediyoruz buralarda ama şimdi şöyle de bir gerçek var: Bakın, 2013'te bir gazetede... Diyanet İşleri Başkanlığının tüm camilerde okunan hutbelerde "Peygamber hadisidir." denilerek şunlar söyleniyor: "Sebepsiz boşanan kadınlara cennet kokusu haram. Kadını kocasına karşı kışkırtan bizden değildir." deniyor ya da gene Sayın Görmez'in bu Birleşmiş Milletler projesinde din adamlarının eğitilmesini öngören projenin protokol imza töreninde "Kadınlara karşı şiddetle uğraşacağınıza önce insanlığa karşı cinayetleri önleyin. İnsanlığa karşı cinayetleri önleyemeyen kurumlar, kuruluşlar toplumların kadına karşı şiddeti, insan haklarını, aile içi şiddeti ve benzeri konuları nasıl önleyecekler?"
Böyle söylemler var. Bunun yanında sizler de ifade ettiniz. İşte, bazı vakıf kurucularının söylemi var. Nurettin Yıldız'ın olduğu, Tuğrul İnançer'in olduğu. Bu söylemleri böyle güçlü bir şekilde, hep beraber, topyekûn çıkıp "Bunlar yoktur. Bizim dinimizde bunlar olamaz." ben denildiğini görmedim. Yani Sayın İsmet Bey şimdi dile getirdi birkaç cümleyle ama ben bunu başka yerde hiçbir zaman duymadım. Tam tersi, bunun aksini iddia eden beyanları çoğu yerde hutbelerde, camilerde, kurslarda bizatihi Diyanet İşleri Başkanlığının yönettiği, dâhil olduğu organizasyonlarda, kendisinin gerçekleştirdiği organizasyonlarda bunları görüyoruz.
Sıkıntı burada yani sıkıntı sizin samimiyetinizde. Bunu topyekûn reddetmek lazım, güçlü perdeden bu tarz söylemlere asla izin vermemek lazım ama siz bile gördüğüm kadarıyla ailede kadına merhameti istiyorsunuz. Kimden istiyorsunuz? Eşten istiyorsunuz. Allah merhamet eder. Yani, bir kulun bir kula merhameti kabul edilebilir bir şey değil. Bu çok yanlış bir bakış açısı çünkü Kur'an'da da zaten üstünlük erkek ya da kadın olmaya göre değil, Allah'a yakın olmaya, dini uygulamadaki titizliğinize bağlı. Yani cinsiyet farkıyla bunu nasıl sağlayacaksınız? Bunu nasıl iddia edeceksiniz?
Dolayısıyla bunları da merak ediyorum. Teşekkür ediyorum.