| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 27 .01.2015 |
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, Bakanlığın değerli temsilcileri, değişik bakanlıklardan gelen bürokrat arkadaşlar; bu torba kanun tartışmalarında bir usul dalgası gidiyor. Hakikaten ben bazen AK PARTİ Hükûmetini anlamakta çok zorluk yaşıyorum. Bir bakıyorsunuz özelleştirmeyi sonuna kadar savunuyor -şehir hastaneleri denildi, özel hastaneler denildi, sağlıkta özelleştirme denildi, ticaret denildi birçok şey yapıldı- fakat kamudan elinizi de çekmiyorsunuz maşallah yani ama kamuyu da yönetmek istiyorsunuz yani. Ara istasyon mu yapacaksınız, ne yapacaksınız da iktidarların da ömrü vardır beşer gibi, insan gibi. Bakın, sizin doğduğunuz topraklarda Syriza neler yaptı? Syriza'nın yaşı kaç ki?
MUSA ÇAM (İzmir) - 40.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yok, hayır, 40 değil.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Başkanının yaşı 40.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Liderin, başbakanın yaşı 40. Siyasi partinin yaşı kaç?
MUSA ÇAM (İzmir) - 2009.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - 2002'de Sayın Baykal, CHP, eğer Sayın Erdoğan'a, şimdi Cumhurbaşkanına bir istisna uygulayıp 2002 ara seçimlerinde "Bu geçici Anayasa maddesi uygulanmaz." diye bir kıyak geçmeseydi bugün AK PARTİ'nin olup olmayacağı, iktidar olup olmayacağı da belirsizdi.
Bir yandan bakıyoruz inşaat sektöründe komünistler gibi devletçisiniz. TOKİ'ye bakın -maşallah- binlerce konut yapıyor, TOKİ Başbakana bağlı. En çok verginin kaçtığı, en çok yatırımın yapıldığı, en çok suistimalin yapıldığı, en çok deprem, şehirleşme, kentsel dönüşüm, çevre felaketleri, İstanbul'un silüeti... Bakıyorsunuz burada sanki Moskova'daki bir iktidar uyguluyor. İnsan şaşırıyor tabii, bir taraftan geliyorsunuz devletin güvenlik hassasiyeti olan bütün kurumları özelleştirip teker teker satıyorsunuz. TELEKOM'dan önce TÜPRAŞ'ı, enerjiyi, TELEKOM'u, arkasından bilmem bilmem ne.
Şimdi, geldik burada yani 2015'te seçim var Sayın Bakan, aceleniz ne? Yahu hakikaten acelesi var mı?
HÜSEYİN ŞAHİN (Bursa) - Yeni seneye yetişsin diye.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Yani yeni gelecek kabine, yeni gelecek milletvekilleri bu işi yapsa olmaz mı, zaten şubatın sonuna kadar Meclis açık.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Bakan bir yere gitmiyor.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hayır, Sayın Bakanın tabii üç dönemi dolmadı, biliyorum, farkındayım yalnız şunu anlatmak istiyorum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Seçilip seçilmeyeceğinin garantisi yok.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bu torbanın dışında iki torba daha var Sayın Bakan, 2015 seçimlerine bu yetişmez.
Şimdi, burada geçen Sayın Cevdet Yılmaz'ı göndermişlerdi "Sizi kurban mı seçtiler?" diye sordum. Şimdi, hakikaten şu ana kadar bir usul tartışmasını, bu YÖK tartışmasını yapıyoruz, mütevelli heyetin tartışmasını yapıyoruz. Allah aşkına, vicdanınızın sesini dinleyin yani bu ülkede üniversitelerimiz bilimsel özerkliğine, özgürlüğüne ne zaman kavuşacak? Yani illa birilerinin, belli bir siyasi görüşün, belli bir partinin otoritesinde ve denetiminde olmak ve oradan iş yapmak zorunda mıdır? Yani bu ülkenin... Burada ekte kadrolar var, Sağlık Bakanlığının ayıracağı paralar var. Milletin parasını, yurttaşın parasını harcayacaksınız buraya. Peki, bu yurttaşın parasını harcarken, Allah aşkına samimi olarak bunu söylüyorum: Devlet hastanelerine, üniversitelerin olduğu araştırma binalarına gittiğiniz zaman o pislik, o rezalet, o iş yoğunluğu, o sağlıksız koşul, o mikrop kapma ortamı sizlerin hiçbirini rahatsız etmiyor mu?
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Eskidendi, artık kalmadı.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Şimdi, şimdi, siz hastanede ziyarete gitmiyorsunuz insanları o zaman.
BAŞKAN - Gidiyoruz, gidiyoruz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Tavsiye ederim, isterseniz beraber gidelim. Gelin, beraber gidelim, yok ya burası, Kızılay'ın orada Hacettepe, hepsine gidelim beraber. Gidelim, oradaki kullanılan araç gereçleri de görelim, orada kullanılan malzemeyi de görelim, o merdivenleri de görelim, o boyasız, sıvasız duvarları da görelim.
Arkadaşlar, şimdi ben işin esasına girmek istemiyorum, zaten Sayın Zozani burada bir şey söyledi: "Niye yoruyorsunuz birbirimizi, niye yoruyoruz arkadaşlar?" Kanunlar dairesi diye bir kurum var mı? Var. Anayasa Komisyonu diye bir yer var mı? Var. Bu ikisini çağırırsınız, bu Komisyon dinler. Bu Komisyon burada sonuç çıkaramıyorsa dersiniz "Biz alıştık, Anayasa'yı da, yasaları da, Anayasa Mahkemesi kararlarını da ihlal etmeye." Yaptığınız ilk hata değildir, bir şey demem ama şunun içinde sadece bu değil, sağlık bilimleri değil. Bakın, şimdi millî eğitim konusu var burada...
BAŞKAN - Yok.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Öbürlerini çıkardınız? Niye, ders, konferans ücretleri yok mu?
BAŞKAN - Ders ücreti var.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bir dakika yani şimdi eğer torbanın başka bir şeyi yani.
BAŞKAN - Atamayla ilgili diyorum.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Merdiven altı dershane düzenlemesi var, doğru.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bir dakika, bu Afrika'ya... Sayın Başkan, bir dakika...
BAŞKAN - Arkadaşlar, bir saniye.
Evet.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Afrika'ya okul açma sevdasıyla beraber eğitim ve YÖK'le ilgili bazı şeyler. Tabii, yeni anayasa 2015'te ve halkın iradesinde çıkacak Parlamento aritmetiği bunu belirleyecek.
İki şey var Sayın Bakan: Ya bizim gibi, Halkların Demokratik Partisi gibi partiler SYRIZA gibi gelir, bu YÖK'ü, darbe kurumlarının hepsini fesheder ya da siz devam ettirirsiniz. Bakın, yüzde 10 barajını ne kadar seviyorsunuz "İstikrar yaratıyor." diyorsunuz, bizce diktatör yaratıyor. Siz diyorsunuz "Demokrasi yaratıyor." o zaman güvenlik paketlerine niye ihtiyaç duyuyorsunuz? Sonra bazen sağlıktan, sosyalden, eğitimden bahsederken geliyorsunuz hayır kurumlarına... Ya, Kızılayı anladık, Yeşilayı anladık, ya Darüşşafakaya kastınız ne, zararlı bir kurum mu? Soruyorum yani yüz altmış yıllık bir kurumdan bahsediyoruz, zararlı mı arkadaşlar? Niye bunun içinde yok, bana onu anlatın.
AYDIN AĞAN AYAYDIN (İstanbul) - Uğur'un önergesi var, o da gelecek.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hayır, önerge mönergeden önce bir zihniyet olayını konuşalım arkadaşlar. Şimdi, bu ülkenin insanları yüz altmış yıllık Osmanlı döneminden gelen bir kurum, bu kurum, bir Kızılay, bir Yeşilay kadar vergiden muaf olamıyor.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Örnekleri daha da çoğaltabiliriz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayenizde, siz yasaları getirdiniz kardeşim, bakın, doksan yılında bile yararlanıyordu, sonra getirdiniz 2009'da kırptınız, kırptıktan sonra vergi matrahını yüzde 5'e indirdiniz, şimdi de dışına koyuyorsunuz. Yani yüz elli iki yıllık -yüz altmış, fazla söylemişim kusura bakmayın- Darüşşafakanın misyonu nedir sizce, sizce nedir?
BAŞKAN - Sayın Kaplan, o maddeye geldiğimizde tekrar görüşürüz.
Teşekkür ederim.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hayır, hayır, Türkiye Yeşilay Derneği vakıf üniversitesine tanınmış olan muafiyetleri konuşuyoruz Sayın Başkan, kusura bakmayın.
BAŞKAN - Hayır, daha konuşmuyoruz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hayır, genel değil, burada da Anayasa'ya aykırılık var.
BAŞKAN - Öyle mi?
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Burada İç Tüzük olarak Anayasa'ya aykırılık durumu var. Şimdi, bakın, sadece sağlık bilimleri değil, Anayasa'ya aykırılık konusunda.
BAŞKAN - Bu mantıkla her yasa Anayasa'ya aykırıdır yani.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Yok.
BAŞKAN - Çünkü her yasa özel bir düzenlemedir yani o alanda düzenlemedir.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, şimdi, irtifak hakları konusu, mülkiyet konusu, aranızda iki üç tane hukukçu vardır bu Komisyonda üye, elbette ki Anayasa'ya aykırı, siz eğer Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek 1 Protokol 1'inci maddedeki mülkiyet hakkının tarafıysanız bu şekilde bir düzenleme getiremezsiniz. Devletin malını istediğinize kırk dokuz yıllığına verin, istediğinize tapulayın, istediğinize verin. O zaman herkes iktidarın bitmesine altı ay kala ülkesini rahatlıkla başkasına tapulayabilir, bu kadar basit midir arkadaşlar? Bakın, bu Anayasa'ya aykırı. Türkiye'de Anayasa'nın 90'ıncı maddesi, uluslararası sözleşmeleri hüküm altına alıyor. Eğer siz bunu ilgili komisyona gönderseydiniz oradaki uzmanlar size bunu anlatırdı. Şimdi, burada Sağlık Bakanlığından veya önceleri görev yapmış arkadaşlarımız var, burada bununla ilgili tekliflerinin arkasında konuşuyorlar.
Şimdi, buradan yap-işlet-devret modeline geliyorsunuz, buradaki kamu yatırımlarıyla ilgili görevli şirketlerin üretim izni konusunda pat diye bir torba kanunla dünyayı değiştirmeye kalkıyorsunuz. Bakın, getirdiğiniz bu torba kanunda küçük bir düzenleme sadece Anayasa'yı değil, hem İç Tüzük'ü, hem birçok hükmü, birçok komisyonu etkiliyor.
Şimdi, İGDAŞ ve BOTAŞ'ın ferileri ve cezaları konusunu tık diye getirmişsiniz, "Silinir." diyorsunuz. Peki, İGDAŞ'la BOTAŞ enerji piyasası ortada, özelleştirdiniz, özelleştirdiniz ama peşini bırakmadınız, Enerji Bakanı şimdi tahsildar gibi, Hükûmet tahsildarlık görevini yapıyor özel şirketlere. Özel şirketlere verdiniz, özel şirketlerin alacağının tahsiliyle uğraşıyorsunuz. Bu, hangi anayasada var, hangi şirketlerde hükûmetler şirketlerin avukatlığını yapar, bana söyler misiniz? Hangi hükûmet, hangi bakan özelleştirdiği bir şirketin avukatlığını yaparak gidip kamudan veya özel kişiden para tahsilatı gibi düzenlemeleri yapabilir? Bu da Anayasa'ya aykırı yani bu maddeyle ilgili getirdiğiniz her şeye teker teker baktım.
Yine, Kızılay, Yeşilay derneğiyle ilgili getirdiğiniz kırk dokuz yıllık süreyle ilgili ayrımcılık diyeyim... Peki, kamuya yararlı dernek sayısını bize açar mısınız, Hükûmetiniz bize açar mı? Kamu spotunda TEMA Vakfı da var, TÜRGEV var mı bu vakfın içinde, yok mu onu da bir görelim yani bunun listesini bize verir misiniz? Şimdi, burada iki bakan, iki tane kuruma, üç tane kuruma ayrıcalık getiriyorsunuz, aynı konumda olan kurumlarda eşitlik kurallarına aykırı bir düzenleme getiriyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın Kaplan, lütfen toparlarsanız.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bitiriyorum zaten.
Şimdi, bakın, Konya'nın Bozkır Barajı'yla ilgili yapım konusunda bir sıkıntı var, daha önce de Artvin'le ilgili vardı.
BAŞKAN - Siz geneli üzerinde konuşuyorsunuz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Geneli üzerinde konuşmuyorum, ben Anayasa'ya aykırılıkları anlatıyorum.
BAŞKAN - Her maddede?
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Tabii, tabii.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Başkan, söylenenlerin hangisine itiraz ediyorsunuz?
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bu torbayı görüşmüyor muyuz?
BAŞKAN - Bu maddede de Anayasa'ya aykırılık mı iddia ediyorsunuz?
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Usul itirazıdır bu.
BAŞKAN - Hayır, Anayasa'ya aykırılık iddiası vardı 4'üncü maddeyle ilgili, onunla ilgili görüşleri alıyoruz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hayır, hayır, bütün maddelerde var. Hayır, ben her maddeyle ilgili...
BAŞKAN - Önergeniz öyle, yapmayın ya.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Şimdi, bakın, Bozkır Barajı'yla ilgili, daha önce Yusufeli'yle ilgili yapıldı. Peki, Ilısu Barajı var. Sadece Şırnak'a bağlı Güçlükonak'ta 15 tane köy haritadan silinecek, hem de 2014'te su tutuyor, 2015'te bunlar su altında kalacak, hiçbirinin evi yok, onunla ilgili bir düzenleme var mı? Yani, eşitlik, hukuk, hakkaniyet.
Şimdi, peki, bu "trampayla kamulaştırma" denen kural hangi anayasal kurala uygun? Anayasa'yı konuşuyoruz, Anayasa ihlali konuşuyoruz.
ADİL ZOZANİ (Hakkâri) - Sayın Bilgiç'in çalışmadığı yerlerden sorma yahu, o kadar ayrıntıya girme! Buraları çalışmamış, orası kesin!
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Peki, bu maden ruhsatlarıyla ilgili getirdiğiniz ayrımcılık nedir?
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Ne oldu, ruhsat harçlarının artırılmasıyla ilgili mi?
AYDIN AĞAN AYAYDIN (İstanbul) - Aşağıda kanun görüşülüyor, Maden Kanunu görüşülüyor.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Şimdi, bakın, ben Maden Araştırmaları Komisyonu üyesiyim; sizin Hükûmetiniz sadece 48 bin ruhsat verdi, ne kadar harç aldınız çıkın bakayım, soracağız size, ne kadar harç aldınız?
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Aşağıda soracaksınız Maden Kanunu'yla ilgili konuyu.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hayır, hayır, burada soracağız, burada; burada soracağız. Aşağıda komisyonu soracağım ben, enerji sektöründeki mafyalaşmayı soracağım.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Burada yok ki, bu düzenlemede yok.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Şimdi, bakın, torba kanuna İnternet'i de yetiştirmeye çalışıyorsunuz. Şimdi, bakın, İnternet ortamında yapmak istediğiniz şey sansür ve yasakçılık. Anayasa Mahkemesi kararının etrafından dolanmak değil, haberleşme özgürlüğünü...
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Anayasa Mahkemesinin kararı doğrultusunda düzenleme yapıyoruz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bakın, siteleri kapatacaksınız, servis sağlayıcılarını susturacaksınız, bir "retweet" yapanı yakacaksınız, "tweet" atanı cezalandıracaksınız, yakalayacaksınız, Roboski'de bomba atanı yakalamayacaksınız. Durun bakayım. Roboski'de bomba atanı yakalamayacaksın, hesap vermeyecek ama "tweet" atanı yakalayıp, gece, sabah 04.00'te evini basıp getirip karakola teslim edeceksin, hem de adresi belli, kimliği belli, yeri yurdu belli insanı, basın mensuplarını getireceksiniz. Ondan sonra "basın özgürlüğü" diye Anayasa'da geçecek ve siz bunu "basın özgürlüğü" diye bize yutturmaya çalışacaksınız. Bu da Anayasa'ya aykırı.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Anayasa'ya aykırı değil.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Kardeşim, yani bir iş yaparken... Hani ben bunun neresini düzelteyim, Allah aşkına, söyler misiniz? Siz bunu, İnternet yasaklarını niye yapıyorsunuz, sizin korkunuz, kaygınız mı var ? TİB'in kayıtlarını kim aldı, kim çaldı, kim götürdü, bizi de aydınlatın, biz de bilelim.
Şimdi, bakın, e-devlet olayını oturup burada konuşacağız saatlerce. Entegre veri merkezlerini konuşacağız, "lock"ları konuşacağız.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Biz de konuşmayalım demiyoruz, müsaade ederseniz başlayacağız kanuna.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Şimdi, bakın, sizin yaptığınız, bu torba kanunla bilmem kaç tane komisyonun görevinden geçmesi gereken konuları buraya getiriyorsunuz, İç Tüzük'e aykırı bu.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Efendim, onu Sayın Meclis Başkanıyla görüşeceksiniz.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ne Meclis Başkanı ya, Meclis Başkanıyla ne muhataplığım var, ben bu komisyonun üyesiyim ve Cemil Çiçek'in ruhu bile duymamıştır bunu.
BAŞKAN - Sayın Kaplan, ilk defa torba yasa görüşüyoruz, değil mi?
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ama torba kanun getirirseniz biz de komisyon üyeleri olarak her birine ayrı ayrı soru sorarız, cevap vermek zorundasınız.
Yani, siz diyorsunuz ki: "Biz ne getirirsek eyvallah." Vallahi sizin hakkınızdan Syriza gibi bir iktidar gelir. Ha, diğer sistem partileri sizin hakkınızdan gelmez ancak Syriza gibi bir iktidar gelir, ondan sonra başkanlık sistemi de biter, şey de biter.
Tamam Başkanım.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz.