| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonunun Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumları İnceleme Raporu ile Elâzığ Ceza İnfaz Kurumları İnceleme Raporu'na ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 27 .02.2020 |
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar, değerli bürokratlar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle her 2 rapor konusunda da emeği geçen tüm arkadaşlarıma hem Komisyon üyelerine hem de uzmanlara, bürokrat arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.
Ben iki hafta önce -ya da üç hafta oldu- Diyarbakır'la ilgili alt komisyon toplantısına katılmış ve orada görüşlerimi ifade etmiştim. Bugün de her ikisi birlikte görüşülecek; Diyarbakır ve Elâzığ. Alt komisyon üyemiz Ali Haydar Hakverdi kapsamlı bir çalışmayı bugün üyelere dağıttı, o yüzden de çok ayrıntılı değerlendirme yapmayacağım, buradaki görüşlerin tümüne katılıyorum ben. Ayrıca yine, Komisyon üyesi Mardin Milletvekili Ebrü Günay arkadaşımızın da görüşleri var ve muhalefet şerhleri var.
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Görsel basın bize müsaade ederse...
Evet, Sezgin Bey, buyurun.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Evet, yani orada da önemli tespitler var, sizin dediğiniz hassasiyetler de var ama sanırım kendisi burada yok şu anda.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Ebrü Hanım yok.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Yani koğuş isimleri ve isimlerinin yazılması, belki de hani burada "Kim söyledi?" falan diye geçen hafta oturumda tartışma yapıldı, siz yoktunuz alt komisyon tartışmasında, belki ona atfen yazmış olabilir yani. Şimdi, kimin söylediği tartışması falan burada oldu, o nedenle yazmış olabilir ama kendisiyle konuşulup...
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Tabii, tabii.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - ...yani belki isimler kısaltılarak falan yani anlaşılmayacak şekilde yazılması...
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Ya, hiç yazılmasa daha iyi olur.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Evet, o tartışmaya binaen yazıldığını sanıyorum.
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Olabilir, biz de zaten uyarı yaptık.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Evet, yani her 2 cezaevinde de özellikle Elâzığ Cezaevinde birçok sorunun olduğunu, bizzat bana gelen yakınmalardan da ben biliyorum. Komisyon raporunda da önemli tespitler var, arkadaşlarımızın verdiği raporlarda da önemli tespitler var. Tabii, önemli olan, bu tespitlerin yapılmasından sonra idarenin, Hükûmetin, Cezaevleri Genel Müdürlüğünün bu tespitler konusunda ve öneriler konusunda derhâl tedbir alması ve bunları hayata geçirmesidir. Eğer bu yapılacaksa sonuçta bu Komisyon da kendi işlevini yerine getirmiş olacak. Çünkü cezaevleri gibi insan haklarının her zaman ihlal edilme potansiyelinin olduğu yerlerde İnsan Hakları Komisyonunun yaptığı inceleme çok önemli. Çünkü bizim dışımızda oralarda inceleme yapabilecek 1 veya 2 kuruluş var ve en etkilisi de sonuçta Türkiye Büyük Millet Meclisi adına ve bütün bu toplum adına bu Komisyon. O nedenle önerilerin ivedilikle ve ortaklaştığımız önerilerin ivedilikle yerine getirilmesi için tedbirlerin alınması lazım.
Ben, biraz sonra ayrılmak zorundayım ama şunu ifade edeyim. Bana gelen yakınmaların en başında belki yani -bunu Komisyonumuzda siz de önerdiniz- hükümlü ise ailesinin bulunduğu çevre dışında tutulan, yüzlerce, binlerce kilometre dışında tutulan hükümlüler; tutuklu ise yargı çevresi dışında tutulan tutuklular var. Gerçekten bunlar yani hiçbir dönemde olmadığı kadar yaygın ve uzak yerlerde kalıyorlar. Yani ailesini üç yıl, beş yıl falan görmeyen tutuklu ve hükümlüler var Türkiye'nin değişik yerlerinde. Belki bu bir politik tercih olarak uygulandı şimdiye kadar ancak bunun yanlış olduğu, Anayasa ve İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğu en son 17 Eylül 2019 tarihli Avşar, Tekin Türkiye kararıyla da tespit edilmiş durumda. Bu nedenle bu, yani tek tek yakınmaların dışında yeni bir cezaevi politikasıyla hayata geçirilmesi gereken bir durum aynı zamanda. Dolayısıyla Bakanlığın bunu bir politikaya dönüştürmesi lazım ve hükümlülerin ve tutukluların ailelerine veya yargılamalarının yapıldığı yerlere nakli konusunda kapsamlı bir çalışmayı başlatması lazım. Yani ben Hükûmetin yerinde olsam böyle bir çalışmayı, en azından, başlatacağımı ilan ederim ki bu yakınmalar aza insin ve bir yerden de başlansın aynı zamanda çünkü en büyük taleplerden bir tanesi bu, cezaevinin içinden kaynaklı şikâyetlerin dışında.
Diğer şikâyetler ve yakınmalar da giderilebilecek şikâyetler aslında yani tedbirlerle önüne geçilebilecek... Diyarbakır Cezaevi -siz de söylediniz, geçen ben de söylemiştim- geleneği olan bir cezaevidir, yani idare ile tutuklular, hükümlüler arasında öteden beri bir konsensüsün olduğu bir cezaevidir. Oradaki yakınmaların bu şekilde dile getirilmiş olması, raporumuzda dile getirilmiş olması diğer cezaevlerinde de benzer yakınmaların olduğuna bir karinedir aynı zamanda çünkü gerçekten, o cezaevinde yaşananlar hem tecrübeli idareciler hem de tutuklu ve hükümlüler tarafından iyi analiz edilmekte ve dolayısıyla herkes kendi sınırını bilmekte. Herkesin kendi sınırını bildiği yerde bu kadar yakınma varsa eğer, o yakınmaları önleyecek tutumu almalıyız diye düşünüyorum.
Ben en son da şunu öneririm Komisyonumuza, tarihe geçmesi bakımından: Sonuçta biraz önce de ifade edildi, 12 Eylül'den sonra Diyarbakır Cezaevi, dünyada işkence ve ölümlerle nam salmış bir cezaevi ve büyük oranda da şehir içinde kalmış bir cezaevi, büyük oranda da işlevini yitirmiş durumda. Yani Komisyonunuz eğer bir daha bu tür olayların yaşanmaması bakımından oranın bir hafıza, bir yüzleşme müzesine dönüştürülmesi konusunda da Hükûmete, Parlamentoya bir öneride bulunursa bence hem bu yaptığımız çalışmalar hem de gelecek bakımından önemli bir öneri olacağını düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum, biraz sonra başka bir program nedeniyle ayrılmak zorunda kalacağım.
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Sağ olun.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Başarılar diliyorum.
Ayrıca arkadaşların görüşlerine de katıldığımı, muhalefet şerhlerine katıldığımı da ifade ederim.
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Sayın Tanrıkulu, çok teşekkür ediyorum ben de.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Şeyi de söyleyeceğim yalnız yani kendimle ilgili veya Sayın Yayman'la ilgili bir şeyi ifade etmek durumundayım: Yani ben bir alt komisyon üyesi değilim ama Başkan Vekili olarak da -Sayın Yayman da sadece Cezaevi Alt Komisyonu üyesi- alt komisyonların çalışmalarına izinsiz katılabilme noktasında bir ilkesel tutum alınırsa bence iyi olur diye düşünüyorum.
BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Nasıl, anlayamadım sizi?
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Yani alt komisyonların toplantılarına, gezilerine veya cezaevi ziyaretlerine başkan vekilleri olarak bizlerin herhangi bir sınırlamaya tabi olmadan katılmamız konusunda bir teamülün olması lazım, eğer bugüne kadar yoksa bundan sonrası bakımından olması lazım.