KOMİSYON KONUŞMASI

ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Evet, teşekkür ederim.

Ben, Haydar Bey'in söylediklerinin hepsini not almadım, yoksa eksik bıraktıklarına sadece değinecektim. Yani, hakikaten, bu TEDAŞ'ları özelleştirmeyle ilgili çok ciddi olarak hem siyasi faturası karşımıza çıkıyor hem de TEDAŞ'ın veyahut da Enerji Bakanlığının veyahut da EPDK'nın hiç karşılaşmadığı çok ciddi hakaretlere maruz kalıyoruz ve bunun keyfini, zevkini, sefasını bir başkası çıkarıyor ama biz de alanda sürekli bu tür, benzeri şeylerle karşılaşıyoruz.

Şimdi, bu özelleştirmeyi yaptık. Yani, bu TEDAŞ'ın, özellikle Dicle Edaş'la ilgili ben söylüyorum, onunla ilgili daha öncesinde ilgili bakanlarımıza özelleştirilmemesi konusunda defalarca itirazda bulundum ve bu itirazlarım şunun içindi: Çünkü bölgede TEDAŞ'ın altyapısı yirmi yıl, otuz yıl, son yıllarda da yapılan yani on yıl öncesine de baktığımda o on yıllık altyapı bile sanki 30-40 yaşındaki bir altyapı gibi hor kullanılmış veyahut da hor değerlendirilmiş diyelim. Onun için de çok ciddi altyapı eksiklerimiz vardı. Bu alt yapıları biz tamamlamadan bunu özelleştirmememiz gerekiyordu ama nedense, sanki orada bir problem var, biz bunu özelleştirdiğimiz zaman bu problemden kurtulacağız gibi bir mantıkla yaklaşım gösterdik -bu bir öz eleştiridir- ve bunu özelleştirdik.

Şimdi, özelleştirdik, peki, denetim görevini EPDK, şimdi TEDAŞ. Yani, denetim görevini biz ne yapıyoruz? Yani, sanki bir esir kampındaki insanları, 3-5 kişinin işte gözü dönmüş parasal şeyi de, hani kapitalist faşizmin getirdiği bir şey gibi bütün insanları cezalandırmaya kalkışıyoruz. Böyle bir şey kabul edilebilir değil. Bu işin altında birileri bu işin sorumluluğunu almalı, üstlenmeli. Siyasi olarak, ben kendimi ilin milletvekili olarak her zaman suçlu hissediyorum. Bürokrat arkadaşlarımız da, bu sorumluluk noktasında olan insanlar da bu işe müdahale etmeli. Düşünebiliyor musunuz, bir ilçenin düzenli bir şekilde elektriğinin kesildiğini? Düşünebiliyor musunuz, bir ilçeyi, programlı olarak, hafta sonları hiç kimseye haber vermeden, hiç kimseye bilgi vermeden, ilan yapmadan, bu insanları, topyekûn bir ilçeyi cezalandırıyoruz. O yetmiyor, keyfî olarak, bir bakıyorsunuz, gidiyor belediyenin su şebekesini, elektriğini kesiyor. Sen daha öncesinde bunun, tahakkuk edilen faturanın ibrazını yap, git bireysel olarak görüş, özel şirket mantığıyla çalışıyorsan madem öyle. Özel şirket mantığı şu değildir: Yani "Ben sadece para toplayacağım ve bu paranın dışındaki hiçbir şeye, yatırıma bakmayacağım."

Bakın, Sason ilçemizin bir köyü var, orada da bir dere var. O derenin üzerinden daha önce elektrik direkleri geçmiş, sonrasında bir köprü yapmışız bu sene içinde. Bu elektrik direkleri köprüyle aynı hizaya gelmiş. Elektrik kablosu... Çocuklar onun üzerinden geliyor, okul derenin bu tarafında ve bakın, o çocuklar geçiyor, elleri çok rahatlıkla elektriğe dokunabilecek seviyede. Bakın, bu muhtar on beş yirmi gün kaymakama gidiyor, ilçedeki sorumlu TEDAŞ'ın müdürüne gidiyor.

TURGAY DEVELİ (Adana) - O elektrik direklerini yakın, yakın.

ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Ve hiçbir çare yok. En son, köyün bir vatandaşı beni arıyor. Kaymakamı aradım, kaymakam -yani, ilçenin kaymakamı- diyor ki: "Vekilim, ben illallah ettim, yapılmıyor; söylüyoruz, söylüyoruz, muhatap bulamıyoruz." Yahu arkadaşlar, böyle bir şey var mı?

NECATİ ÖZENSOY (Bursa) - İlla birinin yanması mı lazım?

ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Yani, böyle bir şey olabilir mi? Yani, bu sorumluluğu birileri üstlenmeli. Siz denetim görevinizi -TEDAŞ yapıyorsa- yapmalısınız. Yani, daha öncesinde burada Dicle Edaş'ı... Evet, hırsız varsa hırsızı cezalandıralım ama masum insanı da bizim cezalandırma gibi bir hakkımız yok. Yani, şu anda, bakın, ben size söyleyeyim. Bölgede PKK falan diyoruz, PKK'den çok daha büyük, PKK'li olmayanların hepsini de PKK'li yapacaksınız TEDAŞ'ın sayesinde ve yarın öbür gün hepimiz baş kaldıracağız, açık net olarak söylüyorum. Kaç sefer Batman'da TEDAŞ arıza baskına uğradı. Böyle bir şey olamaz. Yani, adamlar gece gündüz telefon açıp bize küfrediyorlar. "Ne iş yapıyorsunuz, ne ediyorsunuz?" diyorlar. Yani, bunların içinde -varsayın- yarısı suçlu olsun, peki geri kalan yarı masumu ne yapacağız, bunları da mı yakacağız? Yani, yeri geldiğinde bölgeyi... Hepimiz zaten bir kere bu şirketin, özel şirketin sorumluları tarafından hırsız ilan edildik, hepimiz hırsızız bölgede. Yahu arkadaş, hırsızsak bu hırsızlığın da o sorumluluğunu da birileri üstlenmesi gerekiyor. Hırsıza cezayı verelim ama bu hırsızlığa alet olanların da, kesinlikle bunun cezasını da vermemiz gerekiyor.

Yeri geldiğinde şöyle söylüyorlar arkadaşlar: "TEDAŞ bizi yanılttı özelleştirmede. Kayıp kaçak oranları yanlış hesaplandı." Ben soruyorum: Böyle bir şey var mı? Kayıp kaçak oranında, siz sadece bu şirketi satmak için çok düşük oranlarda veya çok yüksek oranlarda da kârlı bir pozisyona gelsin diye mi yapıldı? Yani, burada, elektrik arızada bir vatandaşın, bir köyün trafosu yanıyor, bir hafta, on gün trafo gelmiyor. Lütfen, bunların, mademki bu denetim görevinin, bu işin ana kaynağı olan TEDAŞ'tır ve hakikaten Türkiye'deki elektrik işinde çok ciddi rol üstlenen TEDAŞ olarak bu denetim görevini çok rahatlıkla yapabilir.

Mesela, ben, bölgemle ilgili, Dicle Edaş bölgesiyle ilgili, daha öncesindeki kayıp kaçak oranları ne kadardı, şimdi, özelleştikten sonra ne kadar? Bunları -yazılı olarak da verebilirsiniz- talep ediyorum. Daha öncesinde, özelleştirmeden önceki son hâliyle yatırım programına yaptığınız yıllık bazda yatırımlar ne kadardı, şu anda Dicle Edaş vasıtasıyla bu şirketle ilgili, özel şirketle ilgili ne kadar yatırım yapılmış? Bunları, özellikle hem yatırımlar hem de elektrik arıza ve oradaki sorumlularla ilgili lütfen... Yani, şöyle bir şey yapabildiniz mi veyahut da: Bir gün bir denetim görevlisi arkadaşlarımız gidip de "Bu elektrik arızada kaç kişiyle çalışıyorsunuz?" diye sordu mu? Bu insanlara... Daha öncesinde aynı görevi TEDAŞ yapıyordu, TEDAŞ kaç personelle yapıyor, bunlar kaç personelle yapıyor? En azından ne kadar elektrik arızaya günlük olarak başvurulmuş, elektrik arıza giderilmiş veyahut da daha önceyle kıyas yaptık mı bunları? Bunlarla ilgili de yazılı cevap verirseniz, teşekkür ediyorum.

Yani, bu özelleştirmeyle ilgili çok ciddi bir sıkıntı yaşıyoruz bölgede, buna çok acilen müdahale edilmesi gerekiyor. Çok masum insanlara çok ciddi... Daha önce Sayın Vekilimiz Akar'ın da bahsettiği şekilde, biz elektronik eşyanın, şunun bunun derdine artık düşmedik bölgede. Yani, burada, ben, sadece... Yani, iki gün, benim kendi evim yahu, kendim evim...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ben alacağım parasını.

ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Yahu, Allah rızası için, bakın, şu anda, bu şirket o kadar fütursuzca hareket ediyor ki, daha öncesinde Enerji Bakanına söylememize rağmen benim kendi evimin elektriğini... Hani, şunun arkasına saklanamaz: "Biz o mahalleye giremiyoruz, bu mahalle şöyledir, böyledir." Kenar mahalle ama hiçbir zaman kimsenin bu elektrik arızayla ilgili hiç müdahale etmediği dönemde iki gün kasıtlı olarak benim kendi evimin elektriği kesiliyor yahu. Enerji Bakanlığına söylememize rağmen hâlen kesintiye devam ediliyor. Yani, bu kadar, böyle bir fütursuzluk ve bu kadar cesareti bir başka şirkette bilmiyorum yani bir anlam veremiyorum.

Teşekkür ediyorum.