KOMİSYON KONUŞMASI

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Evet, Sayın Başkan, bu Komisyonda elimizden geldiğince maddeler üzerinde konuşmaya çalışıyoruz, maddeler üzerinde konuşurken de hatta dışına çıkıldığını da buradan sizi -fark ederseniz- kesinlikle uyarıyoruz. Niye? Konu anlaşılsın diye yapıyoruz. Yani, şimdi zamanımız bol, burada toplantıları uzatıyoruz ama iktidar partisi milletvekillerinin zamanları çok dar, çok çalışıyorlar -sanki böyle bir algı oluştu- onun için de bir an evvel bu toplantıları bitirmek istiyorlar.

Buradaki KİT Komisyonunun amacı Meclis Genel Kurulu gibi değil aslında. Meclis Genel Kurulunda evet, bir siyasi mücadelenin içerisindeyiz. Pozitif, negatif zaman zaman desteklediğimiz, zaman zaman sert muhalefet yaptığımız alanlar var ama burada hem iktidar partisi milletvekillerinin hem muhalefet partisi milletvekillerinin tek bir görevi var: Buradaki Kamu İktisadi Teşekküllerini denetlemek gibi bir görevi var. Burada siz onların avukatı değilsiniz, biz savcı değiliz. Biz arkadaşları suçlayacağız diye bir konu yok ortada, onlar da arkadaşları savunacak diye bir konu yok. Yani, her söz alışında "Söz almıyoruz..." Alsalar keşke, keşke bu raporları okusalar -okuyan arkadaşlara teşekkür ediyorum, katılan arkadaşlara teşekkür ediyorum- keşke bu yapılsa, keşke bizden çok konuşsalar da bu kurumlardaki yanlışlıkları, eksiklikleri varsa hep birlikte düzeltelim.

Dünkü olay... Kırk-kırk beş dakikadır dikkat edersen hiçbir şeyi tekrarlamadım dünkü olayda. Alt komisyon üyesiyim, TCDD'yi iyi biliyorum, Türkiye'nin en büyük ihalelerini yapan bir kurum. Ha, sadece ihale mi konuşmak lazım, sadece 21 tane şirketi devretmiş bu kurumu, onunla mı konuşacağız? Bu kurumun hukuk müşavirliği var, bu kurumun insan kaynakları var, bu kurumun bakım giderleri var, bunları, biz eğer bu Komisyonu denetliyorsak ve Sayıştay raporları üzerinden denetliyorsak bunların tümünü konuşmak zorundayız. Bunların tümünü konuştuğumuzda bu görüşmeler tamamlanmış sayılır. Sadece burada 2 ihaleyi konuşursak bütün kurumları hem yolsuzluk anlamda itham etmiş oluruz hem de o kurumu doğru anlamda denetlememiş oluruz; sıkıntı burada. Onun için, biz konuşmalarımızda dikkat ederseniz çok da siyasallaştırmadan konuşuyoruz. Eğer bunu bu şekilde yapmış olsaydık gerçekten, bu KİT Komisyonu çalışmazdı.

Şimdi, geldiğimiz noktada arkadaşlarımız... Ben söz almadım konuyla ilgili çünkü arkadaşlarım iyi hazırlandılar bu konuya, biliyorlar, sürekli takipçileri. Aynı şeyi tekrarlamanın bir mantığı da yok. Ama, şunu da belirtmek zorundayım: Bu takip süresince Sayıştayla birlikte bizim arkadaşlarımızın gayretlerini iktidar partisi milletvekilleri göstermedi. O zaman Özelleştirme İdaresinin vermiş olduğu tutanakları çıkaralım, dökelim, bu kurumla ilgili tutanakları dökelim. Hangi arkadaşımız kalktı da "Evet, bu kurumda para kasada bırakılmıştır. Evet, bu kurumda sayaçlar okunmamıştır. Onun için, bunlar tekrar denetlenmeli." dedi? Demedi. Biz hatta bunu söylerken "Yahu, kardeşim de her şey de yolsuzluk, her şey de bir suçlama arıyorsunuz." gibi ithamlarla karşılaştık. Çıkarırız, tutanakları bakarız.

BAŞKAN - Sayın Akar, bakın bu var, var.

Şimdi bile söyledi arkadaşlarımız.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Biz diyoruz ki...

Şimdi de söylediler, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Ayrıca, takip ediyoruz biz de, Başkanlık olarak da ben de takip ediyorum.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ben bitireyim.

Teşekkür ediyorum bugün söyledikleri için. Bugün geldiğimiz nokta, güzel bir nokta. Sayıştay, KİT Komisyonunun iktidar-muhalefet milletvekilleri aynı konuda; bunu daha önce TTK'da da yaptık arkadaşlar; bunu yapabiliyoruz. Biz hiçbir kurumu bir şeyle itham etmek istemiyoruz burada veya işte, doldur boşalt şeyleri değil, Sayıştay üzerinden görüşüyoruz. Ha, bunu görüşürken beş dakikayı altı dakika yapmışız, on dakika yapmışız, bunlar doğru şeyler değil. Biz buna azami dikkat ediyoruz, hayalî şeyleri, sanal şeyleri de buraya getirmemeye çalışıyoruz ki amacına erişsin diye.

Teşekkür ediyorum.

Mehmet Bey burada olsaydı, ona da bir-iki sözüm olacaktı ama neyse bizim büyüğümüz diyelim.