HASAN ÖREN (Manisa) - Tamam.

Şimdi, Meclisin gönderdiği dış gezilerle ilgili sizlerin yetkisinde değildir aldığınız harcırah. Siz hesabınızı yatan harcırahı alıp fakirlere dağıtabilirsiniz ama diyemezsiniz "Ben bu harcırahı istemiyorum." O, kanunla size verilen 199 euro mu öyle bir şey, ben de gitmedim bugüne kadar, geçen dönem gitmiştim.

BAŞKAN - Almamak için dilekçe vermeniz lazım, yoksa mahsuplaştıramazsınız şeyde.

HASAN ÖREN (Manisa) - Dilekçe vermiş olabilirsiniz siz, verdiniz mi bilmiyorum. Herhâlde yurt dışı gezilerle ilgili siz...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Benim hiç talebim olmadı.

HASAN ÖREN (Manisa) - Göndermemişler demek ki.

BAŞKAN - Yurt dışına gittiniz mi?

HASAN ÖREN (Manisa) - Meclis göndermemiştir arkadaşlar. Bakın, sizin, parti veya başka bir kanalla dışarıya...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hasan Bey, burada bu tartışmanın faydası yok.

HASAN ÖREN (Manisa) - Bir saniye, ben kayıtlara geçiriyorum, tartışmıyorum ben.

Siz eğer Meclis Başkanlığının göreviyle, görevlendirmesiyle Almanya'ya gittiyseniz üç gün evvelinden paranız yatar sizin veya dedikleri şekilde, siz baştan bir dilekçe yazarsınız Meclis Başkanına, "sizlerin ve Meclisin görevlendirilmesiyle yaptığım yurt dışı seyahatlerde harcırahımı istemiyorum." dersiniz olur. Bunları yaptıysanız mesele yok, yapmadıysanız alırsınız bu parayı, fakire dağıtırsınız, onda da bir problem yok.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Almadım.

HASAN ÖREN (Manisa) - Gitmediniz, almadınız. Ben de gittim Amerika'ya, ben de gittim Rusya'ya, işte gittik ama almadık. Niye almıyoruz? Çünkü onlar farklı şirketlerin bize sağladığı imkânlardan kaynaklanıyor. Diyor ki Sanayi Komisyonuna: "Evet kardeşim, nükleer enerjiyle ilgili gelin size şurada brifing vereceğiz. Bütün masraflar bize ait." Eğer burada bütün partiler bunu kabul ettiyse bu seyahate gidiyor. Burada Meclisin bir ödeme yapması, ödenek çıkarması mümkün değildir. Bir sefer, bunu anlayalım. Ha, nerede kafamın takıldığı yer? Bu Komisyonda her arkadaşımızın gidebilecek kadar, aldığı bu maaştan, parası vardır. Bir arkadaşımızın çıkıp da... Ki o da bizim kendi partimizdeki arkadaşımız, keşke biz bir araya oturup da ortak karar alabilseydik bu konuda...

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Kapalı toplantıda söyledim.

HASAN ÖREN (Manisa) - Ama işte ben de onu söylüyorum. Yani o zaman ne oldu? Biz öneren bütün partilere...

BAŞKAN - Burada güzel bir demokrasi örneğini görüyoruz, kapalı ortam değil çünkü bizim burada konuştuğumuz her şey bir dakika sonra dışarıda. Basının önünde söylemedim demek istiyorsun.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Basının önünde söylemedim, kapalı toplantıda... Yirmi iki gün sonra çıktı Mahmut Ilıcalı okumuş, haber yapmış.

BAŞKAN - Bence Hasan Ağabey, kifayeti müzakere...

HASAN ÖREN (Manisa) - Tabii, doğrudur.