AYDIN BIYIKLIOĞLU (Trabzon) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Genel Müdürüm, şimdi, tabii, burada, borcunu geç ödemeden kaynaklanan ödemeler de var. Kimisi ödemiş, kimisi ödememiş. Ben olaya şöyle farklı bir açıdan bakıyorum: Siz elektrik aldınız ve sattınız. Şimdi, vatandaş veya herhangi bir kurum, bu kullandığı elektriğin parasını bu şirkete yatırdığı an bir kısmı otomatik olarak kurumun hesabına geçmesi... Nasıl olsa bunun belli bir miktarı gelecek yani ona kâr olacak tamam, başka kurumlara gidecek tamam ama diyelim ki 100 liralık bir elektriğin vatandaştan veya kurumdan tahsili söz konusu ise bunun eğer 50 kuruşu kesin olarak gelecekse bu otomatik olarak kurumun hesabına gelmez. Bu 70 de olabilir, 60 da olur, 80 de olur.

Yani, şimdi, tabii, belki, burada bir ticari alışveriş görülüyor ama sonuçta ödenmeyen ve bunun mali yükümlülüğü kuruma yani TEDAŞ'a kalan bir durum da söz konusu oluyor, geçmişten beri gelen uygulamalarda rastlaştığımız. Ben tabii, olaya sürekli şöyle baktım: Yani, birisi var, sizin malınızı alıyor, satıyor, parayı alıp gidiyor. O parayı alma noktasında otomatik olarak bunun belli bir kısmının da bu kuruma ödenmesini... Böyle bir uygulama yok, biliyorum ama ben de diyorum ki: Yani, siz garanti bir malı veriyorsunuz ve garanti olarak da bunun ücreti yatıyor, ondan sonra sizin paranızı geciktiriyor. Hâlbuki sizin de aldığınız yere bunu ödemeniz lazım geliyor. Dolayısıyla, olay bu açıdan değerlendirildiğinde mevcut uygulamayla sapmalar nedir? Gerçi, şimdi, birazcık daha düzelme gibi görülüyor buradaki birtakım ödemelerin yapılması. Gecikme faizleri burada gündemde. Kimisi hiç ödememiş, tabii, o kurum tahsil etti mi etmedi mi, o da ayrı bir olay. Yani, ona da bakmak lazım. Ben "Bu açıdan değerlendirmeniz nasıl olur?" diye, onu sormak istedim esasta.