| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 22 .01.2015 |
KALKINMA BAKANI CEVDET YILMAZ (Bingöl) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Plan ve Bütçe Komisyonumuzun değerli üyeleri, tabii, önceki oturumda yapılan tartışma usul tartışmasıydı, daha çok Meclisimizin, Komisyonumuzun çalışma düzeniyle ilgili hususlardı, değişik fikirler dile getirildi. Burada Komisyonda oluşan genel kanaat önemli ama ben şunu söyleyebilirim: Tasarı ve teklif, ikisi de hukuki yollar, bugünün meseleleri değil, öteden beri Meclisimizin çalışma usulü olarak iki temel kanal var, bir tanesi Hükûmetten gelen tasarılar, diğeri de milletvekillerimizin teklifleri. İkisi de son derece meşru, hukuki yollar. Bunlar siyaseten farklı şekillerde tartışılabilir ama hukuki olarak baktığımız zaman hiçbir problem olmadığını düşünüyorum. Bu, birçok kanunu, değişik kanunlarda bir arada değiştiren kanunlar, işte, kamuoyunda bilinen adıyla torba kanun tartışması da bugün yapılmıyor, bu da gerçekten çok eski bir tartışma, daha önceki dönemlere de gidiyor. Tabii ki ideal olan, daha bütünleşik, daha bütüncül kanunların olması, keşke bütün kanunlar böyle olsa ama zaman zaman Türkiye'nin gerçeği, bu, çeşitli kanunlarda değişiklik yapan kanunlarla karşılaşıyoruz, bu bir ihtiyaca cevap veriyor. Bana göre bunun temelinde de İç Tüzük'le ilgili tartışmalarımız var. Keşke, bir dönem, Meclisimizde değişik partilerden oluşan bir İç Tüzük Komisyonu oluşmuştu. O sonuç vermiş olsa, İç Tüzük'ümüzde gerekli bazı değişiklikler yapılmış olsa belki bu tür kanunlara da ihtiyaç kalmayacak diye düşünüyorum. Yasama kalitesi açısından da söylenen birçok fikri paylaşıyorum ama her zaman ideal durumu sağlamak maalesef mümkün olmuyor.
Diğer taraftan, daha spesifik olarak Sayın Vekilimizin Diyarbakır'la ilgili bir sorusu vardı. Onunla ilgili şunu söyleyebilirim: Biliyorsunuz, bütün dağıtım şirketleri özel sektörlere devredilmiş oldu Türkiye'de. En son yapılan da Dicle bölgesiydi, yanlış hatırlamıyorsam. En fazla sıkıntıların olduğu da bir bölge maalesef. İşte, kayıp kaçak oranları çok yüksek ama bu şirketlere de devrederken belli yükümlülüklerle, hukuki bir çerçeve içinde bu devir yapılıyor, bir performans -tabiri caizse- hedefleri var, onu tutturmadıkları takdirde de belli yaptırımlar söz konusu. Genel kamu menfaati açısından da Türkiye'de kayıp kaçak oranlarının aşağıya inmesi, daha dengeli, daha verimli, daha adil bir yapının oluşumu anlamında da herhâlde hepimiz bu oranların aşağıya gelmesini isteriz. Ama bazı bölgelerimizde daha fazla sorunlar, sıkıntılar yaşanıyor. Bir geçiş süreci olduğunu düşünüyorum ben doğrusu, bu problemlerin belli bir bölümünün geçiş sürecinden kaynaklandığını düşünüyorum. Bu geçiş sürecinden sonra belli bir zaman içinde bu alışkanlıklar daha bir oturacaktır.
Belediyeyle ilgili çok spesifik bilgim yok gerçekten, şimdi yanlış bir şey söylemek istemem. Tabii ki kamunun sıkıntıya uğramasını hiçbirimiz istemeyiz bu koşullar altında. Ancak bir taraftan da bütün belediyelerin de yükümlülüklerini yerine getirmeleri lazım, vatandaş gibi kurumlar da yükümlülüklerini yerine getirmek durumunda. Bu işlerin hukuki bir çerçevesi var. Eğer hukuksuz bir davranış olduysa, hukuka aykırı bir davranış olduysa hukuki kanallar da açık, herkes hakkını arayabilir diye düşünüyorum.
Teşekkür ederim.