KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ 2001 krizindeki 47 milyar dolarlık bankacılık operasyonundan sonra ve yeni Bankacılık Kanunu'yla birlikte sapasağlam bir banka sistemi devraldı; batık kredisi olmayan, sermaye yeterlilik rasyosu son derece yüksek olan, önü açık bir sistem devraldı. Sayın Başbakan Erdoğan'ın o zaman ki demeçlerini gayet iyi hatırlıyorum. Bankacılık sistemiyle övünüyordu. Çok güzeldi gerçekten. Bugün, o devralınan bankacılık sisteminin çok uzağında, sermaye yeterlilik rasyosu çok düşük, bir kısım küçük özel bankalarda, belki kamu bankalarında bile o yeterlilik rasyosunun altında olan bir bankacılık sistemi var. Özel bankaların vergi toplama yetkisi ellerinden alındı, kamu bankalarına verildi. Niye verildi? Yani bu BDDK buna itiraz etmez mi? Bu kurumlar, özel kurumlar hem piyasadan uzaktır, özerktir hem hükûmetten, yönetimden özerktir. Özerk düzenleme, denetleme kurumları hem piyasanın etkisinden uzak olacaktır hem de kanun yapıcıların ya da ülkeyi yönetenlerin, siyasetin etkisinden uzak olacaktır. Hükûmetin, iktidarın kontrolünde düzenleme, denetleme kurulu olmaz.

Şimdi, 1'inci maddeyle ilgili, Sayın Savaş bilgi verdi.

Sayın Savaş, teşekkür ederim ama verdiğiniz bilgi bir işe yaramadı. Yazılanları okudunuz. Biraz da ben bilgi vereyim size ve Komisyon üyelerimize, milletvekili arkadaşlarımıza. Şimdi "kanuni kovuşturma talep edilen" ibaresi "Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı başvuruda bulunulan" olarak değiştiriliyor, doğru yapılıyor. Kanuni kovuşturma talep etmek ne demektir? Mahkemede yargılanmasını talep etmektir. Bir suçun işlendiği iddia ediliyorsa iki aşaması vardır; soruşturma aşaması, kovuşturma aşaması. Soruşturma aşaması, cumhuriyet savcılarının yetkisindedir; kovuşturma aşaması, mahkemelerin yetkisindedir. Dolayısıyla zamanında yazılan ifade yanlıştı, bu yanlışlık düzeltiliyor. Ben böyle bir açıklama beklerdim sizden, bunu yapmadınız.

Devam ediyorum. Şimdi, maddede tümü üzerinde konuşurken söylemiştim "Bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürdükleri tespit edilen" ibaresi var. Tümü üzerindeki görüşlerimi ifade ederken şunu söylemiştim: 2001 krizi sonrasında yapılan Bankacılık Yasası bir tepki yasasıydı bir yönüyle. Sabaha kadar burada o yasayı görüştük, buradaydık, katkılarımız oldu. Güzel bir alt komisyon çalışması yaptık, alt komisyon çalışmasında bulundum, son derece emek verdim, hep birlikte emek verdiğimiz bir tasarıydı. "Bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek" ibaresinin aslında açıklığa kavuşturulması gerekirken -o günlerden uzaklaştık- tam tersi bir yaklaşımla, bunu daha katmerli bir şekilde, sadece o bankayla sınırlı değil de bankacılık sistemini de kapsayacak şekilde genişletmek doğru değil; genişletiyorsanız emin bir şekilde çalışmayı tehlikeye düşürecek bu fiillerin neler olduğunu sayacaksınız. Biraz önce bir şey söylediniz "76/A'da 4'üncü maddeye atıf yapılıyor." dediniz. Tümü üzerindeki konuşmamda söyledim, bir daha söyleyeyim: Bankacılık Kanunu'nun 4'üncü maddesi bankaların faaliyet konularını tek tek sayıyor; mevduat kabul etmekten teminat kabul etmeye, saklama hizmetlerine kadar 2 sayfalık bir maddedir. Bu yolla bankacılık sisteminin emin adımlarla çalışmasını tehlikeye düşürmek demek orada muvazaalı yollar sayılmış demektir. Sizin kastınız bu işlemleri yaparken ise "4'üncü maddedeki işlemleri yaptıkları sırada" diyeceksiniz. "Sırada" ve "yoluyla" kelimesi arasında çok büyük fark var. Tabii ki hani biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak liyakat diyoruz ya...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı.)

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun Sayın Hamzaçebi.

MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (İstanbul) - ...liyakate önem verilmiş olsaydı bu teklif buraya böyle gelmezdi. Bürokraside kanun yazan çok değerli, yetenekli arkadaşlarımız vardır. Öyle anlaşılıyor ki BDDK bu liyakati bir tarafa atmış vaziyette. Çıkaralım, gönderelim gelsin.

Şimdi "Bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürdükleri tespit edilen..." Kim yapacak tespit? Arkadaşlar, tespiti ancak mahkeme yapar. Mahkeme hüküm verdiği anda ve o hüküm kesinleştikten sonra o tespit yapılmış olur. Bu tespit o değil. Ne diyeceksiniz? İdare olarak yapılan soruşturma sonucunda haklarında böyle iddia olunanlarla ilgili olarak cumhuriyet savcılığına yazılı bildirimde bulunulur. "Tespit edilen..." Tespit olmaz. İdare bir şeyi... Yargıya açık bir yol ise -ki zaten savcılık yolunu işaret ediyorsunuz- tespit edilmez.

İkincisi: "Bu bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek" ibaresi ve "bankacılık sistemini tehlikeye düşürecek" diyorsunuz, iyice açıyorsunuz bunu. Çok muğlak, idareye olağanüstü takdir yetkisi veren bir ibare. Bu düzenleme, bankaların üzerinde Demokles'in kılıcı gibi sallanacak, bankaları emir ve talimatla çalışan finans kurumları hâline getirecektir; niyet odur.

Teşekkür ederim.