| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu Teklifi (2/2537) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 29 .01.2020 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım.
Değerli milletvekili arkadaşlar, değerli bürokratlar, basın mensupları; hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.
Öncelikle, Elâzığ, Malatya ve diğer illerimizde meydana gelen deprem nedeniyle ölen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara acil şifa diliyorum. Bir daha böyle felaketleri ülkemize, milletimize ve dünyaya yaşatmamasını Allah'tan niyaz ediyorum.
Şimdi, değerli arkadaşlar, tabii, bu yasa teklifi iyi niyetle hazırlanmış. Teşekkür ediyorum emeği geçen tüm arkadaşlara; yalnız, bazı sıkıntılar var. Sıkıntılar da nedir? Değerli Başkanım, geneli üzerine herhâlde konuşmalar açıldı, ben de fazla uzatmayacağım.
Bir: Bu ceza kısmına baktığınız zaman, bazı yerlerde 10 kat artıyor, bazı yerlerde 5 kat artıyor. Bir kanun koyucunun bu artışların limitlerini koyarken makas aralığında tutarlı olması gerekiyor. Neden bir yerde 5 kat, diğer yerlerde 10 kat? Mümkünse, bunu bize açıklarlarsa yararlı olur.
Bir de idari para cezaları -Sayın Başkanım, siz Bakanlık da yaptınız- diğer mevzuatlarımızda da var. Hatırlayabildiğim kadarıyla, diğer mevzuatlarda idari para cezaları arasındaki makas aralığı bu kadar geniş değil yani 10 kat aralık... Ne olabilir? Eğer amacımız gerçekten bundan caydırmaksa o 50 bini 100 bine çıkarın, 10 kat makasını yapmayın yani alt cezayı yükseltin. Hiç olmazsa caydırıcılık amacını yine görmüş olur çünkü makas aralığını açtıkça keyfîlik artar, şirketlerden şirketlere değişik idari para cezaları gelir. Peki, o zaman ne gündeme gelir? Husumet gündeme gelir, siyasi şeyler gündeme gelir, kayırmacılıklar gündeme gelir yani biz keyfîliğin makasını da açmış oluruz. İleride eleştiriler hepimize gelir maalesef. Buna tatmin edici bir cevap beklerim doğrusu.
Şimdi, bu kanun teklifi -yayım tarihi- bir yıl sonra yürürlüğe giriyor. Madem güvenliğe, ürün güvenliğine bu kadar önem veriyoruz, neden bir yıl sonraya erteliyoruz da bunu hemen yürürlüğe sokmuyoruz? "Uyum" denilebilir ama sağlık bunun ötesi yok ki.
3'üncü bir konu Sayın Başkanım: Burada benim görebildiğim kadarıyla tüm arkadaşlar, herkes gıda güvenliğinden bahsetti ama "Tanımlar" kısmına baktığımız zaman, gıdayla ilgisi sanki yok yani yok gibi. Çünkü burada ürünün tanımı yapılmış yani ürünün tanımında da madde... Tabii bu "her türlü madde" olayı bence doğru bir kavram değil Sayın Başkanım. Yani "her türlü madde"ye siz burada uyuşturucu maddeyi de mi katarsınız? Burada bari hiç olmazsa "yasaklanmayan her türlü madde" deyin, "imalatı yasaklanmayan, meşru olan bir madde" deyin. Yani burada esrar, afyon gibi zehirli maddeler de bu kapsama girer, "her türlü madde" kavramı doğru bir kavram değil bence. Kanun koyucu halının ilmekleri ne kadar ince olursa o kadar iyi bir kanun yapıcı oluruz ki bence biz kavramları keyfi, hoyratça kullanamayız. Yani bu, "her türlü madde" ibaresi doğru değil.
Şimdi, Değerli Başkanım, "Tanımlar" kısmında, aslında bende bir kafa karışıklığı oldu, sizlerde oldu mu olmadı mı, bilmiyorum ama. Şimdi, bir, güvenli ürün; iki, ciddi risk taşıyan ürün; üç, risk taşıyan ürün; bana sorarsanız siz güvenli olan ürünün tanımını dört dörtlük yaparsınız, geri kalan hepsi riskli ürün olur, güvensiz ürün olur. Aksi takdirde burada üç tane tanımla boşlukta kalan hususlar olur ki ileride sıkıntı yaratır, sıkıntı yaşarız. Yani burada bence bu tanımlar üzerinde de ayrı ayrı düşünmek lazım. Burada ithalatçı var, imalatçı var. Aracı, komisyoncu vesairesi ne olacak? Yani hani, nasıl, bir yangın çıktığı zaman, ürünü aldığınız yerde montajcıdan aracıya herkes o tüketiciye karşı müşterek, müteselsilen o zincirlemeden sorumluysa biz burada da aynı zincirleme sorumluluğu getirmemiz gerekiyor diyorum.
Kahve için de çok teşekkür ediyorum, saygılarımı sunarım.