| Komisyon Adı | : | İÇİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi (2/2555) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 29 .01.2020 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim, Sayın Başkan.
Tabii, Değerli Başkanımla birlikte İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde 1982 yılında birlikte okuduk; benim fakülte sıra arkadaşım, Sayın Başkanımızla birlikte.
OTURUM BAŞKANI SERMET ATAY - Sınıf arkadaşımız, evet.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Rahmetli Sayın Lütfi Duran idare hukuku dersimize gelirdi, "Kamu düzeni tanımı nedir?" derdi, "Çok muğlaktı." derdi, "Belirsizdi." derdi, "Kime göre kamu düzeni?" derdi. Sayın Başkanım da bu kavramı... Rahmetli Lütfi Duran hakikaten çok değerli bir Türk hukuk idarecisiydi ama yani bu kamu düzeni, şimdi, kime göre kamu düzeni? Size göre kamu düzeni farklı, bana göre farklı. Yani bence, bu şekilde muğlak cümlelerin buradan çıkarılmasında yarar var. Yani, net bir şekilde belirleyici olması gerekir.
İki: Şimdi, burada "Çalışma süresi kırk saattir." ibaresini Sayın Başkanım, Sayın Dülger, gelin şöyle yapalım, "Kırk saattir." demeyelim de "en fazla" diyelim yani "azami süre" diyelim. Burada "kırk saattir" ibaresi bence kanun tekniği açısından doğru değil, "En fazla kırk saat çalıştırılabilir." diyelim.
Burada bir şey daha var: Peki, acaba bu bekçi arkadaşlarımız polis karakollarında da nöbet tutacak mı? Şu anda gidin, bakın, karakollarda nöbet tutan bekçiler var. Bunlar da nöbet tutacak mı, tutmayacak mı? Yani tutarsa ne olacak? İşte 11'inci maddesinde "çalıştırılamaz" dedik ama şimdi, Devlet Memurları Kanunu'nun 99'uncu maddesinde "izin süreleri cumartesi ve pazar günü" denildiği hâlde burada iznin hangi gün kullanılacağı muğlak Sayın Başkanım.
NİHAT YEŞİL (Ankara) - Herhangi bir gün.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Herhangi bir gün.
OTURUM BAŞKANI SERMET ATAY - Haftada bir gün.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani, bekçilerin aile düzenini, yaşantısını, hayatını bitireceksiniz. Böyle bir şey olmaz. Yani hiç olmazsa adamcağızın düğünü olur, cenazesi olur, bayram olur, seyran olur, çocuklarla bir araya gelmek ister. Yani bunların dünyasını ters çevirmiş olacaksınız, hep geceleyin çalıştıracaksınız. Hep gece çalıştırdık, güzel, peki bu geceleyin çalışacak olan kadın kardeşimiz de olmayacak mı?
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Toplam 70 kişi.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - 70; peki, bu 70 kadın kardeşimizin, efendim, hamilelik dönemi, hastalık dönemi vesaire dönemleri olmayacak mı? Kadınları burada niye hiç hesaba katmıyoruz?
ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Onlar Çalışma Kanunu'na göre düzenleniyor.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Nasıl Çalışma Kanunu'na göre? Bu işte kanun, kanun işte. Yani bu kadın hamilelik döneminde ne kadar izne ayrılacak? Bu kadını aynı şekilde, siz yine bu şekilde mi çalıştıracaksınız?
OTURUM BAŞKANI SERMET ATAY - Sonuçta devlet memuru değil mi Sayın Tanal? Oradaki hüküm uygulanacak işte.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani anladım da, arkadaşlar...
ÜMİT YILMAZ (Düzce) - Hamilelik döneminde hanımların nasıl çalışacağı belli, ne kadar izin alacağı belli.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Belli değil arkadaşlar. Bu kanun buna özgü, buna özgü getirin çalışmayı. Özel kanun varken genel kanuna gidemeyiz, bu konunun özünü ilgilendiren bir kanun.
Gelelim, burada daha ötesi var: Efendim, bu kanunun usul ve esasları -ee- İçişleri Bakanlığınca çıkarılan yönetmeliklerle belirlenir. Şimdi, içimizde kaymakamlık yapmış olan üstadımız var; başka var mı, yok mu?
OTURUM BAŞKANI SERMET ATAY - Hilmi Bey var.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Hilmi Bey var, biraz önce Sayın Komisyon Başkanımız Vali Bey vardı, üstat yine var.
Şimdi, arkadaşlar, bu çalışma saatlerini niye Valiliklere vermiyoruz, merkezde İçişleri Bakanlığına vermiyoruz? Yani hepsini niye İçişleri Bakanlığına veriyoruz? Bugün mesai Kilis'te ayrıdır, Şanlıurfa'da ayrıdır güneşin doğuşu, batışı; efendim, Hakkâri'de, Şırnak'ta ayrıdır, Tekirdağ'da, Edirne'de, İzmir'de ayrıdır. Yani, bunu niye merkezde İçişleri Bakanlığına, valiliklere, illerde valilere vermiyorsunuz? Arkadaşlar, yani kalkıp İçişleri Bakanı Ankara'da oturacak, Hakkâri'nin, Şırnak'ın güneş saatiyle Edirne'nin mesai saatini aynı saatte belirleyecek; olmaz böyle bir şey. Geçmişte kanunda var. Orada bir hata mı vardı? Değerli Kaymakamımız, Üstadım, siz onu hiç yanlış uyguladınız mı?
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Buradaki anlamı zaten şu...
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ben karşılıklı sataşma olması açısından söylemiyorum.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Yok, biliyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Doğruyu yapalım. Mademki yapılıyorsa...
OTURUM BAŞKANI SERMET ATAY - Buyurun.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Şimdi, burada bahsi geçen, zaten akşam saatlerinde güneş battıktan sabaha kadar olan sürede her yerde farklı saatte akşam olup sabah olacağı için oradaki mülki idare amirleri yine bunu zaten belirleyecekler.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yok, İçişleri Bakanına bu yetki veriliyor.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Şimdi, İçişleri Bakanı o yetkisini devredecek sonuçta.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Etmeyecek.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Yok, eder.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Orada bir devir yetkisi yok.
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Şimdi, bu konuda İçişleri Bakanı sizin de dediğiniz gibi Türkiye'nin tamamında bunu kullanmayacaktır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Üstadım, anladım...
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Bunun uygulaması her zaman öyle olmuştur, gene öyle olacaktır.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Şimdi, bakın...
MUSTAFA YEL (Tekirdağ) - Hakkâri Valisine ve Edirne Valisine ve diğer valilere de farklı tarihlerde, farklı zamanlarda uygulama kabiliyeti verebilmek için mutlaka valilere yetki verilir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Değerli Vekilim, biz burada kanun koyucuyuz -Sayın Dülger Bey, bilmiyorum, dinliyor mu bizi ama tabii, bu konuda hep isminiz geçtiği için- burada mademki öyle bir şey düşünülüyorsa e biz sizi burada yapıcı bir muhalefet olarak uyarıyoruz. Yani, onu niye sonra bir daha çıkarıyorsunuz ki? Gelin, şimdiden düzeltin o zaman. Deyin ki "Ya, arkadaş, tamam, merkezî yerde İçişleri Bakanı; mahallî yerlerde, illerde vali, ilçelerde kaymakam yetkilidir." İçişleri Bakanı kalkıp her gün bakacak.
Bazen dakikalarla çok sorun fark eder arkadaşlar. Yani bir yerde güneş beş dakika önce doğuyor, bir yerde beş dakika sonra. Bu niçin önemli? Herhangi bir bekçi arkadaşımızın olaya karışması hâlinde çok önemli. Görevi esnasında mıdır, görevi esnasında değil midir? Ondan sonra meteorolojiye göndereceğiz, "Efendim, Şırnak'ta güneş kaçta doğdu, Edirne'de kaçta doğdu?" Ya arkadaşlar, bu kadar uğraştırmayalım ya. Kanun koyucu tartışmaya mahal vermeyecek, daha düzenli, tertipli iş yapar.
Burada kadın personel arkadaşlarımızla ilgili hiçbir düzenleme, açıklama yok, âdeta kadınları yok saymışsınız. Kadınları yok saymışsınız, burada öncelikle kadın vekil arkadaşlarımız var, onların benden daha fazla ses çıkarmasını bekliyorum ben, sizden istirham ediyorum.
Sayın Başkanım, burada yıllık izinle ilgili düzenleme yok. Burada yıllık izinle ilgili de bir düzenlemenin olması lazım ama 5 yerde "yönetmelik" kelimesi geçiyor. Ya, arkadaş, toplam kanun zaten 18 madde, 5 yerde "yönetmelik" ibaresi niye geçer? Zaten başında demişsiniz: "Bu kanunun uygulamasıyla ilgili yönetmelikler düzenlenir." Ayrıca, bilmiyorum, başka hangi kanunda var, "yönetmelik" başlığı adı altında bir madde bir kanunda ben hatırlamıyorum. Genellikle ne olur? "Bu kanunun uygulamasıyla ilgili yönetmelikler çıkarılır." deniliyor ama burada ayrıca, bir de yönetmelik maddesini koyma ihtiyacını hissetmişsiniz, bu kanun yapma tekniğine aykırıdır.
Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunarım.
Sayın Dülger, yani o konuşmaları bize de yansıtırsanız, belki bizim de fikrimiz değişir, önemli şeyler tartışıyorsunuz orada herhâlde.
OTURUM BAŞKANI SERMET ATAY - Sayın İbrahim Kaboğlu, buyurun.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bizim konuşmalarımız lüzumsuz anladığım kadarıyla.
Teşekkür etmek istiyorum.