| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2452) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 18 .12.2019 |
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Bu yasa 18 madde yürürlük maddesiyle birlikte. Şu ana kadar konuşmacıların hepsi madde 2, 3 ve 9 hakkında konuştular. Diğer maddeler önemsiz değil ama demek ki bu maddeler daha önemli ve son derece önemli çünkü temel insan haklarıyla ilgili düzenlemeler bunlar. Dolayısıyla, buradan hareketle, her defasında diyoruz ki: "Bu kere de önümüze bir torba yasa geldi. Torba yasanın uygulanmaması lazım. Şu maddesi şu komisyonu ilgilendiriyor, bu maddesi bu komisyonu ilgilendiriyor." Ama, geldi, devam edelim yolumuza... Bir kerelik de bir örnek yapalım, diyelim ki: "Bu 3 madde gerçekten önemli, komisyonuna gönderelim, onlar bunu incelesinler." Niye bunu yapmıyoruz? Her defasında niye kabulleniyoruz ve yolumuza devam ediyoruz? Bir kere de bir örnek yapalım. Ama yapılmazsa var olan yanlışlar tekrar edilmeye devam ediliyor.
Şimdi, bunu söyledikten sonra teklifin 2'nci maddesine 4045 sayılı Kanun'un 2'nci maddesine bir ibare ilave ediyoruz diyoruz ki: "Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak." Arşiv araştırmasını anlarım. Nedir? Adli belgeler vardır, arşivi oradan araştırırsınız; siyasi, idari belgeler vardır, gider oradan araştırırsınız; sosyal vardır, bir yerde toplantı olmuştur, bir dernek vardır, birisi oraya gitmiştir, orada resmi vardır, bakarsınız, edersiniz. "Falan yerde şu kapıdan girmiş, bu kapıdan girmiş, şu insanlarla temas etmiş, şu dernekte şu konuşmayı yapmış, bunu yapmış..." Oralardan da bir sonuca varabilirsiniz. Peki, "güvenlik soruşturması" ne demek? Burada bu soruşturmayı kim yapacak? Nasıl olacak bu iş? Yani son derece geniş bir kavram bu. Ben Merkez Bankasındayken şöyle güvenlik soruşturmalarıyla karşılaştım: İlgili gitmiş, sınavı kazanmış bir vatandaşın evine, kapısından girdiğinde, yan tarafta cami varmış, camiden apartmana kablo çekilmiş, içeride ezan okunuyormuş. "Ezan okundu." diye bunu güvenlik soruşturmasına yazmış. Dolayısıyla bunu "engelli" diye yazdılar. İçeriye girmiş, içeride evin kütüphanesine bakıyor, duvarda Hazreti Peygamber'in sireti var, onu yazmış. Bakmış ki Mustafa Asım Köksal'ın İslam Tarihi var, bir şey var, bütün bunları buraya getirmiş, koymuş. Benim, Merkez Bankası Başkanı olurken hakkımda yapılan güvenlik soruşturmasıyla ilgili bildiklerim var ama burada söylemeyeceğim. Dolayısıyla bu gerçekten nasıl yapılacak? Kanunu teklif eden arkadaşımız, güvenlik soruşturması -tırnak içinde- nasıl olacak? Yani şu anda diyelim ki bir üniversitenin....
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Madde var ya orada, MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü...
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - İyi, tamam da, diğeri zamanında da aynı şey var ama gelen belge bu, gelen istihbarat bu, gelen toplam bilgi bu.
BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Lütfen karşılıklı konuşmayalım.
Sayın Yılmaz, buyurun siz.
Daha sonra söz vereceğim size.
DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Bu çok genel bir şey. Eğer bu -dediğim gibi- somutlaştırılabiliyorsa elbette bu hepimizin lehine. Fakat ben daha fazla ileri gitmeden bir şey söyleyeyim: Devletin kendisini korumak için tedbir alması meşrudur ve gereklidir. Yani bunu bu çerçevede konuşuyorum, söyleyeceklerim bu çerçevede değerlendirilsin. Dolayısıyla gerçekten bu nedir? Bunun ne başı belli ne sonu belli. Diyelim ki herhangi bir üniversitenin sosyal bilimler fakültesinde terör araştırma enstitüsünde görevli olan bir hoca var, öğretmen var, doçent var, profesör var. Oğlu bir yere gitti, kızı bir yere gitti, sınava girdi. Şimdi, hakkında güvenlik soruşturması yapıyoruz. İçeriye girdi, baktı; IŞİD'le ilgili kitaplar var, PKK'yla ilgili kitaplar var, ETA'yla ilgili şeyler var. Şimdi orada bakıp "Ya, bu adam acaba bunların hangisinden?" falan deyip, gelip böyle bir şey yapabilir çünkü bunlar oldu geçmişte. Bu şablon değişmediği sürece burada yazılanın bir şeye faydası olmayacak.
Dolayısıyla burada ortaya çıkan husus şu: Bunu somutlaştırmak lazım. Bence hocamın dediği -Anayasa hukuku profesörünün dediği- son derece önemli. Biz bunu somutlaştırmadan geçmişte nasıl "Oturduğu apartmanda ezan okunuyor. İçeriye girdik kütüphanesinde Kur'an-ı Kerim var, duvarda Hazreti Peygamberin sireti asılı. Dolayısıyla bunlar sakıncalıdır." vesairedir gibi şeyler, bu şablonlar değişmediği sürece bu kere de farklı şeyler olacak. Onun için, bence hocamın söylediği son derece önemli, buna itibar edelim ve bu düzenlemeleri buna göre somutlaştıralım. Bunu somutlaştırmadığımız sürece biz birbirimize zulmetmekten kurtulmayız. Yani tahterevalli oynuyoruz; "Güç benim elimde, bugün böyle." yarın başkasının elinde, o da "Bana geçti, böyle." Bizim artık bir yerde bunları kırmamız lazım. Vicdan sahibi, akıl sahibi insanların elinden, birbirimize zulmetmeden, insanların temel hak ve hürriyetlerini koruyacak düzenlemeleri yapmak zorundayız.
Ben şahsen bu düzenlemeden korkuyorum, açıkça söylemek gerekirse bu hâliyle korkuyorum çünkü önceki muhatap olduğum düzenlemeden çok bir farkı yok bunun. O zamanki zihniyet "Devletin kendisini koruması şu şartlarda gerekliydi." diye öyle yapıyordu ama şu andaki zihniyet de "Devletin, evet, kendisini koruma hakkı var, meşrudur, yapmak zorundadır." diyor. Ama şablon aynı, değişen bir şey yok, o da başka bir kritere bakacak. Dolayısıyla biz burada bir arpa boyu yol alamayız. Bunun -hocamın dediği şekilde- gerçekten Anayasa'nın ilgili maddelerine uygun hâle getirilmesi lazım. Eğer bunu uygun hâle getirmezsek değişen bir şey olmaz. Yani benim önüme geldi, dediğim gibi, adam "İçeride ezan okunuyor." diyor, ve bunu, o kişinin Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir kurumunda çalışmasına engel olarak görüyor. Ne engel olabilir ya! Ama bugün başka şeylerle karşılaşacağız. Dolayısıyla bunların bence hiçbir hukuki tanımı yok, somut değil ve biz buradan bir yere gidemeyiz.
Mesela, bu "güvenlik soruşturması" denilen şey, Anayasa Mahkemesinin söylediği gereklilik, elverişlilik ve ölçülülük unsurunu nasıl karşılayacak? Nasıl somut hâle getireceğiz bunu? O nedenle, ben vaktimin tamamını da kullanmak istemiyorum, zaten de bitmek üzere. Yapılması gereken şey, bu muğlak ifadeleri buradan çıkarıp Anayasa'nın ilgili maddelerindeki somut, temel insan haklarına, herkesin hakkına saygı duyacak şekilde bir yasa yapmamız gerekiyor. O nedenle de Sayın Başkan, şunu öneriyorum: Bir farklılık yaratalım ve bu maddeleri Anayasa Komisyonuna gönderelim, onlar bunu tartışsınlar.
Teşekkür ediyorum.