KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Efendim ben de Salih Bey şahsında bütün heyete saygı sunuyorum.

Şimdi tabii, bir kanuni düzenleme yapıyoruz. Muhalif cenah "Sanki bu taraf, kendinden yana, kendini aklayıcı bir tutum içerisindeymiş." gibi davranıyor, oysa öyle değil; biz de bu toplumun bir parçasıyız, bir çoğumuzun akrabalık bağları var, yani şu güvenlik soruşturmalarından muzdarip olanların size geldikleri gibi bize gelmeleri de vaki, bunu kabul edeceksiniz.

Sayın Kaboğlu "Bir çerçeve çizilmesi lazım." dedi ama o kadarla iktifa etti. Oysa çerçeveyi kendisi burada bir iki şeyle ifade edebilirdi, etmek lazım. En mühimi şu: Mustafa Başkanım söyledi, Anayasa'da bir hüküm var...

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Pardon, bir somut öneri yaptım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Somut öneri olarak sadece "Bir alt komisyon oluşturalım, orada ilgilileri konuşsun''. dediniz.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Bunun dışında somut öneri yaptım ben, bir madde önerisi yaptım.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Evet, buyurun Sayın Aydemir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Şimdi, efendim tabii ki ihtisasa çok değer veriyoruz. Mütehassıs olanlar bizim için de çok itibarlıdır ancak pratisyenler de öyledir yani hayatın pratiğini bilenler -Murat Hocam- daha böyle bir olaya nüfuz etmede çok daha cevval olabiliyorlar. Biz bunu gördük hepimiz, toplumca gördük. 15 Temmuz, birçok şeyi aşikâr etti ki sureti haktan gözüküp devletin içine, devletin en kılcal damarlarına kadar sızıp devleti yok etmekle iştigal eden geniş bir kesim olmuş. Dolayısıyla devlet, kendini koruma adına, dahası milleti koruma adına kanuni düzenlemeler yapacak. Yani birisini istihdam ederken layüsel davranıp "Buyur, gel kardeşim, sen hukuk fakültesini bitirdin, suallere de cevap verdin, hâkim ol çık." diyemeyiz, dememeliyiz, denmez zaten. Hiçbir hukuk devleti o neviden böyle bir layüsel yaklaşım koymamıştır, koymamalıdır. Bizimki çok daha sıhhatli işleyen bir süreç.

Evet, Anayasa Mahkemesi bir inkıta koydu "Bunları düzeltin, Anayasaya uygun hâle getirin." dedi. Şimdi, burada da Plan ve Bütçe Komisyonumuzun yetkin bir ismi özel bir çalışma yapmış, buraya getirmiş. Noksanları varsa tabii ki karşılıklı istişare edeceğiz, konuşacağız.

Arkadaşlar, güvenlikle ilgili, hususen bir şeyin altını çizmek istiyorum. Somutlaştırma adına söyleyeyim, çok somut örnek vereyim, hukukçu olmadığım için somuttan gitmek daha anlaşılır olur. Hayatının herhangi bir safhasında hırsızlık faaliyeti içerisinde olmuş birisi bir müddet sonra kamu bankasında çalışmak istiyor, giriyor, suallere de çok yetkin bir biçimde cevap veriyor. Siz, o bankanın yetkilisi olsanız bu arkadaşı alıp kasanın başına koyar mısınız? Somut bir örnek veriyorum ben.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Koyuyorsunuz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Neyi koyuyoruz ya! Ne diyorsun sen ya! Güvenlik soruşturması bunun için gereklidir kardeşim.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Arkadaşlar, müdahale etmeyelim, dinleyelim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne diyorsun sen ya! Burada ciddi şeyler konuşuluyor.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Biz de somut bir şeyler söylüyoruz burada.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Müdahale etmeyelim, dinleyelim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne koymuşuz ya? Ne diyorsun sen ya! Nereye koymuşuz?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Verdiğiniz örnekten örnek veriyorum.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, bırak şimdi kardeşim, anlamıyor musun ya?

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Arkadaşlar, böyle bir usul yok ki.

AYŞE KEŞİR (Düzce) - Böyle bir usul yok Başkanım.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ezbere konuşuyorsun ya!

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın Milletvekili, lütfen dinleyelim. Böyle bir usulümüz yok bizim.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hangi hırsızı, ne zaman, hangi kasanın başına koymuşuz? Ne biçim konuşuyorsunuz öyle!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Halkbankasına bakın, göreceksiniz.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, bırak kardeşim, sen ezbere konuşuyorsun.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Haddinizi aşıyorsunuz, terbiyesizlik yapıyorsunuz!

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Bir dakika...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Böyle bir şey var mı Sayın Başkanım?

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın Aydemir, bir saniye...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Neyine bakacağız Halkbankasının?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Arkadaşlar, bu arkadaşımızın tarzı...

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Sayın Aydemir, bir dakika bekler misiniz, bir şey söyleyeceğim.

Değerli arkadaşlar, özellikle Komisyon üyesi olmayan arkadaşlarımız gelip burada bu tür konuşmalara çok müdahil oluyorlar. Rica ediyoruz... Bizim burada böyle bir usulümüz yok, hiçbir yerde de olmaz. Hatibi dinleyelim, siz de konuşma talep ediyorsanız size de söz veririz, siz de fikrinizi söylersiniz. Anlaştık mı?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkanım, Anayasa Komisyonu üyesi olarak buradayım yani başka bir yerden falan gelmiş değilim.

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Olabilir, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesi değilsiniz. Siz de görüş vereceksiniz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Suç duyurusunda bulundunuz mu Beyefendi?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bulundum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Tamam, ne oldu?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Gel odama, vereyim ben.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Neyi bana vereceksin? Her gün Meclisteyiz, verseydin ya bugüne kadar. Bugünü mü bekledin?

BAŞKAN LÜTFİ ELVAN - Uğur Bey, lütfen siz de müdahale etmeyin.

Sayın Aydemir, buyurun.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Değerli Vekil, burada hiç germeye, kızgınlıkla, kırgınlıkla bir zemin oluşturmaya gerek yok. Anayasa Komisyonu üyesi iseniz -hukuki bir çalışma yapıyoruz- sizin katkı vermeniz lazım. Siyasi polemik ifade eden kavramlardan, tespitlerden kaçmak lazım. Sayın Kaboğlu'nu biz dinledik. Ben, Ayşe Hanım'ın anlattıklarından da istifade ettim. Ama ön kabullerle, ön hükümlerle yaklaşırsak sıhhatli bir sonuç alamayız diyorum.

Burada güvenlik soruşturması... Zaten, 18 madde var burada, tartışmalı mevzu olan, tartışılan bu yani şu güvenlik soruşturmasına dönük çalışma. Burada da çok daha geniş açıdan bakmak lazım. Ben başlarken söyledim, biz de bu toplumun bir bireyiyiz. Bizim de etrafımız var, sosyal muhitimiz var, bize de insanlar geliyorlar, bu neviden sıkıntılar yaşayanlar size geldikleri gibi bize de geliyorlar. Öyleyse en sıhhatli sonucu nasıl ortaya çıkarırız birlikte bulacağız bunu. Bunun yolu da bilenler yani yetkin olanlar, donanım sahibi olanlar somut şeyler konuşsunlar diyorum. Böyle teorik ifadelerle bir yere varmak mümkün değil. Zaten, onu arkadaşlarımız çalışmış, orta yere koymuşlar. Mustafa Bey söyledi, bunun başka zeminlerde yani başka ülkelerdeki uygulamalarından da bahsedildi. Öyleyse yeni bir şeyi icat edecek değiliz. Bildiğimiz özgün tespitler varsa bunları paylaşalım. Ben şunu söylüyorum: Devlet, devlete sadakat... Ayşe Hanım devlete sadakatle farklı şeyler tedai ettirdi. Ben şunu anlıyorum devlete sadakatten: Devlet, bireyleriyle devleti ifade eder yani yaşayanlarıyla devlettir zaten. Başka nasıl ifade edersiniz, nasıl tarif edersiniz? Çok soyut bir kavram. İçerisine insanları koymadan, kurumları koymadan devleti netleştiremezsiniz ki.

Şimdi, devlete, güvenlik soruşturması görmemiş, oraya birtakım muhitlerin delaletiyle duhul etmiş, girmiş insanların sonradan devlete yöneldiklerini hepimiz gördük, yaşadık, birlikte yaşadık, şu çatı altında yaşadık. Öyleyse "Bunu Anayasa Mahkemesi iptal etti. O zemin bütün bütün açık kalsın, herkes gelsin, girsin." Hayır, efendim, olur mu böyle bir şey? Bu, yaşadığımız topluma karşı mesuliyetimizi yerine getirmemektir. Ben, Sayın Kabaoğlu bu işin uzmanı olduğu için onun tarifleri etrafında bir şeyler söylemeye çalışıyorum. Dolayısıyla Salih Bey'in çerçevesini çizdiği bu güvenlik soruşturmasına dönük çalışma çok yerindedir. Belki burada tafsilata girip "Şunlar şunlar da olsun." şeklinde bir tarif gelişirse ona elbette saygı duyarız ve ona da iştirak ederiz. Soyut kavramlarla değil, net, somut, müşahhas kavramlarla konuşursak buradaki insanlar da aydınlanmış olurlar ve istifade ederler. Ben, bireysel bakış açımla ifade ediyorum ki güvenlik soruşturması "devlete sadakat" kavramıyla, millet duygusuna mensubiyetle eş değerdir dolayısıyla olmazsa olmazdır ve bunun bu çerçevede değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum.

İnşallah maddelere geçtiğimizde de ayrıntılı konuşalım.

Ben çok teşekkür ediyorum.