| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/2452) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 3 |
| Tarih | : | 18 .12.2019 |
SALİH CORA (Trabzon) - Sayın Başkanım, kıymetli Komisyon üyeleri, değerli milletvekilleri, basınımızın güzide temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yeni bir kanun teklifini görüşmek, müzakere etmek ve nihayetinde, bir karar vermek üzere bir aradayız. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin en ayırt edici özelliklerinden biri de yürütmenin, bütçe kanunu dışında yasa teklif etme yetkisinin sınırlandırılması, bu yetkinin münhasıran, milletvekilleri tarafından kullandırılarak yasama organının güçlendirilmesi esas alınmıştır.
Değerli milletvekilleri, gerek kamuoyunda gerekse çok sayıda vatandaşımızın talep ve istekleri gerekse kamu kurum ve kuruluşlarımızın ihtiyaçları kapsamında, ciddi bir emek sonrasında hazırlanan ve ilk imza sahibi olarak imzaladığım ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan 18 maddelik kanun teklifinin görüşmelerine başlıyoruz.
Kanun teklifi içerisinde yer alan düzenlemelerin neyi amaçladığına ve neler getirdiğine ilişkin bazı bilgileri sayın üyelerimize vermek istiyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisinin ekim ayında açılmasıyla birlikte gündeme aldığı ve kanunlaştırdığı birinci yargı paketiyle uyumlu olarak yeni bir düzenleme getiriyoruz. Kanun teklifinin 11'inci maddesinde yer alan düzenlemeyle, asliye ceza mahkemelerinde cumhuriyet savcısının bulunması zorunluluğunu 1 Eylül 2020 tarihine kadar erteliyoruz. En son yapılan yargı paketi düzenlemesinde, malumunuz olduğu üzere, cumhuriyet savcılarımıza yeni iş yükü getirilmiştir. Özellikle, seri yargılama usulü, basit yargılama usulü, cumhuriyet savcısının üç yıla kadar olan suçlarda kamu davasını ertelemesi gibi birçok yeni düzenleme, yargılama faaliyetleri, cumhuriyet savcısının faaliyetleri kapsamına dâhil oldu. Bu dönemde yapılacak yeni uygulamaların herhangi bir aksaklığa mahal vermemesi için, soruşturma sürelerinin uzatılmaması için böyle bir süreye ihtiyaç duyulmaktadır.
Değerli arkadaşlar, teklif sahibi olduğumuz kanunun diğer bir maddesinde ise Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı müze ve ören yerleri için teklifimizin 12'nci ve 13'üncü maddesinde yeni düzenlemeler getiriyoruz. Yapılan hizmetlerin, kamu yararı özelliği dikkate alınarak su ve atık su kullanımında tahakkuk eden su bedellerine sınır getiriyoruz.
Ayrıca, İller Bankasının, kamu kurum ve kuruluşları ile belediyeler adına yapılacak olan ihalelerinde damga vergisi alınmasından istisna tutulmasını amaçlamaktayız.
Yine, Sağlık Bakanlığı bünyesinde faaliyet gösteren Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığında, Yükseköğretim Kanunu'na göre görevlendirilen öğretim görevlilerine ödenecek ücret ve ödeneklerde iyileştirmelerde bulunulacaktır.
Teklifimizde bir diğer önemli madde ise 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nda yaptığımız 5'inci, 6'ncı ve 7'nci maddelerdeki yeni düzenlemelerdir. Değerli arkadaşlar, özellikle bu düzenlemenin yapılmasının sebebi, Anayasa Mahkemesinin 2013/95 Esas, 2014/176 Karar'ıyla, 3095 sayılı Kanun'da belirtilen kamulaştırma bedeline uygulanacak yasal faiz uygulaması düzenlemesinin iptali nedeniyle 6'ncı maddedeki düzenlemeyi öngördük. 6'ncı madde düzenlenirken dikkate aldığımız husus; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 25/3/1999 tarih 31423-96 sayılı Yunanistan Kararı ile 22/9/1994 tarih 13616-88 sayılı Kararlarında "El konulan mülkün değeriyle ve kamulaştırma tazminatı ile kamulaştırma yapıldığı sıradaki piyasa değeri arasında makul bir oran bulunmalıdır." hükmü ile Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesinde yer alan "Kamulaştırma bedellerinin borçlu idarelerce kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz uygulaması gerekirken" hükmü dikkate alınarak TÜİK'in açıkladığı kamu alacaklarına uygun Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi YÜFE'nin aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle yeni bir düzenleme getiriyoruz.
5'inci maddede ise... 2004 yılında kapatılan Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün yetki, görev ve sorumluluklarının TOKİ Başkanlığına devredildiğini hepiniz biliyorsunuz ve Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüne karşı açılmış kamulaştırma iş ve işlemlerine karşı davaları da TOKİ üstlenmişti. Bu davaların ülkemizin bir çok şehrinde bulunuyor olması, TOKİ'nin de Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlanmış olması ve TOKİ'nin taşra teşkilatının bulunmuyor olması nedeniyle, bu davalar için usul ekonomisi ve daha fazla davayla ilgili bilgi ve belgelere rahat ulaşılabilmesi için böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmuştur.
Değerli milletvekilleri, yakın zamanda Anayasa Mahkememizin 4045 sayılı Kanun'a göre, kamu hizmetine girecek olanlarla ilgili yapılması gereken güvenlik soruşturmasının ve arşiv araştırmasının işlevinin kanunla düzenlenmesi gerektiğini şart koşması nedeniyle teklifimizdeki 2'nci, 3'üncü ve 9'uncu maddelerle ilgili yeni düzenlemeler getiriyoruz. Özellikle 2'nci maddeyle, 4045 sayılı Yasa'yla "İlk defa kamu hizmetine girecek olanlar için de güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmış olma" hükmünü içeren ve usul ve esaslarını belirten Anayasa Mahkemesi kararındaki çekinceleri karşılayan yeni bir madde ihdas ediyoruz.
3'üncü maddede ise güvenlik soruşturmasının ve arşiv araştırmasının sonucuna göre kamu görevine atanamayan kişilerin kanun yoluna başvurmuş olanlarla ve başvuracaklarla ilgili açık hükümler getiriyoruz. Mevcut açılmış ve devam eden davalarda on beş gün içerisinde idarece resen -yani getirdiğimiz hükümlerdeki ana nüvelerden bahsetmek istiyorum- dava açılmamış olanlarda yani bundan sonra süresinde açılacak iptal davalarında, dava dilekçesinin tebliğinden itibaren otuz gün içerisinde idarece resen güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmasına karar verilir. Sonra verdiği bu karar yedi gün içerisinde ilgili mahkemeye bildirilir. Mahkeme de -bu yaptığımız düzenlemeye göre- bu bildirim üzerine davanın görülmesini altı ay geri bırakacaktır. Güvenlik soruşturması olumlu sonuçlanmışsa dava konusuz kalacak, dosya işlemden kaldırılacaktır; olumsuz ise mahkeme meri mevzuata göre dosyayı tekemmül ettirecek ve en sonunda da altı ay içerisinde idarece cevap verilmemesi hâlinde davaya bakan mahkemece davaya devam edilecek ve karar verilinceye kadar idare de bir bildirimde bulunması hâlinde bildirimin içeriğine göre kararını oluşturacaktır.
Değerli milletvekilleri, bu düzenlemeyle Anayasa Mahkemesinin aramış olduğu elverişlilik, gereklilik, orantılılık ve açıklık ilkeleri gözetilmiş ve bunları sağlamış oluyoruz. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10'uncu ve 11'inci maddesinde ifade özgürlüğünün ele alınış biçimiyle ulusal güvenlik, toprak bütünlüğü, kamu güvenliği, suçun önlenmesi, düzeni koruma gibi kriterleri de dikkate alarak yeni bir düzenleme ortaya koyuyoruz.
Sözlerime burada son verirken maddeler kısmında da sorulacak sorular ve konular hakkında cevap vereceğimizi ifade ediyorum.
Özellikle, bu kanun teklifinin hazırlanmasında emeği olan değerli imza sahiplerinden İstanbul Milletvekilimiz Abdullah Güler Bey'e, emek veren bürokrat arkadaşlara ve katkı sunan ve sunacak olan sizlere de şimdiden teşekkür ediyorum ve teklifimizin ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini diliyorum.