NURCAN DALBUDAK (Denizli) - Başkanım, teşekkürler.

Şimdi, eğitimle alakalı biraz önce İsmet Ağabey bahsetti, hakikaten, bir çocuğa verilmesi gereken ilk duygu -bütün uzmanlar da söylüyor, biz de bu kanaatteyiz yani en azından kendi adıma- merhamet duygusu. Bunu bir matematikten, Türkçeden ya da diğer bütün bilimlerden, her şeyden önce çocuğa yükleyen dinde bu duygunun birçok sorununu çözmüş olacağız diye düşünüyorum. Anaokulundan, kreşten, artık hangi eğitimle karşı karşıya kalıyorsa ilk aşamada, orada uygulanması lazım ya da verilmesi, bunun üzerinde özel çalışmak lazım diye düşünüyorum.

Jandarma ve emniyette risk analizi formu dolduruluyor. Burada da can güvenliği olanlarda analizin çok daha kapsamlı olması gerektiği konusunda ben bir tavsiye niteliğinde bir şey söylemek istiyorum.

Bir de uzaklaştırmalarda, erkek evden uzaklaştırıldığında kadın yine mağdur oluyor çünkü adam gittikten sonra ev kirasını ödemiyor, para göndermiyor, elektrik, su, telefon, hiçbir şey ödemediğinde kadın yine mağdur. O yüzden çocuklar yine mağdur.

Bir de benim ŞÖNİM temaslarımda şunu söylemişlerdi: Belki olabilecek çok ileri bir vaka olmasa bile koruma kararı alıyor polis, 6284'ü işletiyor çünkü İstanbul Sözleşmesi'ni imzaladığımız için bizde yasalar geriye doğru işlemiyor fakat İstanbul Sözleşmesi'ni imzaladığımız için kadına eğer bir şey olursa, kadının çocuğu 1 yaşında, 2 yaşında, neyse, büyüdüğünde tazminat davası açıyor, 200 bin liralık, 300 bin liralık tazminat davaları ve o polis emekli olduğunda bütün parasını, emekliliğini, bütün gelirini, her şeyini bununla uğraşmaya ödüyor gibi bir söylem olmuştu.

Yine, kollukta "Bu aile arası şeydir, halledin." gibi bir yaklaşımın sürdüğünü, devam ettiğini söylediler. O yüzden de kollukta, jandarmada sadece bu birimlere, sadece kadın şiddetiyle alakalı belki birimlerin oluşturulması konusunda bir temasım ya da bir öngörüm oluştu.

Bir de mahkeme kararı çıkmadan kişisel eşyaları alamıyor kadın ve belki o sırada, o süreçte karşılaştığı şiddetle bir anda evden çıkıyor ve mahkeme kararı olmadan da kişisel eşyalarını alamadığı için de çok ciddi mağduriyet yaşıyor. ŞÖNİM'lerde zaten iaşe, ibate gibi bir ödenek yok. Dolayısıyla, kadın yemek vesaire noktasında da oradaki arkadaşlarla görüştüğümüzde hep sosyal yardımlaşmadan, kendi ceplerinden... Gerçi ben o sunumda yer alamadım ama o yüzden biz Bakanlığa ŞÖNİM'lerde de bir bütçenin oluşturulması ve orada acil durumlarda, vakalarda oraya gelen kadınların en azından yemesi içmesi gibi birtakım konuları, aciliyeti olan şeyleri ki orada farklı bir açlık oluşuyormuş yani şiddet gören kadındaki, orada söyleyen uzmanlar öyle söylediler, yüzden de onun tamamlanması konusu...

Bir de sağlık giderleri ama bunu diğerinde söyleyecektim.

Peki, teşekkür ediyorum, bu kadar.